Anımsadıkça hep içimi burkar şu soru ve yanıtı:
"Niye en iyi keman ustaları Yahudiler’den çıkar biliyor musunuz?
Çünkü en kolay taşınan enstrümandır."
Acıyı, hüznü ve tarihi bundan daha iyi anlatan bir soru ve yanıt yoktur herhalde.
****
Acı, hüzün, tiksinti ve çirkinlikleri anlatan coğrafyalar, gezegenimizde maalesef bir elin parmakları kadar değil… Çok!
Gün geçmiyor ki kulağımıza keyif kaçırıcı haberler gelmiyor olsun.
İşte örnekler…
Önceki gün Şırnak’ta 13 yaşındaki bir kız çocuğunun istismara maruz kaldığı iddia ediliyor. Fail de yurttaşlarca suçüstü yakalanmış ya… Valilik hemen Uzman Çavuş A.A.'nın görevden uzaklaştırıldığını açıklıyor. A.A.’nın aşırı alkollü olduğu açıklanıyor. A.A. cinsel istismar ve silahla tehditten tutuklanıyor. Ama ilçede tepkiler gün boyu bitmiyor. "Susma sustukça sıra sana gelecek!" sloganları atan vatandaşlar polis, biber gazıyla müdahalede bulunuyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, eski dönemin harcamalarını tek tek sıralıyor. Diyor ki: "1,5 liralık fidanları 15 liraya almışlar."
Karaçam fidanları ASKİ’ye 15 liradan satılmış. Sonra mı… AKP’li meclis üyeleri Mansur Yavaş’ın üzerine yürüyor.
Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu, AKP’lileri sinirden öldüreceğe benzer.
Belediyeyi 11 milyar lira borçla devralan Yavaş, bir yılda 1 milyar 125 milyon lira geçmiş dönem borcu ödedi. Kiralık araç sayısını da 701 adet azaltıp 30 milyon lira tasarruf etti.
Kutlamak, tebrik etmek varken üzerine yürüyorlar. Adaletçiler/ kalkınmacılar…
Ezan, bayrak, millet diyenler TRT’de personel fazlası olduğu gerekçesiyle 2 bin çalışanı emekli ediyor. Gereksiz para vermemek için/ şişkinliği azaltmak için… Sonra mı?
3 bin kişiyi işe alıyorlar.
Türkiye klasiği…
Bu da bir çirkinlik örneği…
A.D. isimli sosyal medya kullanıcısı, Ayasofya’nın ibadete açılmasının ardından bakın nasıl hönkürüyor: "Cumhurbaşkanım Ayasofya’yı açtınız. Şu necis ve görüntü kirliliği olan anıtı da yıkmanızı bekliyoruz. Bu iş de baya gecikti. Sabrımız tükenmek üzere. Buranın da yıkılmasını bekliyoruz. Putlarını da unutmayın lütfen."
Yıkılmasını istediği yer Anıtkabir!
İyi Partili Aytun Çıray, sinirlerine hâkim olamamış belli ki: "Bakalım bu kansız itleri, vatan haini kahpeleri tutuklayacak savcımız var mı?" diyor.
Bir ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı için yukarıdaki sözleri sarfedenlerin zorunlu din derslerinden ve ahlak öğretisinden bir şey almadıkları ortada. Dindar değil de kindar yetiştikleri nasıl da belli…
Cumhurbaşkanına pek saygılı olduğu anlaşılan Sayın A.D.’ye Sayın Erdoğan ne der acaba?
Keşke yanıt verse de ne dediğini bilsek…
Başka bir çirkinlik…
Kanal İstanbul Projesi’yle ilgili… Yol yapmak için boş araziler dururken Akpınar Sanayi Bölgesi’nde şok yaşanıyor. Sanayi bölgesindeki milyonlarca liralık yatırım çöpe gidecek. Vatandaş sokağa atılacak. PTT’nin posta ve kargo merkezi, fabrikalar, film platoları ve konutların bir bölümü yıkılıp yerine yol yapılacak. AKP klasiği!
Katar Emirinin annesinin aldığı araziler için yapılan kıyak ise bir başka… Utandırıcı!
Utanmayla ilgili bir başka haber DİB Ali Erbaş’ın sözleri…
"Ayasofya bir camidir. 481 yıl cami olarak hizmet vermiştir. Bir 86 yıllık ara dönem olmuştur."
CHP’li Hüsnü Bozkurt, '86 yıllık ara dönem diyen utanmazlar' diye karşılık verdi bu sözlere.
Utanmazlığı şaklabanlığa çeviren de yok değil…
Şanlıurfa AKP Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Salih Saraç, jakuzideki görüntülerini sosyal medyada paylaşıp bakınız ne diyor: "Ulan fakirler, oğlum beni rahatsız etmeyin. Tamam mı? Biraz keyfedeceğim de…"
Urfalı Sayın Genç, Öztürk Serengil mizahını seviyor olmalı… Bir tek "Temem mi / Yeşşeee!" demediği kalmış.
****
Keyiflenenler, eğlenenler alkol vergisinde 'Dünya Altıncısı' olduğumuzu biliyorlar mı dersiniz?
1 litre rakıdaki ÖTV oranı, yüzde 45’lik alkol oranının iki katından fazla…
Çoğunluğun etil alkol alıp rakı imal etmesi bundan değil mi?
Rakı şarap için rahatlayanların dışında kalan tedirgin yığınları rahatlatan bir tümce 15 Temmuz 2020’de İçişleri Bakanı’ndan geldi. Dedi ki; "Bakanlığımız bünyesinde FETÖ ile mücadele kapsamında 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 99 bin 66 operasyon yapılmış, 282 bin 790 gözaltı ve 94 bin 975 tutuklama gerçekleştirilmiştir."
Kimileri rahatlamış olabilir. Ben de hayretteyim. Cansiperane mücadeleye karşın hemen hemen hergün FETÖ avı ile terörist avı neyin nesi oluyor? Birileri terör tohumları mı ekiyor bu ülkeye de hiç tükenmiyor bu terör? Terörden nemalananlar mı var yoksa? Ve kimler acaba…
İçişleri Bakanı bunları bulmalı… Askerin oradan oraya nakli, silahlar, jetler ve milyarlar…
Vergilerimiz; okul yapımı, yol, hastane, köprü, kütüphaneler, parklar, yeşil alanlar, eğitim ve sağlık için harcansa daha iyi olmaz mı? Terör için yıllardır yapılan harcamalar eminim sağlık ve eğitim için yapılan harcamalardan çok daha fazla. Yazık değil mi?
Devletin gücü niçin yetmez teröristlerin kökünü kazımaya?
Maliye Bakanı olan Sayın Damat, konuşmalarıyla güldüren biri. "Her ay bir önceki aydan daha iyi durumdayız." dese de rakamlar onu doğrulamıyor.
Bütçe, Merkez Bankası’ndan yapılan 40,5 milyar liralık aktarmaya karşın 6 ayda 109,5 milyar lira açık verdi. Geçen yılın 6 ayında açık 78,5 milyar liraydı. (17 Temmuz 2020/ Cumhuriyet )
****
Halkımızın harcamalarının yüzde 24,1’i konut ve kiraya gidiyor. Geri kalanı gıda ve ulaşıma…
Halkımız hiç mi yaz tatili için program yapmamalı, hiç mi tiyatroya gitmemeli, hiç mi yurtdışı gezisi yapmamalı, hiç mi müzeye gitmemeli, hiç mi elbise almamalı, hiç mi bir pastaneye gidip süpangle yememeli?
Her gün değişik kravat, farklı kostümlerle televizyonlarda boy gösteren Sayın Cumhurbaşkanı kadar şık giyinmek istemez mi halkımız?
Cumhurbaşkanlığının kullanımında bulunan ve nereye gittiği belli olmayan 'Örtülü ödenek' geçen haziranda ok gibi fırladı. Mayısta 94,5 milyon lira olan harcama geçen ay 223,9 milyon liraya çıktı. 6 aylık harcama toplamı da 1 milyar lirayı aşarak 1 milyar 8 milyon 561 lira oldu.
Cumhurbaşkanımız bu paraları nerelere harcıyor diye sorabilmek için bizim yargıç mı olmamız gerekiyor?
Bilinmezlikler, terör yetmiyormuş gibi her gün de acı acı haberler…
16 Temmuz 2020’de Van’da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait keşif ve gözetleme uçağı düştü. 2 pilot ve 7 polis şehit oldu. Kurtulan bir kişi bile yok… Tam da Azerbaycan- Ermenistan çatışmalarının başladığı günlerde…
Ne kadar da çok polisimizi ve askerimizi kaybettik son yıllarda. Türkiye, hiç yaşamamıştı böylesi bir dönemi… Analar hiç ağlamamıştı bu kadar…
****
Yangınlar, göçükler, kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, yolsuzluklar, hırsızlıklar, malum bankalara ataması yapılan malum şahıslar, lüks harcamalar, itibardan tasarruf olmaz diye milyarları çarçur etmeler, esrarengiz cinayetler…
Yeni bir James Bond filmi mi çevriliyor ülkemizde yoksa?
****
Yukarıda utanma deyip duruyorduk ya… Ülkemiz bu konuda zenginlik yaşıyor.
Olay Ankara’da yaşanıyor.
Ankara Halk Ekmek Genel Müdürü, aynı zamanda yönetim kurulu başkanı. Ne mi yapıyor haşmetmeapları?
Kendini işten atıyor. Gazetelere "İstifa ettim." diyor ama kendi kendini işten attığı için kıdem tazminatı alıyor. Fakirin fukaranın ekmeğinden alıyor. Hangi parti toplantılarına ne kadar ücretsiz ekmek gitmiş, hepsi savcılıkta.
Bunları kim mi söylüyor? Ankara’nın Başkanı Mansur Yavaş.
Sayın Yavaş’ın işaret ettiği kişi Halk Ekmek’in eski genel müdürü Ahmet Sarıduman…
Kendisini Halk Ekmek’ten kovarak 36 bin lira tazminat alıyor.
Nasıl buldunuz?
Yüzünüz kızarmış gibi… Kızarmayın lütfen. Siz Ahmet Sarıduman olamazsınız!
Zorunlu olan din dersinden hep sınıfta mı kaldı bu beyefendi diye düşünebilirsiniz…
Nereden çıktı bu kadar utançtan yoksun adamlar diye sorabilirsiniz… Üstünüzde oturana, alt komşunuza, ibadet için gittiğiniz caminin imamına, bakkalınıza, sokakta karşılaşırsanız belediye başkanınıza, eğer ki karşınıza çıkarsa seçtiğiniz milletvekiline…
Yeter ki sorun… Soralım ki yanıtını alabilelim… Yanıtını alamazsak bile konunun tartışılmasını sağlarız en azından… Belki utanmaz adamların ve yakınlarının kulağına gider de mahcup olurlar/ utanırlar.
MI bilmem tabii ki…
Çünkü bizi kurtaracak olan tek şey 'utanç!'
Daha başka bir utanç…
Bursa’da temmuz sıcaklarında sel felaketi yaşandı. 6 kişi de hayatını kaybetti.
Agalar 'İtibardan tasarruf olmaz.' diyorlar ya…
Bursa Büyükşehir Belediyesi, bütçesindeki parayı alt yapı çalışmalarından çok tanıtım faaliyetlerine harcıyor. Daha önce örnekleri yaşanmıştı bunun. Türkiye’nin en çok borcu olan belediyelerinden (4 milyar 152 milyon lira) biri olan Bursa, "Kültürel, sanatsal ve turizm faaliyetlerinde gerekli altyapı ve destek hizmetleri, ilgili tanıtım – çalışma ve uygulamaları ile ilgili taleplerin yerine getirilmesi hizmeti işi" adıyla yeni bir misafir ağırlama ihalesi açıyor. Şartnamede kebaptan fıstığa yok, yok…
Örneğin, konser verecek sanatçılara 30 bin liraya kadar ücret ödenecek. Konuklar, 5 yıldızlı otellerde kalacak. Konuklara üç çeşit ana yemek tabağı (üç çeşit ızgara et ya da kebap) ve içecekler/ yiyecekler ikram edilecek. Maslara Antep fıstığı ve bademli karışık çerezler konulacak.
Adaletçi/ kalkınmacı partinin belediye başkanı yapıyor bunu.
****
Üçkuyular’dan Narlıdere’ye doğru giderken Agora’yı biraz geçin/ soldaki tabelalara dikkatle bakınız lütfen. İşyerlerinden birinin adı Fifty Fifty. Diğer ikisi de Time- Out ve Pet Paradise.
Merakım şu, o bölgede Amerikalılar mı oturuyor yoksa İngilizler mi?
****
Antalya’daki/ Kuşadası’ndaki yerleşik Ruslar ya da İngilizler ne düşünür bilmem bizi mahcup eden gazete haberlerine…
Bedelli askerlik için 35 bin lira verip kışlada bulunan AKP Gaziantep Milletvekili Müslüm Yüksel, TBMM İçişleri Komisyonu katipliğine aday gösteriliyor. Seçim yapılıyor. Halen silâh altında bulunan Sayın Yüksel, 16 oyla seçiliyor. Şimdi ne mi oluyor?
Seçilme hakkı olmayan bir kişinin TBMM’de seçimle göreve gelmesinin hukuki boyutu tartışılıyor.
'Çürüyen/ Kokan Türkiye' diye adımızı çıkarsalar kendimizi nasıl savunabiliriz bu durumda?
Bizi utandıranlar/ zor durumlara sokanlar ne sokaktaki evsizler/ yoksullar ne de muhalifler?
İktidarın has adamları!
Milletin vekilleri!
Millet böyle değil ki…