Ajans Bakırçay
2021-10-06 15:34:21

Saadet Partisi’nden CHP’ye hayır gelmez!

Utku Beycan

06 Ekim 2021, 15:34

Cuma günü öldü Oğuzhan Asiltürk. Necmettin Erbakan’ın dostu, yoldaşı, sağ koluydu. Saadet Partisi’nin içinde sözü geçen büyük ağabeylerdendi. Can Dündar’a göre Tayyip Erdoğan Saadet’teki çatlağı gördüğünde, partiyi içeriden bölme planını Asiltürk üzerinden gerçekleştirecekti. Zira Asiltürk, önce 7 Ocak’ta Erdoğan tarafından ziyaret edilmişti. Ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, bu yaklaşımın olumlu olduğunu, bu beraberliğin devam edeceğini düşündüğünü söylemişti.

Asiltürk, partisini de ara ara topa tutuyordu. 15 Haziran’da attığı tweet’lerde "Erbakan hocamızdan sonra, Saadet Partisinde görev yapan kardeşlerimiz, sâdece iktidarı tenkit etmekle yetindiler. Böyle olunca, ahlâki ve mânevî değerleri savunduğu için, Saadet Partisini destekleyenlerin desteği azaldı" diyordu. Görülen o ki Karamollaoğlu’nun da tahtının peşine düşmüştü. "Güçlü bir Saadet Partisi teşkilâtı oluşturmak ve yukarıda durumlarını anlattığım gençleri, Millî Görüşe kazandırmak için, benim gözetimimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak" diye tweet attığında, Saadet’li yöneticilerin bundan haberinin bile olmadığı yazılıp çizildi. Zaten, Ağustos’ta da Asiltürk kendisini "Milli görüşün lideri" olarak nitelediğinde Karamollaoğlu’nun buna cevabı, "haddinden fazla ısrarı isabetli bulmam" demek olmuştu.

Eylül’de Asiltürk’ün ‘asil başkaldırısı’ ve AKP ile yakınlaşması bambaşka bir boyuta taşındı. Önce Asiltürk ve Erdoğan arasında bir tür seçim birliği anlaşması yapıldığı söylendi. Bu söylentilere göre SP’deki iç savaşta Asiltürk cephesinden bazı kişiler, 2023 seçimlerinde AKP milletvekili adayı olacaktı. Mustafa Balbay’ın iddialarına göre bu milletvekili kontenjanı 20 kişilikti. Üstelik Erdoğan’ın Asiltürk’ün ve SP’nin desteğine karşı talebi SP’nin veya özel olarak Asiltürk cephesinin Cumhur ittifakına girmesi bile değil, yalnızca Millet ittifakından çekilmesiydi. Bu önerileri Asiltürk memnuniyetle karşılasa da SP’nin geneli, bu işbirliğine yanaşmadı.

Tabi bir de "Bugün olmasa da bir gün AKP SP birleşmesi söz konusu olur mu?" sorusu soruluyordu. Temel Karamollaoğlu, gazeteci Buket Aydın’ın bu sorusuna; "Erbakan'ın ortaya koyduğu prensiplerde anlaşabiliyorsak amenna. Anlaşmıyorsak olmaz" cevabını vermişti.

Sahi, Erbakan’ın prensipleri neydi? Bir siyasetçinin, ancak siyaseten terbiyeli bulduğu birilerinin yolundan gidebileceğini doğru kabul edersek eğer asıl soru şuna dönüşüyor; Erbakan’ın nasıl bir terbiyesi vardı?

CHP’nin ‘Temelini Söktüğü’ Erbakan Fabrikası

14 Ekim 1973’te CHP ve MSP koalisyon hükümeti kurulduğunda, bu iki zıt kutbu birleştiren iki ortak payda vardı; anti tekelcilik ve ağır sanayiye dayalı kalkınma planı. Ölü doğan bu ittifakın sonunu, Kıbrıs meselesi ve Genel Af gibi konulardaki anlaşmazlıklar getirdi. MSP, Türk Ceza Kanunu’nun 141 ve 142. maddesinden yargılananların, yani komünizm propagandası yapmaktan suçlu bulunanların affedilmesine karşı muhalefet ederken, 163. madde hükümlülerinin, yani laikliğe karşı hareket etmekten, dini siyasete alet etmekten tutuklananların af kapsamında tutulmasında ısrarcıydı.

Koalisyon dağıldı. 2 yıl sonra, 1976… 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuştu. Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi, makamları paylaşmıştı. Demirel başbakan, Erbakan, Feyzioğlu ve Türkeş de başbakan yardımcısıydı. O hengamenin içinde Erbakan, sürekli bir fabrikanın temelini atıyordu. Erbakan’ın törenlerine katıldığı, kurdelelerini kestiği yüzlerce fabrika vardı, fakat ne hikmetse devlet kurumlarında bu fabrikaların kayıtları yoktu. CHP durumdan kuşkulanıyordu. Yönetimde pek çok kombinasyon denemişti CHP; Ecevit döneminde ortanın solundaydı. Şemsettin Günaltay döneminde muhafazakardı. Devletçi de olmuştu, daha liberal de.. 1932’de Sovyetler’den 8 milyon dolar tutarında faizsiz, 20 yıl içinde ve karşılığı tarım ürünleriyle ödenecek kredi alınmıştı. Yine Sovyet destekli 5’er yıllık kalkınma planları yapılmıştı. Hiçbir şekilde CHP, bu kadar hızlı sanayileşmeyi becerememişti. Bir gün, CHP Erzincan Senatörü Niyazi Ünsal, yine Erbakan’ın bir temel atma töreninden sonra, temele bir göz atmaya gitti. Yerde, içinde birkaç demir kazık çakılı küçücük bir çukur duruyordu. Elbette Erbakancı basın bu temeli öyle bir fotoğraflıyordu ki, bu çukurun bittiği yerde, çerçevede Erbakan’la beraber kadrajı kesiyor, fotoğrafı bu şekilde pazara sunuyor, orada kocaman bir kompleks varmış gibi bir izlenim yaratıyordu. Ünsal, kazıklarla betonu arabasının bagajına yükleyip meclisin önünde bir basın toplantısı düzenledi ve dedi ki; "temel dedikleri 100 kiloluk bir beton…"

CHP MSP koalisyonu hükümetinin yıkılmasından sonra olmasa bile bu olaydan sonra CHP, milli görüşçü gelenekle ittifak kurmaya tövbe etmeliydi. Bugün ise CHP, İyi Parti’den sonra en çok, bu gelenekten gelen SP’ye güveniyor. Başkanı, Erbakan çizgisinde buluşulduğu takdirde AKP’yle masaya oturmaya kapıyı hala açık bırakan SP’ye! TKP’den Kemal Okuyan, içinde bulunduğumuz dönemde CHP’nin geldiği noktayı geçen hafta şu sözlerle özetlemişti; "Muhafazakarları ürkütmeyelim diye diye kendileri muhafazakarlaştılar!"

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.