Ajans Bakırçay
2021-03-31 23:49:00

Mart Sonuna Doğru

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 31 Mart 2021, 23:49

Milas’ta 124 okuldan 102’si vaka artışı yüzünden yüz yüze eğitime ara verdi.

Covid-19 öyle bir virüs ki kalabalık ortamları çok seviyor ve anında bulaşıyor. Her doktor ve sağlık çalışanı biliyor ki bunun şakası yok. Yasaklar konulmasının nedeni de bu…

Sokağa çıkamamaktan rahatsızız ama toplumsal yarar açısından önemli bir yasaklama bu.

İşyeri kapanan çok kişi var. İşsizlikten intihar eden yüzlerce kişi oldu. Morali bozulan milyonlar var.

Ne var ki düşünmeden edemiyor insan…

Evet, hızla cahilleştirilen ve dinselleştirilen bir toplum olduk. Bunun farkındayız.

Hiçbir kişi de göz göre göre tehlikeyi göze almaz, onca cehalete karşın…

Peki… AKP’nin lebalep kongrelerindeki yurttaşlar hiç mi bilmez bunu da bir arada bulunurlar?

Yoksa yok olduğu söylenen bir buçuk milyon aşı ile mi aşılandılar da cesaretleri bundan?

Ölümü göze alacak kadar da cesur değiller ya… Bulaşın olmayacağına olan inançlarından mı yoksa…

Salgında bir milyon ev işçisi işsiz kalmış. Ev temizliği yapanlar, çocuk ve yaşlı bakıcıları…

Vatandaşın derdi pandemiyken Konya Belediyesi ise iki ayrı düğün salonu için sözleşme imzalamakta…

Belediyeyi 246 milyon 3 bin lira borç ile devraldıklarını söyleyen ve güncel borcun 372 milyon lira olduğunu açıklayan AKP’li Trabzon Belediye Başkanı, makam odası için İstanbul’dan 898 bin liraya mobilya alıyor. Aynı başkan, Trabzonluların ölüm riskini göze alıp geçtiği çürümüş asma köprü için ise sağıra yatıyor.

Tipik bir AKP Belediyeciliği klasiği!

Har vurup harman savuran AKP’lilerin bir başka icraatı da şu:

Borsa İstanbul A.Ş. Mart sonuna doğru olağan genel kurulunu yapıyor. Aralarında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un da olduğu yönetim kurulu üyeleri ilk iş olarak ne mi yapıyorlar?

Kendi huzur hakkı ücretlerine yüzde 33 zam!

Anımsayamayanlar için yazmış olalım… Kamuda memur maaşları 2021 başında sadece yüzde 7 oranında artmıştı.

Ağzını açınca din- iman- namaz-niyaz ve bayraktan söz edenlerin icraatı işte bu!

Daha doğrusu adaletten anladıkları bu!

Haber gazetelerde yayımlanınca özür dileyip yapılan zammı almayacaklarını açıklarlar diye düşündüm ama olmadı.

Gavur dedikleri Angela Merkel, Alman halkına bir yanlış yapınca özür dileyebiliyor. Görgüsü, bilgisi ve ahlak anlayışı gereği… Paskalya öncesinde yaptığı bir açıklama nedeniyle "Bu karar sadece benim hatamdır. Kararı ben almıştım. Amacım salgında yaklaşan üçüncü dalgayı kırmaktı" dedi.

Sonra mı…

"O kararı geri çekiyorum. Beni affedin!"

Sorarım: Bizde yanlış yapan hangi AKP’li siyasi, buna benzer bir tavır sergiliyor?

Yaptığı yalan ve yanlış nedeniyle hangisi özür diliyor?

Aksine… Komiklikler diz boyu!

İşte onlardan biri…

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, AKP’nin 7. Lebalep Olağan Genel Kurulunun fotoğrafları basına yansıyınca ne demişti anımsayalım: "Kameranın yatay açısı öyle yansıtıyor."

Öztürk Serengil esprisi yapmaya çalıştı anlaşılan… Güldürmeyen, düşündürmeyen, tebessüm ettirmeyen, yavan mı yavan…

Türkiye’yi yöneten kafalar…

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepkiler yurdun dört bir köşesindeyken Sivas’ta ise bir dernek İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı diye kurban kesti. Orada olsaydım sorardım birine, "İstanbul Sözleşmesi ne demek?"

Ne anlıyorlardı acaba o sözleşmeden de kurban kesiyordular?

Sözcü’de Yılmaz Özdil yalancılar ve toplumu kandıranlar için ne güzel yazmış.

Atatürk Orman Çiftliği’nde bira fabrikası ve malt fabrikası birlikte kuruluyor ya…

Malt, tüm dünyada çocuklar için kullanılan bir gıda takviyesi ya… Dişlerinin kolay çıkmasına, kemiklerinin kuvvetlenmesine ve annelerin sütünün çoğalmasına yarıyor ya…

Fabrikanın açılışının yapıldığı gün Atatürk’ün kucağında manevi kızı Ülkü var. Ülkü’nün elinde de koyu renkli cam bir şişe…

Bu resmi görenler ne mi yapıyor?

Yalanın/ cambazlığın katmerlisini…

"İşte o dönemde çocuklara bira içirildiğinin kanıtı" diye propagandasını…

Atatürk’ü çocuklara alkollü içkiler içiren biri olarak tanıtmaya çalışan kafalar…

Yalan söylemenin ayıp olduğunu mu bilmiyorlar acaba…

Çok merak ediyorum, Türkiye’nin Yeni Osmanlıcı kafalarına sorsak da yanıtlarını dinlesek mi acaba?

"Osmanlı’da 36 Padişah geldi geçti. 45 Sadrazam boğduruldu. Suçlu da hep Sadrazamlar oldu. Padişahlar bu durumda hep mi suçsuz?"

Necati Doğru yazmış bunu. Yeni Osmanlılar ne der buna?

Merkez Bankası 20 ayda 4 Başkan değiştirdi. Son Başkan 133 gün sonra geceyarısı operasyonuyla görevinden alındı. Suç, görevini yapan başkanlardaysa suçları ne?

Bu sorunun yanıtı neden verilmez ki…

Sahi… Ne oldu o 128 milyar dolar?

Cumhurbaşkanı, canı çok sıkılınca "Pandemide kullandık" dedi öfkeyle. Bu sorunun yanıtını neden kızgınlıkla verdi?

Üstelik o yanıta inanan da yok.

Bir başka soru…

O yanıta muhalefet partileri neden inanmıyor?

Şimdi de, Harp Okullarına ve Astsubay Yüksekokullarına giriş koşulları arasında bulunan "İrticai faaliyete karışmamış olma" şartı kaldırıldı.

Tarikatlara ve cemaatlara gün doğdu.

Onlar bayram etsin diye bu değişiklik…

Orhan Bursalı’nın sözleri şiir gibi…

"Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda, ruhunda, özünde irtica düşmanlığı vardır."

AKP İktidarı Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetle savaşıyor. Büyük bir cüretle…

Babam hep yinelerdi, "Asker irticaya izin vermez."

İyi ki görmedi bugünleri…

Silahlı Kuvvetlerdeki hiyerarşi bozukluğuna askerler ne diyecek bakalım…

Şimdilik bu kadar…

Yazarken bile canı sıkılıyor insanın…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.