Ajans Bakırçay
2021-07-27 12:48:33

Nasıl Bir Bayram...

Halil İbrahim Bircan

27 Temmuz 2021, 12:48

Türk Dil Kurumu sözlüğünde ve Mahmud’un Dîvânu Lugâti't Türk adlı eserinde de “bayram” sözcüğü aynı anlamda verilmiştir. Kaşgarlı Mahmud, sözcüğün aslının “bedhrem” olduğunu, bu sözcüğü Oğuzların “beyrem” şekline çevirdiklerini belirtir.

Anadolu’da dini bayramların bir hazırlık süreci vardır. Bayram öncesi köylerde, kasabalarda, şehirlerde evlerinin ön kısımları ile bahçeleri temizlenir, badanaları yapılır buna da, 'Bayram Temizliği' denirdi.

Bayram alışverişine çıkılır, çocuklar başta olmak üzere yeni ayakkabılar, giysiler alınır, bayrama hazır edilirdi. Bayram günleri için aile büyükleri yemekler ve tatlılar hazırlarlardı…

Özellikle Arife günü hamama gidilir veya evde yıkanılırdı. Bazı bölgelerde buna "Bayram suyuna girmek" ya da "Arife suyuyla yıkanmak" adı verilir. Çünkü, Arife suyuyla yıkanmanın bolluk ve bereket getireceğine inanılırdı. Ramazan ve Kurban Bayramlarının başlıca özelliği; komşuların dost ve akrabaların birbirlerini ziyaretleriyle bir araya gelmeleriydi.

İslam aleminin kutladığı, yılda iki dini Bayramı vardır. Bunlar, Ramazan ve Kurban Bayramlarıdır. Ramazan ayının sonunda 'Bayram' kutlanır. Buna 'Şeker Bayramı' da denir. Çünkü Ramazan Bayramı evlerde yapılan başta baklava olmak üzere tatlılarla kutlanır.

Şeker Bayramı; X. yüzyılda yaşamış Harezmli bilgin Birûnî'nin verdiği bilgilere göre, Cem'in, şeker kamışındaki tatlı özsuyu bir nevruz günü bulmuş ve bundan şeker çıkarmayı yaymış olmasına bağlanır. Eskiden yalnızca nevruz günü tatlı şeyler ikram edilirken, sonradan aynı gelenek diğer bayramlarda da uygulanmıştır.

Kurban Bayramında ise, kurban kesilecek hayvanların, sağlıklı ve gebe olmamasına dikkat edilirdi. Bazı yörelerde, nişanlı erkekler kurban bayramında kız tarafına, kınalar yakılarak, boynuzları kurdelalarla süslenmiş bir koç götürürlerdi... Koçboynuzuna erkek tarafının maddi gücüne göre bir veya iki bilezikte takılırdı… Kız tarafı ise kesilen kurbanın etinden görkemli bir sofra hazırlar ve erkek tarafını ağırlardı. Gelen tepsilerine tatlılarla süsleyerek boş göndermezlerdi..

Bu kadar samimi ve güzel bir şekilde karşıladığımız dini bayramlarımız, bugün vahşi kapitalizm tarafından tam bir sömürü düzenine dönüştürülmüştür. Bayramlar bir tatile gitme yarışına çevrilmiş, hatta bunun için bankalar, krediler açarak insanları uzun vadeli borçlandırmışlardır. Bu krediler insanlara cazip gelmekte ve "ben neden başkalarından geri kalayım" düşüncesiyle bir kısır döngünün içinde dönülüp durulmaktadır…

Yani bu durumun sadece egolarımızı tatmin etmekten başka bir işe yaradığı yoktur.

Kurban Bayramı, malı mülkü olan kişilerin kurban keserek, durumu et almaya müsait olmayan insanlarla kestikleri kurbanın en az üçte birini paylaşmaları gereken bir bayram iken, bugün vahşi kapitalizm tarafından, difrizlerde et stoğu yapma bayramına dönüştürülmüştür. Kapitalizm insanları öyle bir yarış haline sokmuştur ki, herkes bugün ne pahasına olursa olsun, gösterimi yapayım da, yarın ne olursa olsun noktasına getirmiştir.

Dileğimiz bundan sonraki bayramlarda toplumumuzun daha duyarlı olmasıdır. Bayramlarda tatil yada piknik amaçlı gidilen deniz kenarlarında, çöplerin, pisliklerin bırakılmaması, insanımızın bu konularda çok daha fazla hassasiyet göstermesi en büyük dileğimizdir…

Tüm okurlarımın daha güzel bayramlara ulaşmaları dileklerimle, kalın sağlıcakla...

Yorumlar (4)

Özlem Şerifoğlu 3 Yıl Önce

Kapitalizmin yok etmediği değerimiz malesef kalmadı maalesef.

Sezen Sönmez 3 Yıl Önce

Bilgilendirme için teşekkürler..Çevre temizliği konusuna gelince; her yıl yapılan tüm uyarılara rağmen durum hep aynı, umutsuz vakayız toplumca...

MUALLÂ YÜREKLİ ERDOĞAN 3 Yıl Önce

O kadar güzel anlattınıki ( bizlerde bayramlarda bütün komşularımızın elini öper harçlık verirlerdi bizde bayram yerlerine gider eylenirdik)Nerede kaldı o güzelim bayramlar.

İbrahim Halil Sivereklioğlu 3 Yıl Önce

Çok güzel bir yazı gelenek ve göreneklerımızın aslı budur

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.