Ajans Bakırçay
2021-12-20 20:40:15

Şili Seçimleri Neden Bu Kadar Önemli?

Utku Beycan

20 Aralık 2021, 20:40

Çağdaş Şili tarihi, faşizmle liberalizmin ikiz kardeş olduklarının en net kanıtıydı. Amerika’nın, Allende sosyalizmini ortadan kaldırsın diye Şili’nin üzerine saldığı Pinochet, Şili’yi önce kan gölüne, ardından Dünya’nın ilk neoliberal ülkesine çevirdiğinde Friedman, Hayek ve Mises, sevincini ve Pinochet’e hayranlığını gizlememişti. Detaylarını daha önce yazmıştık(1).

Allende’nin başkanlık dönemindeki icraatları tüm işçiler için sosyal güvenlik hakları sağlamak, arazilerin daha adil şekilde dağıtımı, kira indirimleri, iyileştirilmiş sağlık ve barınma tesisleri, emziren anneler ve okul çocukları için ücretsiz süt sağlama, okuma yazma öğrenimini arttırma kampanyaları, asgari ücretin yükseltilmesi oldu. Bu tür girişimler sonunda okul kayıtlarında bir artış ve çok genç yaştaki yetersiz beslenme oranlarında yaklaşık yüzde 20'lik bir azalma oldu. Bu tür programları finanse etmek için Allende, Şili’deki ABD merkezli tekellere bağlı şirketlere (Kennecott, Anaconda, PepsiCo ve International Telephone and Telegraph gibi) el koydu, ve ABD şirketlerinin ellerindeki bakır madenlerini kamulaştırdı.

Bu şirketler, CIA’in Allende’yi kanlı bir darbeyle devirmesinde aktif rol oynadı. CIA ve bu şirketler, ithalat ve ihracatı bilinçli şekilde sekteye uğrattı. Yanlış bilgilendirme kampanyaları eşliğinde üretimin belini büken grevler örgütledi, Allende karşıtı grevlere katılan işçileri fonlamak için 8 milyon dolardan fazla para ayırdı(2). 1969'da ülkede 977 grev olmuşken, üç yıl sonra bu 3287'ye yükseldi. 1973 Ağustos'unda enflasyon yüzde 320 ve bütçe açığı ülke gelirlerinin yüzde 115'iydi. Allende’ye karşı düzenlenen ilk askeri darbe girişimine katılmayı reddeden General Rene Schneider öldürüldü(3). Yıllar sonra CIA, bu operasyonlardaki rollerini kendi ağızıyla itiraf etti(4).

Pinochet, Allende'yi askeri darbeyle devirmişti. "Peki Pinochet'in fikirleriyle Allende'nin fikirleri sandıkta boy ölçüşseydi sonuç ne olurdu?" sorusu, muhtemelen yalnızca Şili'de değil, Dünya'da pek çok insanın aklına gelmişti. Dün, Şili’de iki başkan adayı, neredeyse biri Allende’nin isim ve cisim değiştirmiş hali, diğeri de Pinochet’in isim ve cisim değiştirmiş hali gibi olan Boric ve Kast, başkanlık seçimlerinde karşı karşıya geldi. Allende’nin fikirleri, Pinochet'in fikirlerini %11’lik bir farkla sandığa gömdü. Peki bunun sosyalizmin tarihi ve geleceği için önemi nedir?

Sosyalizm SSCB’yle Çöktüyse, Neoliberalizm Pinochet Şili’siyle Çökmüştür

İster liberal, ister neoliberal veya liberteryen olsun, sosyalizm karşıtlarının sosyalizm hakkında en temel argümanları, 1991’de SSCB’nin çöküşüyle sosyalizmin çökmüş olduğudur. Derler ki; ‘’Eğer sosyalizm sağlam bir sistem olsaydı, kalesi çökmezdi.’’ Şaşmamak gerekir; 91’den itibaren muzafferane Tarihin Sonu tezleriyle, liberal medya organlarının ısıtıp ısıtıp servis ettiği çarpıtma, yalan ve sığ bakışlarla, algı operasyonlarıyla beyinleri iyi yıkandı. Öte yandan bugün, 1991’de SSCB’nin yıkılışıyla sosyalizmin son bulduğunu iddia edenler, eğer aynı mantıkla (bir devrim bastırılırsa, devrimin temel aldığı ideoloji ve modeller de ölmüş oluyorsa) düşünmeye devam ederlerse artık neoliberalizmin ve saf serbest piyasanın da (altın standardının çöküşü yeterli bir sebep değilse) 2021’de öldüğünü kabul etmek zorundalar.

Gözden Kaçırılan Önemli Detay; Project Cybersyn

Allende’nin ilk başlıkta verilen icraatları, onunla ilgili en bilinen şeyler. Üretimi durdurarak halkı sosyalizme karşı dolduruşa getirme amaçlı grevlere kadar başarılı da oldular; fakat başka bir icraatın, belki içlerinde en önemlisi olan Project Cybersyn’in üzerinde hiçbir zaman hak ettiği kadar durulmadı.

Project Cybersyn, o yıllarda son teknoloji kullanılarak yürütülen bir planlama modeliydi. SSCB’nin çöküşü zincirinin başlangıcı olan, planlamada hantallığa karşı geliştirilmiş bir panzehirdi ve SSCB’nin yıkılışının ilk halkasındaki sorunun çözülmüş olması, sosyalizmin sürdürülebilirliğinin ispatlanması anlamına gelebilirdi. Proje dört modülden oluşuyordu: bir ekonomik simülatör, fabrika performansını kontrol etmek için bir yazılım, bir operasyon odası ve bir ana bilgisayara bağlı makineleri ağı(5).

Kısaca, 500 kadar teleks cihazı üretim ve dağıtım merkezlerine yerleştirilmişti. Santiago'daki kontrol merkezinde, her fabrikadan her gün gelen veriler (hammadde girişi, üretim çıkışı ve devamsızlık sayısı gibi birkaç rakam) bir bilgisayara aktarılarak kısa vadeli tahminler ve gerekli düzeltmeler yapılıyordu. Dört kontrol seviyesi (firma, şube, sektör, toplam) vardı . Belirli bir aralıkta bir kontrol seviyesi bir sorunu çözmezse, bir üst seviyeye bildiriliyordu. Gelen veriler ve sonuçlar ışığında üst düzey bir planlama yapılıyordu. Bunların hepsi siber ortamda yapıldığından, SSCB GOSPLAN’ında aylarca süren bir iş, Şili’de çok kısa sürelerde yapılabilirdi ve bu da, planlama ekonomisini serbest piyasaya karşı daha üstün bir seçenek kılabilirdi.

Neoliberalizm, kendi memleketinde kaybetti. Sosyalizm, Şili'yi geri kazandı . Peki bu proje tekrar uygulanmaya konulabilir mi? CIA destekli grevler bu sefer dikkatle engellenirse, Allende’nin ilk yıllarındaki geçici başarısı kalıcı olur mu? En önemlisi, ABD’yi vaktiyle bu kadar sert önlemler almaya iten ihtimal; Şili sosyalist yönetiminin küresel etkileri olması ihtimali gerçekleşir mi? Görünüşe göre bundan umutlanmamız için pek çok sebep var.

-----------------------------

1. https://www.ajansbakircay.com/sili-sosyalizme-geri-donuyor-hayek-ne-demisti-makale,1208.html

2. https://www.nytimes.com/1974/09/20/archives/cia-is-linked-to-strikes-in-chile-that-beset-allende-intelligence.html

3. https://www.opendemocracy.net/en/remembering-salvador-allende/

4. https://www.tni.org/es/node/13624

5. https://en.wikipedia.org/wiki/Project_Cybersyn

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.