Ajans Bakırçay
2021-10-15 11:50:32

KÖİ Modeli; AKP, Neden Bal Gibi de Liberal?

Utku Beycan

15 Ekim 2021, 11:50

Pandora Papers gündemden düşmüyor. Nedeni belli; Pandora Papers’ta yer alan Türklerin çoğunun AKP’ye yakın iş adamları olması, tüm muhaliflerin elinde güçlü bir koza dönüştü.

Liberal muhalifler de kendi yaygaralarını kopartmakta çekinmediler ve aynı teraneyi tekrar ettiler; "AKP’nin özelleştirmeleri şeffaf değil ve sicilleri kabarık işadamlarına öncelik verdiğinden liberal bir parti de değil."

Pandora Papers’taki bu işadamlarından en ünlü ikisi Mehmet Cengiz ve Yıldırım Demirören. Cengiz, vergi kaçırıp off-shore’un ekmeğini yemek için 2011’de Virgin Adaları’nda bir şirket kurmuş(1). Demirören ise aynısını 2009 ve 2010’da yapmış(2).

Peki, bu ve benzeri insanlar, böyle kirli ilişkilerle arttırdıkları servetlerini AKP döneminde devlet eliyle nasıl katladılar? Daha doğrusu devlet desteğiyle bu servetlerini katlama yöntemleri liberalizmin kurallarının dışına çıkıyor muydu?

KÖİ Modeli ve Dünya Bankası

Yukarıdaki isimlerin devlet ortaklığıyla servetlerini katlarken kullandığı modelin adı, "Kamu, Özel İşbirliği Modeli". Dünya Bankası’nın bir meyvesi olan model, AKP döneminde kullanılan temel bölüşüm modeli.

WB’in kaynaklarına göre bu modelin kesin bir tanımı yok, ancak her durumda özel taraf proje performansından sorumludur. KÖİ sözleşmeleri tipik olarak her riski en iyi yönetebilecek ve üstesinden gelebilecek tarafa tahsis edilir(3). Modelin amacı modern, sürdürülebilir ve güvenilir bir altyapı oluşturmak, dünya çapında milyarlarca insanın artan isteklerini karşılamak ve iklim değişikliği sorununu ele almak, ekonomik büyüme oranlarını yükseltmek, yeni ekonomik fırsatlar sunmak ve insan sermayesine yatırımı kolaylaştırmak(4).

Usta iktisatçı Mustafa Sönmez, KÖİ’yi şöyle tanımlıyor; "KÖİ modelini, klasik özelleştirmeden ayıran hususlar şöyle ifade edilebilir: Klasik özelleştirmelerde kamu kuruluşunun hisseleri özel firmaya satılmakta ve kamu mülkiyeti son bulmaktadır. Yap İşlet Devret (YİD), Yap İşlet (Yİ), Yap Kirala (YK), İşletme Hakkı Devri (İHD) gibi yöntemleri içeren KOİ tarzında ise, kamu, öncekinde olduğu gibi, sözleşme sonrası ortadan çekilmemekte, projenin bir tarafında kalmaktadır(5)". Örnek olarak da İstanbul 3. Havalimanı’nı, 3. Köprü’yü (Yavuz Sultan Selim Köprüsü), Avrasya tünelini ve Gebze-İzmir Otoyolu’nu gösteriyor. "Yurttaşların, vergi mükelleflerinin ise bu modelde kayıpları, kamusal mülkler ve ortak sahipliğe dayalı doğal kaynaklar oluyor" diye de ekliyor. Başka bir usta iktisatçı Korkut Boratav ise bu modelin ‘’beşli çeteyi’’ yaratan model olduğunu söylüyor(6).

Peki, Türkiye, bu modeli nasıl uyguluyor? Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanı Nail Olpak’ın, Türkiye'nin son 15 yılda 100 milyar dolar değerinde yaklaşık 100 kamu-özel ortaklığı (PPP) projesini tamamladığını söylemesinin üzerinden bir yıldan az zaman geçti. O da 1915 Çanakkale Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi gibi örnekler vermişti(7).

DB’nin kaynaklarına göre ise bu projelerin sayısı çok daha fazla. 1990’da beri Türkiye’deki toplam KÖİ projesi sayısı 253. Bunlardan 247 tanesi hala aktif. Türkiye’de KÖİ projelerine yapılmış toplam yatırım ise 146 milyar 192 milyon dolar. Bu paranın 145 milyar 147 milyonu aktif projelere yapılan, veya yapılmış olan yatırım. En büyük 10 KÖİ projesi sıralaması şöyle;

İGA Havalimanı/ Yatırım (milyon dolar üzerinden): $35,586,50

Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu/ Yatırım: $9,756.00

Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralleri/ Yatırım: $7.576,00

Türk Telekom/ Yatırım: 6,550,00 $

3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Maramara Otoyolu Projesi/ Yatırım: 2,900,00 $

Malkara- Çanakkale Otoyolu/ Yatırım: $2.842,32

Atatürk Havalimanı kiralama sözleşmesi/ Yatırım: 2.543,00 $

Enerjisa I. ve II. Etaplar/ Yatırım: 2.539,00$

Seyitömer Termik Santrali/ Yatırım: $2,248.00

InterGen Gebze Adapazarı/ Yatırım: 2.2000,00$(8)

Üstelik Türkiye, bir nevi KÖİ modelinin kuralları olan "Düzenleyici Çerçeve ve Kurumsal Düzenlemeler" isimli kuralların neredeyse tamamına uyuyor(9).

Yani uzun lafın kısası AKP, özelleştirme ve bölüşüm projelerini, Dünya üzerindeki en liberal uluslararası kurumlardan birinin ortaya çıkardığı bir modele göre inşa ediyor. Liberalizmin eksiksiz uygulanmasının Türkiye’yi bir Fransa, Almanya ya da İngiltere’ye dönüştüreceğini bekleyenler ise daha çok beklerler. Müreffeh liberal ülkelerdeki sermayedarlar arasında da kayırılanlar vardır. (meraklısı, Bill Clinton’ın Çalışma Bakanı Robert Reich’ın sunduğu "Saving Capitalism" belgeselini izleyebilir) Yine bu ülkelerde de, off-shore da dahil olmak üzere farklı karanlık yollardan sermaye birikimi sağlayanlar da vardır. (Pandora’dan önce Paradise Papers ve Panama Papres çıkmıştı)

Liberal bir ülkeyi müreffeh kılan şey liberal kuralları eksiksiz yerine getirmesi değil, emperyalist yollarla, vicdansızca, emeğin ve üçüncü dünya ülkelerindeki kaynakların sömürülmesiyle elde edilmiş artı değerdir.

--------------------------------

1.https://www.dw.com/tr/pandora-papers-t%C3%BCrkiyeyi-talan-eden-cengiz-vergi-cennetinde/a-59425075

2.https://www.dw.com/tr/pandora-papers-demir%C3%B6renler-bor%C3%A7-%C3%B6demekten-de-vergiden-deka%C3%A7%C4%B1n%C4%B1yor/a-59441279

3.https://pppknowledgelab.org/guide/sections/1-introduction

4.

5.//www.mimarlikdergisi.com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=406&RecID=4041

6.https://haber.sol.org.tr/haber/soylesi-korkut-boratav-ile-sermayenin-ozellestirme-saldirisi-uzerine-313988

7.https://www.aa.com.tr/en/economy/turkey-s-ppp-experience-significant-on-global-scale/2028632

8.https://pppknowledgelab.org/countries/turkey

9.https://bpp.worldbank.org/economy/TUR

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.