Ajans Bakırçay
2021-08-15 14:53:21

Türkiye Yanıyor                         

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 15 Ağustos 2021, 14:53

14 Ağustos 2021 itibariyle Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde çıkan 286 orman yangını, iki hafta sürdü. Can kayıpları yaşandı. Bu konuda Cumhuriyet’in Ege Bölge Temsilcisi Tuncay Mollaveisoğlu, iki yıldır Türk Hava Kurumu’nun elindeki yangın söndürme uçaklarını Orman Bakanı Pakdemirli’nin nasıl devre dışı bıraktığını belgelere dayanarak, bıkmadan/ usanmadan yazdı.

Özellikle son 15 gün Antalya ve Muğla’da süren olağandışı orman yangınlarıyla en az 100 bin hektarlık orman varlığının kaybedildiği söylendi/yazıldı.

Alev Coşkun’un 15 Ağustos’taki yazısının başlığına katılmamak olası değil.

"Orman yangınları ihmal değil, ihanet tablosudur."

***

Yangınlar yetmiyormuş gibi bir de kuzeydeki seller Türkiye’ye onulmaz yaralar açtı. Daraltılmış dere yatakları üzerindeki betonarme yüksek yapılaşma nedeniyle can kayıpları yaşandı. 

İktidarın yanlış HES politikası (elektrik üretmek amacıyla kurulan ırmak, dere tipi tesisler politikası) ve dere yataklarına depolanmasına izin verilen tomruklar, sel felaketinde facianın daha da büyümesine neden oldu. Köpürerek akan sel suları her şeyi silip süpürdü.

Devletin ne yaptığına gelince…

Gene yardım hesapları açarak vatandaşa İBAN numarası verdiler.

Cihan devleti olacaktık, İBAN Devleti olup çıktık.

Vakti zamanında, 2011’de Hopalı öğretmen Metin Lokumcu "Derelerin kaldırabileceğinden fazla HES yapıyorsunuz" dediğinde dinlememişler, aksine böyle konuştuğu için için polislerin darbelerine maruz kalarak yaşamını yitirmişti o güzel öğretmen.

Metin Lokumcu haklı çıktı. İktidar özür diler mi acaba?

***

Özel uçakla 10 bin kilometre ötedeki Venezuela’ya twist kiti ve dezenfektan götüren Binali Yıldırım’ın yardımsever (!)tombiş oğlunu ve uçağını nedense bu felaketlerde hiç yanında göremedi Türk halkı.

Hani, çok yardımseverdi o tombiş oğlan? Kendi vatandaşının yaşadığı felakete neden seyirci?

Kızılay’ın ne yaptığına gelince…

"Canımız ormanlarımız yanıyor. Kızılay tüm imkânlarıyla sahada. Yangın yaz, 10 TL ile destek ol. Ateşi birlikte söndürelim" dedi. İnternet sitesinde İBAN nosunu verip kredi kartıyla yardım yapılabileceğini belirtti.

Dar günümüzde bize yardım elini uzatması gereken Kızılayımız da aynı Cumhurbaşkanı gibi yaptı yani. Para istedi.

Jetskilere binen komik Cüppeli Ahmet de boş durmadı. Yangınlarla ilgili bilimsel görüşünü(!) paylaştı:

"Tekbir yangınları söndürür. Yangını gören ya da izleyen herkes bulunduğu yerden Allahüekber deyip tekbir getirmeye devam etsin" dedi.

Abdurrahman Dilipak ise "Memleket yanıyor. Olanları savunan ve eleştiren birileri siyasi rant peşinde. Birileri kuklacıları bırakıp kuklalarla uğraşıyor. Onları öne çıkaranlar bu şekilde kendilerini gizlerler. Yine PKK kartı kullanacaklar, FETÖ diyecekler" dedi 3 Ağustos’ta.

İktidarı eleştiriyor gibi olmanın puan kazandırıcı olduğuna inanıyor olmalı.

Ormanlar cayır cayır yanarken konuşan Üstün Dökmen "Ülkem yanıyor. Kendimi çok aciz hissediyorum" derken karşısına Yeni Akit gazetesinin yazı işleri müdürü Ali Karahasanoğlu çıktı: "Yaptığınız sırf kılçıklıktır. Bilmiyorsan, aciz isen sus, otur. Cumhuriyet tarihinin en az yangınlarının yaşandığı yılların iktidarını suçlamak hangi bilimsel kafanın ürünü olabilir ki…"

***

Türk Hava Kurumu’nun, uçaklarını hangarda çürümeye terk etmesi nedeniyle oluşan tepkiler üzerine "Uçakların kullanılabilmesi için 4 milyon dolarlık bir masraf yapmamız gerekiyor" denildi.

Gel gör ki, aynı iktidarın THK’nin uçaklarını kullanmak yerine, kiraladığı Rus uçakları için 24 milyon dolar ödediği ortaya çıktı.

Oysa Ege Bölgesi’nin yarısı kadar olan Hırvatistan’da bile 8 yangın söndürme uçağı var. Yarısından fazlası çöl olan Fas’ta ise 5.

Kıbrıs Rum Kesimi’nde ona keza… Bizden daha fazla söndürme uçakları bulunuyor.

ABD’nin ise sahip olduğu ve her yangın sezonu başında kiraladığı toplam uçak ve helikopter sayısı 1000.

Elalem ormanlarına gözü bile bakıyor. Gördüğümüz/ anladığımız bu!

Komşumuz Yunanistan’ın 2 makam uçağına karşın 39 yangın söndürme uçağı var.

RTE’nin elinin altında 13 uçak varken, Fransa 8, İspanya 3, İtalya 8 makam uçağına sahip.

Onların itibarı bizimkinden düşük mü oluyor şimdi?

Cumhurbaşkanı, hiç aldırış etmiyor bunlara… Söylenenler/ eleştiriler bir kulağından giriyor öbür kulağından çıkıyor. Tınmıyor bile…

Sanatçılar Girişimi "Başkanlık sistemi doğru değil" açıklaması yapmıştı ya…

Cumhurbaşkanının tepkisi ne olmuştu, anımsayalım: "Bir kulağımdan giriyor, bir kulağımdan çıkıyor."

Halkın sorunlarının dile getirilmesine kulak mı tıkamaktır Cumhurbaşkanının görevi?

***

Nedense, ABD çıkarlarını korumak için Afganistan’a gönderilmek istenen Mehmetçik onca orman yangınında devreye sokulmadı. Türk askeri kışladan dışarı çıkartılmazken Azarbaycan askeri ise sahada halka yardım ederken görüldü. Bu ne anlama geliyor düşünmek gerek!

6 Ağustostaki bilgi şöyleydi; Türkiye’nin 39 ilinde 174 orman yangını çıktı.

TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Fatmanur Altun’un açıklaması şöyleydi:

"Ülkemiz orman teşkilatı, orman yangınlarının söndürülmesinde dünyanın bir numarasıdır."

Dünyanın bir numaralı yalancısı kim diye yarışma programı mı düzenlendi yoksa?

Bu arada bir ilginçlik de yaşandı. HELP TURKEY diye etiket açarak dünyaya yardım çağrısında bulunanlar ülkemizin saygınlığına zarar veriyorlar diye suçlandı. Alçak, vatan haini denildi. Saray’dan biri olan Fahrettin Altun "Devletimizi aciz göstermek istiyorlar" dedi.

Yaşananlardan ders almasını bilmeyen iktidar; güneyin yangınları, kuzeyin selleriyle ayakta duramasa da, basiretli bir politika izleyemese de Japon ve Batılı gen taşımayan siyasetçileri ve seçmenleriyle gene de varlığını sürdürüyor. Sağ olsun cahilleştirilmişler ordusu!

İstifa gibi bir kurumun varlığından bihaber olan iktidar her olumsuzluğu istifadeye çevirme konusunda dünya rekoruna koşuyor gibi...

Orman yangınlarına müdahalede yeterli olmadığı için Yunanistan Hava Kuvvetleri Komutanı istifa ediyor, Başbakan Miçotakis, halkından özür diliyorken bizimkiler de pot üstüne pot kırmak bir yana komikliklere imza atma eyleminde bulunuyorlar.

Dış borçları 450 milyar dolaylarında olan, 2021 yılı Ocak-Haziran döneminde bütçe açığı 32,5 milyar lirayı bulan iktidarın başı, halkın yaralarını destek olarak sarmak varken ulusal düzeyde yardım kampanyası başlatıyor. Herhalde, yaptıklarıyla bir İLK’e imza atmak niyetinde…

Vergilerimiz, yangın- sel ve benzeri afetler karşısında kullanılmıyor mu da yardım kampanyası başlatılıyor anlamak zor.

Halka kurtuluş olarak sunulan ve üç yıldır devam eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi boyunca öyle borçlar yapıldı ki geçmişte kalan 95 yılda bile bu kadar borç yapılmamıştı.

Biliyor muydunuz?

Borç yapıldı da refaha mı kavuştuk sanki… Aksine yıldan yıla yoksullaştık. Bu arada bazıları da Karun kadar zenginleşti. Örneğin Erdoğan Ailesi, örneğin Binali Yıldırım Ailesi…

Ahlaksızlık ise tavan yaptı. Bir süre önce şaibeli bir ölümle yok olan Burhan Kuzu adlı AKP’nin önde gelen siyasi portresinin eski danışmanının Sayın Kuzu ile olan iddiaları yenilir yutulur türünden değil… Anayasacı Kuzu’nun milyarlar karşılığında iş takibi yaptığını, karanlık ilişkiler içinde bulunduğunu öğrenmeyen kalmadı bu danışmandan. Cumhurbaşkanının bunlardan haberi yok muydu acaba?

Türkiye’nin AKP eliyle geldiği noktaya bakın siz… 49 danışmanı bulunan Orman Bakanının 2 danışmanı sabıkalı çıktı. Çürüyen Türkiye denilmez mi bu tablonun adına?

TÜİK, Haziran ayı işsizlik rakamlarını açıklıyor. İşe girenler artmış, işsizlik rakamları ise düşmüş. Kargaların, ağustosböceklerinin ve tilkilerin kahkahası bundan olsa gerek!

Oysa ülkemizde bugün için 10 milyon işsiz görülüyor. Açlık sınırında yaşayanların sayısı ise 20 milyon.

Türkiye’yi borç batağına sokan AKP İktidarı, yangın söndürme uçağı alamıyorken Somali’ye 30 milyon dolarlık hibede bulunuyor. Oysa o parayla 6 yangın söndürme uçağı alınabiliyor. İktidarın Somali aşkını anlamak zor. Neden son 5 yılda Somali’ye 500 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını elbet bir gün biri anlatacak bize.

"Elimizde ne yazık ki yangın söndürme uçağı yok" diyen Bekir Pakdemirli, Kemal Sunal filmlerinin etkisinden mi olsa gerek bildiğim yok, "Yunanistan bizden uçak istiyor. Bunu değerlendiriyoruz. Yunanistan’a uçak sağlayabiliriz" diyerek sadece Türkiye’yi değil dünyayı güldürmeye çalışıyor olmalı. Komedyenlik yapmak varken neden siyasete soyunmuş anlamış değilim hazretlerini.

Cumhurbaşkanı da halkımızı güldürmeye çalışanlardan…

CHP üyesiyken AKP’ye geçen Milaslı veterinerin Cumhurbaşkanıyla yaptığı vıcık vıcık yağcılık kokan telefon görüşmesi sosyal medyada yer aldığında öğrenmiştik sayın veterinerin yerel seçimlerde seçimi kaybetmesinin ardından Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü yapıldığını.

Kim mi? Yanıtı yukarıda yazmadık mı?

Günlerce süren Milas yangınında yangını söndüremeyen yöneticilerden biriydi bu Milaslı veteriner.

Diğer güldürenlere gelince…

AKP’li Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren…

TOKİ, evleri yananlara 20 yıl, uygun ödemeli güzel evler yapacakmış ya…

Başkan diyor ki; "Çok eski evi olanlar keşke bizim de evimiz yansaydı diyecekler."

2 Ağustos 2021’de aynen böyle dedi başkan.

13 Temmuz’da konuşan Pakdemirli’nin sözleri ise bir başka komedi: "Çakmak yaksalar haberimiz oluyor."

***

Dinciliğin yalanla harmanlandığı yılları yaşıyoruz. Yalan, soygun, talan, ahlaksızlık, rüşvet hiç bu denli depara kalkmamıştı ülkemizde. Eskiden hiç duyar mıydınız, "Brezilya’da yakalanan Türk uçağından yüzlerce kilo kokain çıktı" haberini…

İktidar mensuplarının, ülkesini terk edip Türkiye’ye yerleşmiş göçmenlerle ilgili onları 'ucuz emek' olarak değerlendirmelerine daha önceki iktidarlar döneminde tanık olmamıştık.

"Bazı şehirlerimizde sanayiyi ayakta tutan kişiler sığınmacılar" diye açıklama yapan kişi AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı… "Sanayiyi Suriyeliler ayakta tutuyor" dedi bu zat. Yasin Aktaş adındaki bir başka AKP’li de "Suriyelileri çekin bu ülkeden, ekonomi çöker" demedi mi?

 Bu sözleriyle içerideki işçi sınıfına ne kadar haksızlık yaptıklarını da itiraf etmiş olmuyorlar mı? Ucuza işçi çalıştıran sanayicileri kucaklamış olmuyorlar mı bu sözleriyle…

Bir başkası ise "Biz Suriyelileri, Afganları, Pakistanlıları gönderdiğimizde ağır işlerde kimler çalışacak?" diyebiliyor.

 Çalıntı sorular nedeniyle mi liseleri/ üniversiteleri bitirdi bu tipler de ne dediklerini bilmiyorlar anlamak zor. Ağızlarından çıkan sözleri bilmeyen, o sözlerin muhasebesini yapamayan AKP’lilerle dolu çevremiz. Pardon ülkemiz…

Operasever- romsever- ilk genelevi ve ilk içki fabrikasını açan İkinci Abdülhamit hayranları, Abdülhamit’in düzeyinin çok altında kalmışlar.

İlber Ortaylı’nın o güzel sözlerini anımsamanın tam da sırası: "15 yıl sınav sorularını çaldılar. Bütün yandaşlarını üniversite mezunu yaptılar. Her yerden oluk oluk geri zekâlı fışkırıyor."

Böyle olmasa aşağıdaki şu sosyal medya paylaşımları yapılır mıydı hiç?

"Ay’ı çıkartamıyor, Ay’a çıkılacak diye mutlu oluyor. Çocuğuna 50 liralık çanta alamıyor, 50 bin dolarlık çantayı savunuyor. 1+1 evinin kirasını zor ödüyor, 1150 odalı Saray’a iyi olmuş diyor. Doğalgaz faturası çok gelmesin diye tirtir titriyor, 'doğalgaz bulduk kudur!' yazıyor."

Böylesi bir tablo yaratıldı son 19 yılda.

"Türkiye nasıl bir yer?" sorusuna Haluk Levent’in verdiği yanıt, kimsenin keyfini kaçırmasın:

"Dıştan görüntüsünü hiçbir şeye değişmeyeceğim fakat özünde katillerin ve tecavüzcülerin serbest olduğu, adaletin sadece sarayların ismi olduğu bir yer."

Düşünün bir kez…

İstanbul’da FETÖ’den el konulmuş olan Central Hospital Hastanesi’nin sahibi Sinan Yıldırım, yurtdışına kaçmış. Kim bu adam diye bakılınca TBMM Başkanlığı yapmış olan İsmail Kahraman’ın damadı olduğu bilgisine ulaşıyorsunuz. TMSF’nin el koyduğu hastaneye bir kayyum atanıyor. Adı Yılmaz Şener. O mu kim oluyor? İsmail Kahraman’ın diğer damadı!

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, kalkmış "Ormanlarımızı yakanları bulup ciğerlerini yakmak boynumuzun borcudur" diyor.

İnanalım mı?

1998’in Eylül’ünde de şöyle demişti: "Yanan alanlar, orman bakanlığının sorumluluğunda."

O günlerde İstanbul’un belediye başkanıydı.

4 Ağustos 2021’de Cumhurbaşkanı olarak da şöyle dedi:

"Sorumluluk, büyükşehir belediyelerinin!"

Cumhurbaşkanı, yangınların başladığı ilk günlerde de "THK’nin elinde kullanılabilecek uçak yok. Bunların anlattığı gibi değil. THK’nin elinde uçaklar varmış. Neye göre söylüyorsun, neyi biliyorsun? THK’nin elinde şu anda buralarda rahatlıkla kullanılabilecek uçak yok. Bunlar duymaz uydurur. Uydurur kabilinden konuşuyorlar" demişti bilindiği gibi.

Ya Pakdemirli?

"Envanterimizde yangın söndürme uçağı ve helikopterimiz yok. Bu, ezelden beri böyle" diyor.

2019’da ise aynı Pakdemirli şöyle konuşmuş: "Bakanlığımızca orman yangınlarına müdahalede yeterli sayıda araç, görev alan personel, ekipman, helikopter ve arazöz sayısı bulunmaktadır."

İktidar özneleri, yalan söylemeyi kaymaklı baklava/ dondurmalı süpangle olarak mı görüyorlar acaba?

Yangınlar 28 Temmuz’da, bir anda 63 yerde başlamıştı. Manavgat, Osmaniye, Datça, Milas, Köyceğiz, Marmaris, Kocaeli, Mersin, Elazığ, Hatay, Kırıkkale, Kayseri, Kütahya, Didim, Alanya, Polatlı, Uşak…

Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, yangına müdahale için uçak kiralamak istiyor. Telefon açıyor. THK görevlisi şöyle diyor: "Burada kimse yok. Herkes saat 15.30’da çıkar, yarın arayın."

Şaka gibi…

Kiralık 3 uçakla yangınlar söndürülmeye çalışıldı o günlerde.

Oysa Ahlat Sarayı’nın maliyetine, 17 yangın söndürme uçağı alınabiliyor.

Birisi ne güzel söyledi bu arada: "Uzaya gidiyoruz, hazırlıklar tamam diyenle yangın söndürme uçağımız yok diyenler aynı kişiler."

1925’te kurulan THK’nin 2002’de 19 söndürme uçağı vardı oysa…

Bekir Pakdemirli, 2019’da THK uçaklarını hurda ilan etmişti.

2017’de 2411, 2018’de 2167, 2019’da 2688, 2020’de 3399 yangın çıkmış. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre…

Vaziyet buyken Orman Bakanlığı 1 uçak bile almıyor.

Orman Bakanlığı, ormanları kurutmak için mi var?

THK’nin onursal başkanı kimmiş biliyor muydunuz? 

Onu da siz öğrenin gari…

THK’de uçak yok/ pilot yok deyip duruyorlar. Peki… Neden bu kurumun müdürü var diye sormaz mısınız şimdi?

Şaka yapmasını sevenler de yok değil…

Deniz Zeyrek onlardan biri… "Ne yazık ki yangınların çoğu söndürüldüğü için değil, yanacak ağaç kalmadığı için bitti."

***

2004’te çıkarılan maden yasasına göre bugün Türkiye’nin yüzde 60’ı ruhsatlı maden sahası yapılmış oldu. Sadece Kazdağlarında 400 bin ağaç kesildi.

İkide bir çıkan yangınlar hakkında normal şeyler düşünebilir misiniz?

Özetin özeti şu ki, Türkiye günden güne ağaçsızlaşıyor.

18 Ağustos 2021 Çarşamba günü THK’nin Antalya, Burdur, Çanakkale, Çorum, Denizli, Edirne, Erzurum, İzmir, Kırlareli, Kocaeli, Muğla, Niğde, Tekirdağ, Aksaray ve Yalova’daki 44 taşınmazı satılacakmış, diye bir haber okudum gazetelerde. Sizler de takip edin lütfen…

İnsanın keyfini kaçıran şu. Yangınlar için İspanya’dan yardım istedik de onlar bize 2 yangın söndürme uçağı gönderdi ya… 27 pilotla birlikte…

Uçakların kuyruğundaki armada "Ejercito del aire" yazılı. Yani İspanya Hava Kuvvetleri…

Bizim hava kuvvetlerimiz mi yok da dışarıdan yardım istedik anlayamadım. Kendi hava kuvvetlerinden destek alamayan/ almayan bir hükümetin yönetimini bu durumda kim alkışlar, söyler misiniz?

Cumhurbaşkanısevici Mehmet Metiner, "Bu yangınların arkasında üst akıl var. Yangınlar, Türkiye’nin ekonomisine ve Erdoğan Hükümeti’nin algısına yöneltilmiş bir terör saldırısından ibarettir. (Yeni Şafak- 6.8.2021)" derken İlahiyatçı Cemil Kılıç ise halkımızın duygularının tercümanlığına soyundu:

"Yurttaş olarak soralım. Saraylar yapmaya paranız var. 13 uçak almaya da paranız var. Onbinlerce makam aracına da paranız var. Peki, 10-15 adet yangın uçağı almaya paranız yok mu? Sahi… Batı bizi kıskanıyordu değil mi?"

Birileri iktidarın canını sıkacak konuşmalar yapmaya görsün. Saray çevresi hemen görevde!

Şimdi de Milli Savunma Bakanlığı, emekli 104 amiral Montrö ve "Cüppeli amiral" konusunda tepkide bulunmuşlardı ya… Uyarıda bulundular. Tehdit edercesine… İstismara uygun bir ortam yaratılıyor diye basına yapılan açıklamalar konusunda yeterli dikkatin gösterilmesi tavsiyesinde bulundular emekli personellerine… Kısaca "susun" dediler. Arkadaşlar diyalog değil monoloğu tercih ediyorlar çünkü.

Birilerinin tek tek sayacağı yok ya… Tek Adam, büyük bir rahatlıkla "Partimiz iktidarı döneminde 5 milyar 400 milyon yetişmiş ağaç diktik" dedi.

Bunun mümkün olmadığını/ olamayacağını sosyal medyada biri anlattı.

Ne yaparsınız ki konuşan kişi Cumhurbaşkanı!

Ülkeyi ne hale getirdiklerini bilmek için istatistiki raporlara ya da Resmi Gazete’de yayımlanan kararlara bakmak gerekmiyor. RTÜK’ün yangın haberlerine ceza kesmesi her şeyi anlatmıyor mu sizce? İktidar, her şey bilinmesin/ görülmesin istiyor çünkü. KRT, FOX TV, Habertürk, HALK TV ve TELE 1’e oy oy çokluğuyla cezalar kesmesinin İslam ahlakıyla bir ilgisi var mı sizce?

Beyler sabah akşam ahlak deyip duruyorlar ya…

Bornova’da lüks bir araçta arama yapılıyor. El bombası, uzun namlulu silahlar ve 50 gram uyuşturucu bulunuyor. Aracın sahibi, emniyete götürülürken sosyal medyada "İki saate çıkarım." Paylaşımında bulunuyor. Dediği gibi de oluyor ve salıveriliyor. Sonrasını bilmiyorum.

Eski Türkiye’de yaşanıyor muydu bunlar?

Yangınlar, Akdeniz’i ve Ege’yi kuruttu ya…

Orman Bakanlığıyla ilgili merakları gidermiş olalım.

28 Orman Bölge Müdürlüğü var. 2140 Orman İşletme Şefliği…

15 bin 334 memur, 5 bin 564 sözleşmeli işçi, 9 bin 89 sürekli işçi, 8 bin 197 geçici işçi olmak üzere toplam 38 bin 200 kişilik kadrosu ile yıllık 14 milyar liraya yaklaşan yeterli bir bütçeye sahip olan Orman Bakanlığının bir o kadar da gönüllü kentlisi/ köylüsü de bulunuyor.

2021 bütçe görüşmelerinde Tarım Ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli şunları söylemişti: "2020 yılında orman yangınlarıyla mücadele hizmetlerinde 27 su atar helikopter, 2 amfibik uçak, 1 insansız hava aracı, 6 idari helikopter olmak üzere toplam 2 bin 597 adet taşıt kullanıyoruz. Ormanlarımızı 776 kuleden 7 gün 24 saat gözetliyoruz. 117 gözetleme kulesinde 254 kamera kullanıyoruz. Ayrıca insansız gözetleme kulelerini hizmete aldık. Projenin tamamlanmasıyla 2023 yılına kadar yıllık 60 milyon lira tasarruf sağlamış olacağız."

AKP konuşuyor, Türkiye yanıyor.

İşin özeti bu!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.