Ajans Bakırçay
2020-12-19 11:02:13

Korona ve Kapitalizmin Sonu – 2

Utku Beycan

19 Aralık 2020, 11:02

Serinin ilk yazısına gelen çoğu tepkiler benzer nitelikteydi; "Başlık fazla uç." Köklü bir şekilde tarihe tutunmuş bulunan kapitalizmin çöküşünü yakın bir tarihte görmek fazla hayalciymiş. Bir dostum, yazının başlığının neredeyse mizahi bir üsluba uygun olduğunu söyledi ve yazıyı okuyup okumadığını sorduğumda ekledi; "Okumadım. Ben fantezi sevmiyorum."

Oysaki kapitalizmin gözde elçileri, bundan bir yıl önce, yalnızca kar odaklı kapitalizmi kendi elleriyle defetmişti. Küresel sermayedarlar sınıfının seçkin sözcülerinden biri olan Financial Times, 20 Aralık 2019’da, sermayeye dönük bir eleştiri metninden sonra şunları yazmıştı; "Sadece para kazanmayı hedefleyen Milton Friedman kapitalizmi ölmüştür." (1)

Diğer kapitalizm modellerinin geleceğe dair umut olma şansının ne olduğunu anlayabilmemiz için, Keynes tipi kapitalizmi benimsemiş ülkelerin durumlarına şöyle bir göz atmalıyız. "Liberalizm Karanlığı ve Cem Toker" isimli yazıda özetlerine yer verdiğim WEF raporları, bize önemli ipuçları sağlıyor.

Bu serinin ilk yazısını yazarken, aslında devamını bu kadar erken yazacağımı planlamamıştım. 26 Aralık’tan itibaren yayınlamaya çalışacağım, tahmini 3, 4 yazılık Sovyet tarihi serisini tamamladıktan sonra bu seriye devam edecektim. Fakat OXFAM, 14 Aralık’ta, ilk yazıda kaynak olarak kullandığım raporu tamamlar nitelikte ayrı bir rapor yayınladı. İlkyazının da daha anlamlı olması için, o yazıda özetlediğim raporun tamamlayıcısını da aynı şekilde özetlemem şart oldu.

Fazla uzatmadan mevzubahis raporu özetlemeye başlayalım. Yeni raporun başlığı, "Fırtınadan korunmak; COVID-19 zamanlarında evrensel sosyal korumaya yönelik küresel ihtiyaç".

Bu seferki rapor epey bir daha kısa ve OFXAM’ın yine kendi tarzınca hazırladığı, esas alacağımız ilk sayfalardaki kısa, fakat öz özet de aynı oranda daha kısa. Şu cümlelerle başlıyor özet; "2020 sonuna yaklaşırken, COVID-19 salgınının neden olduğu ekonomik yıkım hiçbir azalma belirtisi göstermiyor. … Yüz milyonlarca insan çoktan işini kaybetti, daha da borca ​​girdi ya da aylardır kemer sıktı. OXFAM ve Development Pathways tarafından yapılan araştırma, 2 milyardan fazla insanın (Dünya nüfusu 7.594 milyar) ihtiyaç anında hükümetlerinden hiçbir destek görmediğini gösteriyor. Analizimiz, düşük ve orta gelirli ülkelerde işsizlere, yaşlılara, çocuklara ve ailelere sağlanan sosyal koruma desteğinin hiçbirinin temel ihtiyaçları karşılamaya yeterli olmadığını göstermektedir. Bu devlet desteğinin % 41'i yalnızca tek seferlik bir ödemeydi ve neredeyse tüm hükümet desteği artık durduruldu."

Raporun 3. sayfasında şunlar yazılı; "2,7 milyar kişi koronavirüs salgınının neden olduğu ekonomik yıkımla başa çıkmak için herhangi bir kamu mali desteği almadı. OXFAM ve Development Pathways’in bu makalede yayınlanan araştırması, 10 ülkeden sekizinin nüfuslarının yarısına bile ulaşmayı başaramadığını… gösteriyor. Ek olarak, düşük ve orta gelirli ülkelerde sağlanan yardımların çoğu hem küçük, hem de geçici. OXFAM’ın araştırması, sağlanan faydaların hiçbirinin temel ihtiyaçlar için yeterli olmadığını gösteriyor. Ayrıca insanları desteklemek için yapılan ödemelerin % 41'inin bir defaya mahsus olduğunu gördük."

4. sayfada özet devam ediyor; "OXFAM ve Development Pathways, 2020 yılı Nisan ve Eylül ayları arasında 126 düşük ve orta gelirli ülkede acil durum ve sosyal koruma nakit transferlerini analiz etti. …Acil sosyal korumayı başlatan tüm düşük ve orta gelirli ülkelerde, ortalama sosyal koruma yatırımı GSYİH'nın sadece % 0,46'sı kadar. Yalnızca iki ülke, derin resesyonlardan kaçınmak için temel ölçüt olan % 2'ye ulaştı. … Ülkelerin % 81'indeki acil durum müdahaleleri, nüfuslarının yarısından azını kapsıyor. Ülkelerin % 29'unda, her 10 kişiden birinden azı koruma altında. ... On yıllardır çoğu ülke, genellikle Dünya Bankası'nın desteği ve tavsiyesiyle başarısız bir sosyal koruma modeli izledi. … Devlet desteği genellikle kimin 'fakir' olup kimin olmadığının test edilmesine dayanır ve bu da desteğe ihtiyacı olan çok sayıda insanı her zaman dışarıda bırakır. ... Bu yetersiz destek sistemlerinin bir sonucu olarak, çoğu ülke pandemi başladığında vatandaşlarını desteklemek için tamamen hazırlıksızdı."

6. sayfada, iç karartan sayısal veriler vermeye devam ediyor rapor; "Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre, Temmuz 2020'ye kadar dünya çapında 495 milyon kadar insan işini kaybetmişti. Bu, zengin ülkelerde tüketim ve üretimin düştüğü zaman küresel değer zincirlerinin durma noktasına gelmesinin bir sonucuydu. … Dünya Bankası'na göre, yalnızca 2020'deki COVID-19 krizi nedeniyle 88-115 milyon kişi daha aşırı yoksulluğa itilecek. … Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı, 3,3 milyar insan, günde kişi başına 5,50 dolardan daha az gelirle yaşıyor ve 1,8 milyar kişi 3,20 dolardan daha az bir parayla yaşıyor. ILO, küresel olarak gelirlerin yaklaşık % 10'unun kaybedildiğini belirtiyor. Daha önceki tahminlere beraber bu, 250 milyon insanı daha günde 5,50 dolardan daha az bir parayla yaşamaya ve 290 milyondan fazla insanı daha günde 3,20 dolardan daha az parayla yaşamaya zorlayabilir."

Bundan sonra, sayfa 11’e kadar, rakamsal veya oransal olarak, küresel bir veri paylaşmıyor rapor. Sayfa 11’de ise, "Pandeminin başlamasından önce bile, 4 milyardan fazla insan herhangi bir sosyal korumaya erişimden yoksundu. Dünya Bankası'na göre, sosyal koruma transferlerinin pandemiye bağlı genişlemesi yalnızca 1,34 milyar insana ulaştı. Çoğu yüksek gelirli ülke, ekonomilerini ve vatandaşlarını korumak için "ne gerekiyorsa" yaptı. G20'nin en zengin 10 ülkesi tarafından alınan mali tedbirler, GSYİH'nın ortalama % 7,8'ini oluşturuyordu; kalan 10 ülke ise, ortalama % 3,3’lük bir oranda mali tedbir tahsis etti. … Bununla birlikte, zengin ülkeler bile COVID-19 krizi sırasında tüm nüfuslarını kapsamakta zorluklarla karşılaşmaktadır. Dünya Bankası'na göre, sosyal koruma programlarına özel olarak aktarılan ek nakit söz konusu olduğunda, 28 zengin ülke kişi başı 695 dolar harcadı. Buna karşılık, 42 ​​düşük veya orta gelirli ülke, kişi başına 28 dolar ve 4 dolar arası bir harcama yaptı. 126 düşük ve orta gelirli ülkenin analizi ülkelerin ,% 75'inin sosyal koruma programlarının 'yatay' (yani daha fazla insana ulaşma) veya 'dikey' (yani, yardımların değerini artırma) bir genişleme yoluyla, nakit temelli acil sosyal koruma müdahalesi başlattığını göstermektedir. Diğer % 25, ​​herhangi bir ek sosyal koruma destek mekanizması uygulamaya koymamıştır." diyor.

Hükümetlerin ve küresel özel sermayenin yeterli desteği sağlayamaması iki nedene bağlanabilir; Ya hazineleri ve cepleri böylesi bir acil durumda halklarına hatırı sayılır bir rahatlama sağlayabilmek için fazla boş, ya da hazine ve cepler yeterince dolu, fakat halka destek fonu olarak dağıtılması gereken para, devletin ve sermaye sınıfının kâr ve rant güdülerine uygun bir biçimde kullanılmaya devam ediyor. İki neden de, kapitalizmin içinde bulunduğu batağın büyüklüğüne işaret ediyor.

Peki ne yapmalı? Raporun tüm iç karartıcılığına rağmen 4. ve 5. sayfalarda OXFAM, önceki raporda yaptığı gibi yine kurtuluşun anahtarı olarak, zengin Dünya ülkelerinin devletlerinin ve sermayedarlarının vicdanlı davranmasını görüyor; "G20 ve diğer OECD Kalkınma Yardımı Komitesi üyelerindeki zengin ekonomilerden sosyal korumayı desteklemek için uluslararası yardım miktarını önemli ölçüde artırmalı. Zengin ülkeler, düşük gelirli ülkelere sosyal koruma yardımlarını yalnızca 5,8 milyar ABD Doları artırdı - COVID-19 ile mücadele için toplanan her 100 ABD Doları için beş sentten daha azına eşdeğer. Borç Servisi Askıya Alma Girişimi'nin derinlemesine revize edilmeli ve borçlar hafifletilmeli. Bu, özellikle çok borçlu ülkelerde çok büyük bir fark yaratacaktır. Araştırmamız, borç ertelemesinden kurtarılan kaynaklar sosyal korumaya aktarılırsa, 26 ülkede, 60 yaşın üzerinde, engelli veya çocuk herkesin temel ihtiyaçlarının karşılayabileceği, altı aylık bir kamu transferi sağlanabileceğini gösteriyor."

Başta Afrika ülkeleri olmak üzere, liberal ve emperyalist ülkelerin sömürüleri konumundaki bu ülkelerin durumu, Avrupa, Afrika ve istisnai olarak da Asya sevdalısı liberallerin "özgürlük" ve "vicdan temelli bir ideoloji" söylemlerinin neresinde yer alıyor? Söze "vicdan ve özgürlük" söylemleriyle başlayıp, "yahu onlar da sömürtmesinler kendilerini" sözleriyle devam etmek ne yaman çelişkidir!

OXFAM aynı sözleri yinelemiş, biz de yineleyelim. OXFAM, yalnızca düzen içi çözüm önerisi sunmaya devam ettiği sürece, on yıllardır olduğu gibi bir sonraki raporu, bir önceki raporundan daha karamsar bir tablo çizmeye devam edecektir. Tüm düzen içi çözüm önerileri gibi, OXFAM'ın da çözüm önerilerinin fazla iyimser olduğunu (en azından yalnızca düzen içi önerilerle sınırlı olduğu takdirde)daha somut şekilde ifade edebilmek için, WEF'in bir sonraki Küresel Riskler Raporu'nu bekliyoruz.

------------------------

(1) https://haber.sol.org.tr/yazarlar/korkut-boratav/buyuk-sermaye-tedirgin-nasil-nicin-280466

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.