Ajans Bakırçay
2020-12-16 02:04:15

Melih Cevdet Anday

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 16 Aralık 2020, 02:04

Dostoyevski denince Melih Cevdet Anday geliyor aklıma.

Dostoyevski, çok okuyormuş. Akşam sabah…

Mehmet H. Doğan, Melih Cevdet Anday’la bir araya geldiğinde soruyor: "Tezgâhta bir şeyler var mı?"

O günlerde neler yazdığını merak ettiğinden…

M.C.A. yanıt veriyor: "Yok bir şeyler. Okuyamıyorum ki, nasıl yazarım?"

***

Hiç kahvaltı yapmak gibi bir âdeti yokmuş Melih Cevdet’in…

İçmeyi, konuşmayı onun kadar çok seven kim varmış bildiğim yok ama iyi içiyormuş. Melih Cevdet masaları çok ünlüymüş zaten…

Her konuda söyleyecek bitmez tükenmez sözü varmış. Müzik, mimari, heykel, resim, tarih, felsefe, matematik, fizik… Tam bir kültür adamıymış. Konuşmalarını anılarla, fıkralarla, şiirlerle süslemeyi çok iyi bilirmiş. Ne kadar içkili olursa olsun birçok şiiri, -kendisinin ya da başkalarının- ezbere okurmuş. İzmir’in Şadan Gökovalı’sı gibi…

Onun bulunduğu bir masada olmayı ne kadar isterdim…

O muhabbet, şiir ve rakı dolu gecelerden sonra da nasıl vakit buluyorsa Cumhuriyet’teki 'Ege’den Akdeniz’e / Tatlı Sular- Tuzlu Sular' başlıklı yazı dizisine yazısını da yetiştirmeyi ihmal etmezmiş.

80. doğum yılı için Ankara’dadır. Edebiyatçılar Derneği’nin düzenlediği Melih Cevdet Anday Günlerinde… Eşiyle, Yenişehir’de bir otelde… Kendisini telefonla arayan arkadaşına "Yukarıya gelsenize… Limonlu votka içeriz." diyor.

Vakit, sabah- öğle arasıdır daha…

Sabah içkisini şöyle açıklar arkadaşına: "Ben Ankara’ya gelince bir baş dönmesi tutuyor beni. Ben de çaresini buldum. Limonlu votkayı içince başım tersine dönmeye başlıyor ve böylece dengeyi buluyorum."

Sabah, limonlu votkayla hayata başlasa da akşam yemeğinde rakı ile gece yarısını bulduğu da bir başka Melih Cevdet Anday gerçeği…

Benim belleğimde 'Anı' ile yer alıyor Melih Cevdet Anday.

Ören’de eşi Suna Hanım ile tanıştığımda ne kadar da çok istemiştim o şiiri okumayı.

Çok da kedi severmiş. Ören’deki kedileri için komşularına kedilerinin beslenmesi için yetecek miktarda para bıraktığını hiç duymamıştım.

Nadir Nadi’nin vaktiyle Tarabya’da haftanın belli günlerinde düzenlediği içkili öğle toplantıları oluyormuş. Rivayete göre, Melih Bey ile Çetin Altan, birbirinden habersiz sorarmış: "Çetin var mı?" ya da "Melih var mı?"

Sözün kendisine zor geleceğini bilen Melih Bey, o toplantıya katılmazmış. Çetin Altan ona keza…

Klasik Türk Müziğinden hoşlanmazmış Nedeni mi?

Tek sesli olduğu için…

29 Kasım 2002’de yitirdiğimiz Melih Cevdet Anday’ı hiç dinleyemediğim için vahsınıyorum. Çünkü ben sadece şiir yazan/ okuyan şairleri değil, felsefeyi/ müziği/ matematiği / heykeli / resmi bilen şairleri seviyorum.

Mehmet H. Doğan’ın 'Şimdi Uzaklardasın' kitabı ile bir kez daha ANI’yı mırıldanma olanağı buldum ya… Bu yeter bana.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.