Ajans Bakırçay
2022-02-14 14:25:28

Onca Karamsarlık İçinde

Avram Ventura

14 Şubat 2022, 14:25

İyimser insanlar giderek azalıyor mu?

Bu sıradan bir soru gibi görünse de, aslında izlemekte olduğum, içinde yer aldığım bir ortamın onaylanma isteğini taşıyor. Son yıllarda artan sosyal ve ekonomik sorunlar, hiç sormaya bile gerek olmaksızın, sanki birçok insanın yüzünde satır satır okunuyor. Bir başka deyişle hüzün, hayal kırıklığı, umutsuzluk ya da gelecek kaygısıyla kurgulanmış öykülerin, bu yüzlerden yansıdığını söyleyebilirim. Bu ortam içinde bulunan diğer insanların da, bulaşıcı bir karamsarlığa kapılmalarını olağan karşılıyorum.

Elbette ki hiç birimiz eşit koşullarda yaşantımızı sürdürmüyoruz. Sosyal konumumuz, gelirimiz, ilişkilerimiz bizi mutlaka farklı düşünmeye, yaşamaya yönlendiriyor. Hangi uçta ya da ara bir konumda istersek yer almış olalım, diğer insanlardan kendimizi soyutlayamıyoruz. Başkalarını derinden etkileyen sosyal, siyasal ya da ekonomik olaylar, dolaylı da olsa bir şekilde bizi de etkisi altına alıyor.

Albert Schweitzer, iyimseri her yerde yeşil ışık gören bir insan olarak tanımlar; oysa karamsarın trafik lambasının yalnızca kırmızı ışığını gördüğünü söyler. Sonra da akıllı kişinin, renk körü olduğunu ekleyerek sözlerini noktalar.

Kimi insanlar yapıları gereği bu iki duygudan birinin etkisi altında kalıyor. Oysaki çevremizde gelişen olaylar ve olumsuz düşüncelerimiz nedeniyle, kötümser eğilimimizin daha ağır bastığını görebiliyoruz.

Yeri geldiğinde anlattığım bir öyküyü paylaşmak istiyorum:

Engin denizdeki bir küçük dalga, mutlu bir şekilde güneşin ve rüzgârın keyfini çıkarmaktaymış. Bir ara kendinden önce karaya ulaşan diğer dalgalara ne olduğunu görüp dehşet içinde bağırmış:

“Aman Tanrım, bu çok korkunç! Başıma neler gelebileceğini görüyorum.”

Yanına gelen bir başka dalga, onun hüzünlü halini görüp sormuş: "Neyin var dostum?"

Küçük dalga yanıtlamış:

“Sonumuzun nasıl olacağını göremiyor musun? Hepimiz kıyıya çarpıp birer birer yok olacağız. Bu çok korkunç bir şey!”

Diğer dalga gülümseyerek şöyle demiş:

“Hayır, hiç anlamıyorsun! Sen küçük bir dalga değil, engin denizin bir parçasısın.”

Her birimiz insanlık okyanusunun küçük birer dalgasıyız. Esen sert bir rüzgâr denizin bir parçasını değil, elbette ki bütününü etkileyecektir. Bilgi ve deneyimlerimiz iyimserliğimizi bir yere kadar korusa da, içinde yer aldığımız ortamın etkisiyle kimi zaman duygularımıza yenik düşüyoruz. Öyle ki boş ya da dolu tarafı bir yana, önümüzde duran bardağı olsun görmekte zorlanıyoruz.

Olumsuz örnekler vererek içinizi karartmak istemiyorum; ama birazcık düşünmenizi sağlayarak, şu sorunun yanıtını birlikte arayabiliriz:

Çevremizi saran onca karamsarlık bulutları içinde, iyimser duygularımızı kışkırtmak için ne yapmalıyız?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.