Kapanan dükkân yok" dedi ya Cumhurbaşkanı...
Türkiye Esnaf Ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi, Cumhurbaşkanına yanıt verir gibi belgelerle konuştu. 2020'de her gün ortalama en az 273 esnaf iflâs etmiş. 2019'da bu sayı 114 binmiş.
Bu bilgilerden habersiz olabileceğini düşünmediğim Cumhurbaşkanı ise televizyonlarda kapanan dükkânın olmadığını söylüyor.
19 yıldır günden güne cahilleştirdiği kitlelere seslendiği belli. Onların kendisine inanacağından öyle emin ki...
Volkswagen, Türkiye'den pılısını pırtısını toplayarak ayrıldı ya...
Bizimkiler de kızdı ya...
Cumhurbaşkanlığı, bazı bakanlıklara Passat başta olmak üzere Audi'ye ait araçların makam aracı olarak kullanılmaması konusunda uyarıda bulundu. Alman malı makam araçların peyderpey değiştirilmesi istendi.
Renault, Ford ve Toyota tercih edilecekmiş.
Yeri gelmişken yazalım. Türkiye'de kamuda 115 bin makam aracı bulunuyor. Bu rakam Fransa'da 65 bin, İtalya'da 29 bin...
Bu konuda bizden büyük (!) yok.
İspanya'da, genelkurmay başkanı, öncelik sırasında olmamasına karşın koronavirüs aşısı yaptırıyor. Tepkiler artınca istifa etmek zorunda kalıyor.
Ronaldo ve Messi, kendilerine Suudi Arabistan'ın yaptığı reklam teklifini geri çeviriyor. Kurnaz Suudiler, ülkenin politik imajını bu iki futbolcu ile düzeltmek istiyor olmalılar... Paranın her sorunu çözeceğine alışmışlar ki, olumlu yanıt alacaklarını düşünüyorlar.
İspanya'da ve İtalya'da, Mussolini ve Franko faşistinin memleketinde bunlar yaşanıyorken bizde de / Atatürk'ün ülkesinde / iktidar partisinin Tekirdağ il başkanı ev ev dolaşıp karne dağıtıyordu.
Demokrat gazeteci Bekir Coşkun'un heykelinin dikileceği Buca'da iktidar partisinin önde gelenleri buna tepki göstermekteydi.
Partizanlık aldı başını gidiyor...
Bolu İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ömer Ersever, Bolu Ülkü Ocakları'nı ziyaret edip ocak başkanına hediye veriyor.
Tepkiler çoğalınca albay açıklama yapıyor: "Bakanlığımızın talimatları doğrultusunda yapmış olduğum şehit yakınları ve gazilerimizin ziyaretlerinden biri olan Kıbrıs gazimizin işyeri çıkışında, hemen aynı binada içinde bulunan ve daha önce şehitlik ziyareti ve milli bayramlarda çok defa karşılaştığım vatandaşlarımızın ısrarlı daveti karşısında anlık olarak gelişen bu dernek ziyaretinin tamamen insani gerekçeyle icabet edilen bir ziyaret olduğunu kamuoyunun bilgilerine sunarım."
Tesadüfen ya da ayaküstü gibi anlatılmaya çalışılıyor bu ziyaret.
Üzerinde 'Bolu İl Jandarma Komutanlığı' yazılı olan hediye torbası, neyin nesi?
Albay, hep böyle hediye torbaları mı taşıyor yanında?
Albay, Bolu'da Eğitim-Sen'i, ÇYDD ya da ADD'yi ziyaret etseydi Ocak yöneticileri ne düşünürdü acaba?
Düşünmek bile istemiyorum.
Son zamanlarda marketlerde peynire alarm takıldığını biliyor muydunuz?
Market, kuyumcu soygunları yetmiyormuş gibi son dönemde yalnız yaşayan yaşlı kadınların darpedildiği ve soyulduğu haberleri, traktörüne haciz gelen çiftçi haberleri ve bir magazin starının ağzından dökülen şu sözler, çileden çıkarıyor insanı.
Çıktığı yarışma programında babasının fabrikatör olduğunu söyleyen ve o yarışmadan kazanacağı parayı defalarca çocuk esirgeme kurumuna bağışlayacağını dillendiren şarkıcı Serdar Ortaç'la ilgili söylenenler ne kadar mide bulandırıcı.
Sayın şarkıcı şöyle konuşuyor: "Valla son aldığım krediyi ödeyemedim. Koskoca devlet bankası 'Sen Serdar Ortaç'sın. Seni mahkemeye verir miyiz evlat!' dedi. Borcumu 8 ay erteledi."
Devlet, neden çiftçiye Serdar Ortaç'a gösterdiği inceliği göstermiyor?
20 yıl önce böyle bir ayrım yaşanıyor muydu bu ülkede ?
Tarladaki çiftçiyle Serdar Ortaç, belli ki bu iktidarın gözünde eşit değil.
Köylünün tarlasına haciz gönderen iktidarın Sudan'da ve Nijer'de tarla kiralayıp Afrika'nın köylülerine tarım yaptırdığını öğrenince fitil olmamak olası mı?
Yılmaz Özdil yazdı da öğrenmiş olduk bunu.
Yılmaz Özdil'e gıcıklıkları biraz da bundan herhalde...İktidarın ipliğini pazara çıkaran yazılara imza atıyor ya...
İneklerine haciz gelen Ankaralı çiftçinin devlet bankasının önüne güğüm güğüm süt döktüğünü görse bir İsviçreli köylü, ne düşünür dersiniz...
İktidar, çiftçilerimize açılan icraları soran vekillere 'devlet sırrı' diye yanıt bile vermiyor.
İktidar; çiftçinin ve köylünün düşmanı adeta...
Saruhanlı'da 470 bin dönüm tarım arazisi var. 350 bin dönümü ipotekli duruma düşmüş.
İcradan satılık inek olduğunu duyan yabancılar, espri yaptığımızı düşünür herhalde. AKP, ağlatıyor, öte yandan da güldürüyor.
En düşündürücü ve kaygı verici olan ise gazetelere verilen şu ilan: İstanbul'un çeşitli bölgelerinde tam teşekküllü hizmet veren hastanelerimizin satışı hakkında bilgi almak için bizi arayınız. Gayrimenkul takası değerlendirilir."
Satanlar "Piyasa iyi değil. O yüzden satıyoruz." diyorlarmış.
Cumhurbaşkanı kapanan dükkân yok diyor.
Yakında, satılan hastane falan yok derse şaşmam!
Çünkü AKP Genel Başkanı, her şeyi iyi göstermek zorunda.
İşi zor!