Ajans Bakırçay
2022-03-13 13:23:07

Stat Dükkânları

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 13 Mart 2022, 13:23

Diyanet, lüksten vazgeçmiyor. Vazgeçeceği de yok!

'ALO 190 Dini Soruları Cevaplandırma Hattı'nda görevli personeli iki grup halinde eğitime alan Diyanet, toplam dokuz günlük eğitim için Antalya’nın Manavgat ilçesindeki 5 yıldızlı bir oteli tercih etti.

7 farklı bakanlığın bütçesini geride bırakan Diyanet, paraya doymuyor. Sürekli bağış istiyor, sürekli bütçesini büyütüyor. O kadar paraya karşın Türkçeyi öğrenmek adına ne sözlük alıp kullanıyorlar ne de bilen birinden rehberlik alıyorlar. 'Cevaplandırma' yerine 'yanıtlama' deyiverseler olmaz mı sanki…

Çok merak ettiğim bir konudur, kurtuluş savaşı yıllarında yoksul halkın çocukları cephede savaşırken askere gitmeyip cephe gerisinde kalan hocalar da bugünküler kadar lükse düşkünler miydi acaba?

Sanatçıların iktidara olan eleştirileri nedeniyle "Bir kulağımdan giriyor bir kulağımdan çıkıyor. Onların mesleği sanat. Hangi sanatsa sanatlarını icra etsinler, biz de onların başarı oranına göre saygı duyalım. Ama kalkıp da erken seçimmiş, şu andaki başkanlık sistemi doğru değilmiş, o bizim işimiz. Biz ömrümüzü bu işe verdik. Anlamazsınız bu işten. Piyanistsen piyanonu çal, bu işlere burnunu sokma!" diyen cumhurbaşkanına yaptığı bu konuşmanın yanlış olduğunu söylememeleri kendilerine bahşedilen bu lüks yaşam nedeniyle midir acaba?

Sanatçının slogan atmaması, şikayet etmemesi, polemik yapmaması gerektiğini söyleyen cumhurbaşkanına itiraz etmeyişleri kendilerine sunulan bu lüks eğitim tatilleri nedeniyle midir?

Kendilerine avantaj sağlayan siyasilere itiraz etmemeyi alışkanlık haline getirdiklerinden, Bilal Erdoğan’ın "At üstünde okla ve kılıçla yükselmiş bir milletin evlatlarıyız. Bununla gurur duyuyoruz. İstiyoruz ki at binmek tüm halkımıza mal olsun" sözlerine "Oğul, uzay çağındayız, neredeyse baban sayesinde Ay’a çıkacağız, gökyüzünü fethedeceğiz. Atla beygirle olacak iş mi bunlar da ata binmeyi anlatıp duruyorsun?" diyebilmişler midir Manavgat yolcuları acaba?

Cumhurbaşkanı, 2018 Ocak’ında Rahip Brunson hakkında "Kusura bakma, sen bizden herhangi bir teröristi istediğin zaman bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın" diyerek Trumph’a kafa tutmuş muydu?

Tuttu!

Hem de ne kafa tutma!

Aradan dokuz ay geçti ve Rahip Brunson serbest bırakıldı ve Amerika’ya uçtu.

"Olmadı Sayın Erdoğan, hiç doğru olmadı bu!" diyesiniz geldi mi hiç o günlerde?

Cumhurbaşkanı, 2017’de ne aldanan ne de aldatan biri olduğunu söyledi. 2018’de de FETÖ konusunda 'aldatıldık' deyiverdiğinde "Güven sarsıyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanım" diyesiniz gelmiş miydi sahi?

İsrail Cumhurbaşkanı Perez’e 2009’da posta atmıştı Sayın Tayyip Erdoğan. "… Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" diyerek…

Sözlerinden bir saat sonra ise "Herhangi bir şekilde ne İsrail halkını ne İsrail Cumhurbaşkanı Perez’i ne de Musevi halkını hedef aldım" deyivermemiş miydi?

Peki, siz sayın dini bütün hocalarımız bunun doğru olmadığını, ülkemizin saygınlığına zarar verdiğini söyleme gereği duydunuz mu o günlerde Sayın Erdoğan’a?

Ülke menfaatleri için niçin konuşmuyorsunuz?

Mersin’de, coğrafya öğretmeni olan ama ataması yapılmayan ve geçinmek için seyyar satıcılık yapan 32 yaşındaki İsmail Karahan 2022 Şubat’ında intihar ettiğinde ailesine teselli anlamında hiçbir jestte bulundunuz mu örneğin?

Diyeceksiniz, "İntihar eden öyle çok kişi var ki, hangi birisinin ailesini teselli edelim?"

Derim ki, çok haklısınız!

Ankara Milletvekili Murat Emir dedi ki, "Konya’da bir market müdürünü önce Kulu Devlet Hastanesi’ne müdür yardımcısı yaptılar. Ardından da 15 Temmuz Kadın Ve Çocuk Hastanesi’nde İdari Ve Mali İşler Müdürlüğü’ne getirdiler. Konya’da daha önce AVM ve otelde çalışmış bir kişiyi Meram Devlet Hastanesi’nde İdari Ve Mali İşler Müdür Yardımcılığı’na getirdiler."

Antalya, Karaman, Ağrı, Kırklareli ve Kütahya’da da benzeri işler yapılmış.

Çünkü sağlık kuruluşlarında yönetici olmak için gereken 'kadro' şartı kaldırıldı.

AKP, kendi kadrolarına devlet dairelerinde yer bulmak adına elinden ne geliyorsa yapıyorken Diyanet bu konuda iktidarı ne uyarıyor ne de kınıyor.

Bütçe, yedi bakanlığın bütçesinden fazla olunca ağalara susmaktan başka iş düşmüyor çünkü.

Diyanet söz konusu olunca aklıma hep Sartre geliyor.

"Ezilenler arasında din adamı göremezsiniz. Din adamları ezen sınıfın asalağıdır."

Sartre, sanki Türkiye’de doğmuş büyümüş gibi.

Bizimkileri anlatıyor gibi..

Fransız düşünür, evrensel bir söze imza atmış. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir köşesinde din ya da dini siyasallaştıranlar arasında emekten/ hak ve hukuktan yana birini bulmak zor. Hele Türkiye’de?

Baksanıza, yoksulluk diz boyuyken ağalar beş yıldızlı otellerde yiyip içmekte, yatıp kalkmakta…

Ramazan aylarında televizyona çıkan hocaların fakirliğe/ yoksulluğa övgü dolu sözleri gözümün önüne geldiğinde, Bergama’daki esnafın elektriği kesilip dükkânları yıkıldığında hangi din adamı yapılanların yanlış olduğunu söyleyecek diye beklemekteyim.

Olup bitenler hem de havanın buz kestiği günlerde yaşanmakta.

"Keşke Yunan galip gelseydi" diyen Kadir Mısıroğlu ile Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk ve Kuvayi Milliye kuvvetleri için ölüm fetvasını veren Şeyhülislam Dürrizâde Abdullah için "Yanlış yaptılar" diyen biri var mıdır acaba bu beş yıldızlı otelde eğitim görecekler arasında?

Öğrenmek istiyorum.

Bu arada benim 'ALO 190 Dini Soruları Yanıtlama Hattı'na bir sorum olacak:

"Bergama’da, Bergama Belediyesi’nin AKP’li yönetiminin Millet Bahçesi yapılacağı gerekçesiyle/ tek katlı stat dükkânlarının riskli yapılar olduğunu söyleyerek kış ortasında polis ve zabıta zoruyla esnafın elektriğini kestirmesi, binaları yıktırması caiz midir?"

Yorumlar (1)

Mehmet Büyükçelik 2 Yıl Önce

Gidecekleri ya da kaçacakları gün yaklaştıkça daha çok yiyorlar.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.