Ajans Bakırçay
2021-04-25 11:15:13

Sermayenin Patlak Can Simidi: Aşı Milliyetçiliği

Utku Beycan

25 Nisan 2021, 11:15

Yazılarımda kapitalizmin kaldırılmayı bekleyen bir cenaze olduğunun kanıtlarına hep özel önem vermeye çalıştım. Küresel Riskler Raporu’nda her yıl, "kapitalizm tarihinin en büyük krizi yaşanıyor" cümlesinin yinelendiğinden, IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın "bugünkü krizin ancak Büyük Buhran’la kıyaslanabileceğini" söylediğinden, Dünya Bankası'na göre kişi başına daralma yaşayan ülke sayısının 1870'ten beri Dünya’nın gördüğü en yüksek seviyede olduğundan bahsettim. Sermaye sınıfının itiraf niteliğindeki açıklamalarını ve bu açıklamalardaki vaatleriyle uyumsuz hareket ettiklerini, kapitalist hükümetlerin salgına karşı geçici devletleşme ve planlamaya sığındıklarını dile getirdim. IMF raporları burjuvazi için o kadar karamsar bir tablo çiziyor ki sermayedarlar bu raporları okurken, kutsal bir metin okuyan Şeytan gibi hissediyor.

Pandemi ateşe benzin dökerken sermaye, onunla beraber kendi sönüşü de hızlanmadan önce bu yangından mümkün olduğunca daha fazla mal kaçırmak için gitgide hem daha ikiyüzlü, hem daha saldırgan hale geldi.

Pandemi ateşe benzin döktü, çünkü sermayenin "mantık" maskesini düşürdü. Vitamin ve maske fiyatlarındaki dalgalanmalar, neoliberal ekonomide fiyatların kendi kendini düzenlemesinin artık bir "geyik" olduğunu ilk defa bu denli yüzümüze vurdu. Aşılamada küresel çaptaki eşitsizlik ve megalomani, aynı sistemin üretim çeşitliliği için elverişli olduğu yalanını da aynı şekilde tasfiye etti. Devrimci ve evrimci sosyalist gruplar güçleniyor. Fakat pandemi, sermayedarlara son bir şans tanıdı; çünkü sermaye sınıfı aşı milliyetçiliği üzerinden bir süredir aşırı kâr elde ediyor, geçici bir süreliğine daha edecek.

Peki, bu kârların büyüklüğü ne? Bir örnek; Pfizer, Johnson & Johnson ve AstraZeneca hissedarlarının, son 12 ayda temettü ve buyback (hisse geri alımı) yoluyla 26 milyar dolar kazandığı hesaplandı. Hissedarların kârları, toplam 1,3 milyar insanı aşılamak için yeterli (1). Bu, Dünya nüfusunun 6’da 1’ demek oluyor. Tüm Afrika nüfusuna eşdeğer…

Ben bu yazıyı yazarken, BioNTech’in kurucusu Uğur Şahin’in 6,8 milyar dolar (2), Moderna CEO’su Stephan Bancel’ın 5,7 milyar dolar (3) net değeri vardı. Johnson&Johnson CEO’su Alex Gorsky’nin güncel net değeri Forbes’te yok, fakat 12 Şubat 2021’de tahmini net değeri 108 milyon dolarmış (4). Bugünkü net değeriyle Şubat’taki net değeri arasında bir uçurum olması muhtemel. AstraZeneca CEO’su Pascal Soriot’un net değeriyle ilgili herhangi bir bilgi bulamasam da, 2020’de 21,4 milyon dolarlık bir yıllık tazminat almış (5). Bu süreçte Uluslararası Ticaret Odası, aşı milliyetçiliği yüzünden bu yıl Dünya ekonomisinin 9 trilyon dolarlık bir kayba uğrayabileceğini söylerken, birçok yatırımcı son birkaç ayda milyarder olmuştu (6).

Şu ana kadar zengin ülkelerde her dört vatandaştan biri aşı yaptırırken, fakir ülkelerdeki her 500 kişiden sadece biri aşı yaptırdı. Epidemiyologlar, mutasyonların mevcut aşıları etkisiz hale getirmesine bir yıldan az bir süre kaldığını tahmin ediyorlar (7). Yani sağlık, özel şirketlerin at koşturma alanı olmaya devam ettikçe aşılama yavaş sürecek, yavaş sürdükçe aşı mutasyon geçirecek ve her şey baştan başlayacak.

Peki, aşı şirketleri, insanlık onuru için acı verici bu durum karşısında ne yaptı? En pahalı iki aşı, Moderna ve Pfizer/BioNTech, hali hazırda kurs (sanırım bu kelime iki doz aşı için kullanılıyor) başına aldıkları, ülkelere göre 13.50 veya 74 dolar arası değişen fiyatları arttırmak istedi. Pfizer, ilerleyen zamanlarda doz ücretini 150, 170 dolar arasına çıkarabileceğini söyledi. Bu, Londra'daki Imperial College'ın yeni mRNA aşılarının üretim maliyetinin doz başına 60 sent ile 2 dolar arasında olabileceğini gösteren bir araştırmasına rağmen oldu.

İki firma da dozlarının çok büyük bir çoğunluğunu zengin ülkelere sattı. Moderna şimdiye kadar aşılarının %97'sini, Pfizer da %85’ini zengin ülkelere tahsis etti. Moderna'nın aşısının 2021'de 5 milyar dolar kar etmesi bekleniyor. Şirket 5,45 milyar dolar da kamu sübvansiyonu aldı. 

Tüm büyük ilaç şirketleri, teknolojinin açık paylaşımına ve fikri mülkiyet korumalarının askıya alınmasına şiddetle karşı çıkıyor. Pfizer'in CEO'su, DSÖ'nün diğer üreticilerin aşı üretmelerine olanak sağlamak için aşı teknolojisinin paylaşılması çağrısının "saçma ve… aynı zamanda tehlikeli" olduğunu söylemişti.

Aşılarını vicdani bir kâr oranına satmaya gönüllü olmayan şirketler ve ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin kendi aşılarını üretmelerine de engel olmaya çalışıyor. Geçen ay BBC’de yayınlanan bir habere göre; "Aşı üretimi, katı patent yasalarıyla kontrol ediliyor. Bu düzenlemeler, ilaç şirketlerinin yeni ilaçlar bulduklarında ve geliştirdiklerinde bunların başkaları tarafından üretilmemesini koruma altına alıyor. Bu durum da ilaç şirketlerinin hem üretimi hem de fiyatları kontrol ederek, bu ilaçların daha yoksul topluluk ve ülkeler için erişilemez hale gelmesine yol açabiliyor. Bazı gelişmekte olan ülkeler, kendi aşılarını üretebileceklerini ve bunun da yoksul ülkelere giden tedariki artıracağını söylemişti. Hindistan ve Güney Afrika, aşı üretimini kısıtlayan patent yasalarını gevşetmesi için Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) dilekçe verdi. Ancak ilaç şirketleri ve daha zengin ülkelerin hükümetleri, bunun pandemiyle mücadeleye ve ileriye dönük aşı geliştirme çalışmalarına zarar vereceği gerekçesiyle bu hamleye karşı çıkıyor. Pfizer ve AstraZeneca gibi ilaç şirketleri tarafından ABD Başkanı Joe Biden'a yazılan bir mektupta, ilaç liderleri, patent düzenlemelerinin gevşetilmesinin aşı çalışmalarında inovasyon ve yatırımları caydırmanın ötesinde zararlar doğuracağı öne sürüldü. (8)" diye yazılmıştı.

Bu aşı milliyetçiliği WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus tarafından "insanlığın eşiğinde olduğu feci ahlaki başarısızlık" olarak tanımlanmıştı. Dünya Ticaret Örgütü başkanı Ngozi Okonjo, "Yoksul ülkelerin aşı kuyruğunun arkasında bırakılması kabul edilemez. Eşitsizlik kabul edilebilir değil" demişti (9).

ABD Büyükelçisi Katherine Tai’nin, 14 Nisan’da, Dünya Ticaret Örgütü’nün sanal konferansında; "Pazarın gelişmekte olan ülkelerin sağlık ihtiyaçlarını karşılamada nasıl bir kez daha çuvalladığı hakkında bugün daha fazla konuşmayı umuyoruz. Bunun için, öğrendiklerimizi yansıtmak adına ticaret kurallarımızda hangi değişikliklerin ve reformların gerekli olabileceğini düşünmeliyiz" demesi umut vericiydi. Ayrıca öncesinde AstraZeneca, aşısının tarifini maliyet fiyatına karşılık Hindistan’da bir şirkete vermiş, Aynısını Johnson&Johnson, Güney Afrika’daki bir şirket için yapmıştı.

Aşıların hızlı geliştirilmiş olmasının kerametini şirketler arası kâr hırsına bağlayan neoliberallerin vicdanının sızlaması için daha ne gereklidir?

--------------------------------------------------

1. https://www.oxfam.org/en/press-releases/pharmaceutical-giants-shell-out-billions-shareholders-world-confronts-vaccine

2. https://www.forbes.com/profile/ugur-sahin/?sh=442c671b34df

3. https://www.forbes.com/profile/stephane-bancel/?sh=22ddeeb03742

4. https://wallmine.com/people/36129/alex-gorsky

5. https://www.biospace.com/article/astrazeneca-ceo-rakes-in-21-4-million-in-total-compensation-for-2020/

6. https://www.birgun.net/haber/asi-milliyetciligi-kuresel-ekonomiye-9-2-trilyon-dolar-zarar-verebilir-331829

7. https://www.oxfam.org/en/press-releases/pharmaceutical-giants-shell-out-billions-shareholders-world-confronts-vaccine

8. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-56505586

9. https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-ticaret-orgutunden-asi-aparthedina-tepki-kabul-edilemez-haber-1517909

10. https://ustr.gov/about-us/policy-offices/press-office/press-releases/2021/april/ambassador-katherine-tais-remarks-wto-virtual-conference-covid-19-vaccine-equity

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.