Ajans Bakırçay
2021-09-11 09:01:52

Rüya

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 11 Eylül 2021, 09:01

Dehşet verici bir olaydı anlatılan.

Anne ölünce kızıyla birlikte yaşamaya başlayan babanın 17 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunduğu konusuydu, konuşulan...

Kızın ifadesi kan dondurucuydu: "Boğazıma bıçak dayadı ve ilişkiye zorladı."

Baba diyesiymiş ki, "Ben bu olayı hocalara sordum. Kızın babasına caiz olduğunu öğrendim. Ancak, ilişki kızlık zarını bozmayacak şekilde olmalıymış."

Kızına da demiş ki, "Artık sen benim karımsın."

Olay nerede olmuş dediğimde aldığım yanıt, "Bizim memlekette değil" olmuştu. Bu kadar büyük bir ahlaksızlık bizim memlekette olacak değildi tabii ki...

Kendi kendime homurdandım. "O ülkenin Başkanı, mahkemesi, polisi, muhtarı yok mu acaba!"

Adam kızına musallat oluyor, çirkin emelini gerçekleştirmek için bıçak çekiyor ve de takım elbise giyerek çıktığı için de ağır ceza mahkemesinde kendisine iyi hal indirimi uygulanıyordu.

Önce inanamadım. Yalan söylüyorsunuz dedim. Tamer komşum yüzünü buruşturarak "Şakası bile çirkin, kapatın şu konuyu!" dedi. Emekli polis Rüştü Bey "Afrika'da olmuştur kesin!" derken Bağ-Kur emeklisi Sadullah Efendi, "İnsanımızı karalamak için uyduruyorlar. Her söylenene inanmayın arkadaşlar" dedi.

Ben de inanıyorum ki bu ne Afrika'da yaşanır ne de dağda yaşayan bir kabilede...

Bu kadar utanmazlık nerede yaşanır bilmem ki… Yoksa…

Yoksa o babayı karalamak için uydurulan bir hikâye mi bu?

Anlayamadım doğrusu…

Rüya ve gerçek, hikâye ve gerçek iç içe geçmiş gibi.

***

Bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı, evinin önünde sopa/ demir, tabanca kabzası/ yumruk ve tekmelerle dövülüp hastanelik ediliyor.

Muhalefet partilerinin ikisinin lideri, dövülen kişinin evine gidip geçmiş olsun diyorlar.

"Bu saldırı, demokrasiye/ ve ifade özgürlüğünedir. Kabul edemeyiz" diyorlar. İktidarı ve herkesi demokrasiyi desteklemeye çağırıyorlar.

İktidar destekçisi olan partinin genel başkanı ise suçluluk psikolojisi içinde "Saldırıları bizimle ilişkilendirmek komplodur" açıklaması yapıyor.

Nedenine gelince…

Ülkenin sağcısı solcusu; kan kaybeden iktidar partisini rehin almış gibi görünen malum partinin ve uzantısı olan grubun bu saldırıları teşvik ettiğini biliyor çünkü.

Partinin içinden çıkmış olan ve şimdi bir başka partide yer alan siyasetçinin bu grubu 'saldırganlar' olarak ilan etmesi, iyice kudurttu saldırgan partiyi.

"Saldırganlar bu milleti temsil etmiyor." , "Bunların hiçbir fikrî derinliği yok.", "Bunların sözü de hareketi de kaba kuvvettir" sözleri sinir etti saldırganları.

İktidara ve kendilerine sataşan/ dil uzatan gazetecileri de hedef gösterip dövdürdüklerini bilmeyen kalmadı zaten.

Grubun sözcüsünün, saldırıyı soruşturan savcıya da "Savcıya bizim öncelikli tavsiyemiz hukuka riayet etmesi, devamında da el aleme erkeklik göstereceğim diye boğulacağı suda kulaç atmamasıdır" tehdidinde bulunması, kimilerini ürküttü kimilerini de güldürdü.

Çoğunluğu da düşündürdü tabii ki…

Dün, kapı önlerinde el pençe divan duranlar/ sus pus oturanlardaki bu cesaret hem güldürücü hem de düşündürücüydü elbet.

Herkesi güldüren, kahkahadan kırıp geçiren ise iktidar şakşakçısı partinin genel başkanının sözleriydi.

Meğerse, saldırıya uğrayıp yaralanan siyasetçi, kendisi düzenlemiş bu saldırı olayını. Kendi kendisini yaralatmış yani… Komploymuş bu saldırı…

İnsanlar güler. Normal…

Şimdi kurtlar, kuşlar, böcekler de güler oldu bu sözlerden sonra.

Siyasiler, insanımızı mutlu etmek/ güldürmek adına neler yapıyor görüyorsunuz.

Yoksa rüya mı görüyoruz?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.