Ajans Bakırçay
2023-04-08 10:20:01

Şimşek'li Babacan'lı Ekonomi; Ölüler Dirilemez

Utku Beycan

08 Nisan 2023, 10:20

Babacan'lı, Şimşek'li dönemdeki ekonomiyi geri isteyen ciddi bir kitle var. 2018'den beri süregelen ve kur şokuyla perçinlenen ekonomik başarısızlığın boyutlarının daha iyi anlaşılması için yapılan yakın tarih kıyaslamaları, bu kitleyi büyütüyor. Babacan'ın Millet İttifakı iktidarında ekonomide önemli bir ağırlığı olacağı ihtimali zaten belirli aralıklarla dile getiriliyor/hatırlatılıyor. Peki bu kitle kimlerden oluşuyor?

Günümüz Türkiye'sinin temellerinin, Babacan'lı, Şimşek'li yıllarda atıldığını görmezden gelenlerden. Yani, ''10 yıl önce ekonomi iyiydi, şimdi aynı politikalarla neden tekrar iyi olamasın?'' diye sorarken aradaki neden-sonuç ilişkisini göz ardı edenlerden.

Açıklamaya çalışalım;

resel Büyüme Nedir?

Kabaca, Dünya ülkelerinin önemli bir kısmının eş zamanlı olarak büyüyüp geliştiği dönemlere küresel büyüme dönemi denir. Böyle dönemlerde, bu fırsattan yararlanma şansı olup özellikle bir başarısızlık örneği göstermeyen(ki bu dönemlerde başarısızlık göstermek bir başarıdır) ülkeler, gelişimden bir miktar pay alırlar. AKP'nin ilk yıllarında olan da buydu.

Böyle yıllarda başarı kriteri az veya çok büyüme ve gelişme gösterilip gösterilmemesi değil, benzer diğer ülkelere kıyasla ne kadar gelişim gösterildiğidir.

Türkiye, (araya 2008 krizinin girip, Ortodoks ezberleri yıkmasıyla geçici kesintiye uğrayarak sonrasında devam eden) bu büyüme döneminde en iyi tabirle 'vasatın biraz üstü' bir başarı sergilemişti. İstatistiklere geçmeden önce 'Ama biz zaten 2001 krizinden de anca çıkıyorduk' diyenler olursa diye; AKP'nin, bu krizden çıkışın baz etkisinin yarattığı rüzgarı da arkasına alarak anca bu istatistiklere ulaştığını söyleyelim.

Köklü Fransız okulu ESSEC Business School'da doktora yapan Ahmet Benlialper ve arkadaşları tarafından yapılan '2002 Sonrası Türkiye Ekonomisinin Performansı; Karşılaştırmali Bir Analiz' isimli çalışmada Türkiye'nin makroekonomik ve mikroekonomik göstergeleri, 25 diğer gelişmekte olan ülkeninkiyle kıyaslanmıştır. Çalışma 2002-2013(veya 2014) yılları arasını kapsar ve kapsamlı bir çalışma olması için, bütün coğrafi bölgelerden; Pakistan'dan Vietnam'a, Rusya'dan Güney Afrika'ya kadar örnek ülke belirlenmiştir;

Macaristan

Meksika

Güney Afrika

Brezilya

Romanya

Polonya

Tayland

Kore

Rusya

Mısır

Şili

Fas

Arjantin

Ekvador

Pakistan

Kolombiya

Malezya

Filipinler

Endonezya

Peru

Bangladeş

Belarus

Vietnam

Hindistan

Çin

Çalışmaya 11 mikroekonomik gösterge dahil edilmiştir. Genel büyüme oranlarında Türkiye, 4,9'la medyan ortalamanın biraz üstünde bir performansla; Vietnam, Belarus, Peru ve Bangladeş gibi ülkelerin gerisinde kalmıştır. Göreli büyüme istihdam da yaratmamıştır ve işsizlik, Türkiye'de medyan ortalamanın 1.5 üstündedir(7. sırada). Enflasyonda Türkiye'yi sadece Belarus ve Arjantin geçmiştir ve tıpkı diğer göstergelerdeki gibi, bizden daha başarılı ülkelere bakıldığında yaşadığımız gurur kırıklığı, Oedipus'unkini geçmektedir. Yatırım konusunda Pakistan, Mısır, Arjantin, Brezilya ve Güney Afrika hariç tüm ülkeler bizden başarılıdır. Kamu borcunu geriletme konusundaki başarımızın yarattığı geçici sevinci, hemen arkasından gelen cari dengesizliğimiz baltalar(Belarus ve Romanya'dan sonra 3.). Dış borç yükünü sıtlamada Türkiye, çoğu acıdığımız ülkelerden oluşan listede 5. sıradadır. Rezerv para biriktirme konusunda da Türkiye ortalama hızın altındadır(sondan 9.). Kısa vadeli dış borçlardaki büyümede ise Türkiye 5. sıradadır(Belarus, Arjantin, Macaristan ve Ekvador'dan sonra).

AKP'de Demokrasi Karşıtı Uygulamalar Yeni Değil

AKP, işçiler için taşeronlaşma, güvencesiz ve sürekli kovulma tehdidi altında çalışma ve mobbing demek olan 'esnek çalışma saatlerine geçiş' politikasına iktidara gelir gelmez başladı. 'Bağımsız Sosyal Bilimciler' isimli duayen sosyolog ve iktisatçılardan oluşan grubun 'AKP'li Yıllarda Emeğin Durumu' kitabına baktığımızda bu politika, 1475 sayılı İş Kanunu'nun, tek maddesi hariç yürürlükten kaldırılmasıyla başlıyor. 2011 tarihli 6111 sayılı torba kanun ve 2014'te çıkarılan 6552 sayılı torba kanunla örgütlenme ve sendikal haklar ağır yara almış, güvencesizlik, kayıt dışı istihdam ve düşük maliyetli iş gücü yaygınlaştırılmıştı.

AKP'de yeni olmayan bir diğer şey de hukuksuzluktu. Babacan'cı Şimşek'çi kitle, bunu AKP'nin son birkaç yılına ait bir şey zannediyorlar. Oysa 2009'daki TEKEL direnişini tetikleyen olay, hükümetin, özelleştirilen TEKEL fabrikalarında çalışan işçileri, hukuksuz bir şekilde 4-C statüsüne almasıydı. Bu neoliberal saldırılar gerçekleşirken ciddi bir kesimce 'umut' olarak tanımlanan Babacan ve Şimşek gibiler neredeydiler? Zirveye en yakın koltuklardaydılar!

Ölüler yeniden dirilemez. Burada ölülerden kasıt Babacan veya Şimşek değil, güttükleri politikalardır. Doğru ekonomi konusundaki fikirleri değişmiş olabilir mi? Babacan geçen hafta Candaş Tolga Işık'ın programında elektrik ve doğalgaz dağıtımı özelleştirmeleri için 'Bugünkü aklımız olsa bunları özelleştirmezdik' diyerek ağızları açık bıraktı.

Samimi miydi? Bence Millet İttifakı bunun testini, Babacan'a ekonomide sağlam bir inisiyatif vererek yapmak yerine kamucu bir politika güdüp Babacan'ın bunlara verdiği tepkiye bakarak etsin.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.