Ajans Bakırçay
2023-02-28 13:47:35

Kızılay, asıl görevini unutmuş olmalı

Çağdaş Güneş Gündüz

28 Şubat 2023, 13:47

Sonunda bu da oldu. Birileri illâ skandalla tarihe geçmek istiyor olmalı…

Kızılay, ticaret mi yapar? Meğerse AKP’nin Kızılay’ı yaparmış da biz bilmiyormuşuz.

Halktan bağış toplayan, çadır üreten ve ürettiği çadırları afet bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırma görevi olan Kızılay, AKP- MHP İktidarında bir ilk’e imza atıp ticarete soyundu.

Şaka gibi…

***

Çalışma yaşamı içinde olanlar, özellikle hafta sonu tatilinden sonra tekrar işbaşı yapmanın zorluklarını “Pazartesi sendromu” olarak bilir. Kahramanmaraş merkezli 7.7 şiddetindeki deprem ile uyandığımız 6 şubat pazartesi sabahında hissettiklerimiz ise bir sendromdan daha fazlasıydı…

O günden itibaren bizler için uyumak, acıkmak, üşümek nerdeyse utanç verici bir hâl alırken deprem bölgesine zamanında müdahale etmeyen “Tek adam” rejiminin yaklaşımını anlamak olanaksızdı. Oysa, 99 Gölcük depremi ile hayatımıza girip 2019’da iktidar baskısı ile AKUT’tan istifa ettirilen Nasuh Mahruki, deprem sonrası ilk 24 saatte hatta ilk 24 saatin de başlarında yapılacaklara önemle vurgu yapıyordu. Yıllarca herhangi bir kamu kurumu veya belediye tarafından sesine kulak verilmeyen yer bilimciler Prof.Dr.Celal Şengörve Prof.Dr. Naci Görür’ün yakın zamanda bölge ile ilgili yaptığı uyarılardan oluşan videolar tv’de yerini almıştı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yaptığı basın toplantısında 04:17’de olan depremin ardından 05:50’de tüm askeri birlikler hazır olduğu halde neden müdahale edilmediğini soruyordu. Öte yandan İçişleri Bakanı Soylu, 7 bin 300 personeli olan AFAD’ın yetersiz kaldığını söylese de kulislerde askerin arama kurtarma çalışmalarına geç dahil edilişinde Soylu’nun tutumunun etkili olduğu bilgisi dolaşıyordu.

Günler hızla geçerken özellikle 3 büyük il;İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin bölgedeki hizmetleri,mevcut başkanların halk tarafından tercih edilmelerinin doğruluğunu onaylar nitelikteydi.

Ardı ardına olan şiddetli depremler, binlerce artçısı ile 10 il ve yaklaşık 13 milyon yurttaşımızı doğrudan etkilerken resmi verilere göre vefat sayısı 44.374 olarak duyuruldu. Açıklanan resmi rakamların yanında Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde koordinatör vali olarak görevlendirilen Şırnak valisi Osman Bilgin 19 Şubat’ta yaptığı açıklamada; durumun vahim olduğunu belki de 3-4 hatta 5 kat daha kötü şartlarla mücadele edildiğini bazı illerin komple yıkılıp yeniden yapılacağını söyledi. Son yılların bakiyesi olan hiçbir zaman doğru rakamları öğrenemeyeceğini bilmek de üzücü oluyor doğrusu… Vali Bilgin, daha sonra birden fazla kurumdan maaş alan kamu görevlileriyle karıştırmış olacak ki, memurlar ve işçiler 1 ay maaş almasınlar çağrısında bulundu. Bu “yaratıcı” önerinin hayata geçmesi halinde geçim sıkıntısından borç batağında olan emekçilerin neler yaşayabileceğini yazmama gerek yok… Kızgınlıkla karışık üzüntü eşliğinde havaalanlarında yurtdışına kaçmak üzereyken yakalanan müteahhitleri görünce akıllara hemen Veli Göçer geliyor ve birkaç sembolik tutuklama ile belki de ucu Ankara’ya kadar uzanabilecek ruhsat, yapı denetim soruşturmalarının rafa kalkacağı endişesi kaplıyordu içimi.

Yazımızın başında değinmiştik ama yinelemiş olalım.

Geçmişte depremlerin ardından kısa süre içinde üzerinde kırmızı hilaliyle beyaz çadırları kuran Kızılay’ı sahada görürdük. Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel’in, Kızılay’ın depremin üçüncü günü Haluk Levent’in kurmuş olduğu AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır sattığını ortaya çıkarması gündeme bomba gibi düştü. Ardından Haluk Levent, “Kızılay’dan barbunya, konserve de aldık. Muhatap ben miyim? Bir dakika bile önemli. Kızılay yönetimi karar alır, parayı iade eder. Onu bilemem” açıklamasını yaparak akıllardaki soru işaretlerine bir yenisini daha ekledi. Adını 1935’te Mustafa Kemal Atatürk’ten alan bir cumhuriyet kurumu, depremin olumsuz etkilerini milletçe yaşadığımız şu günlerde elini taşın altına koyması gerekirken çadır ve gıda ticareti yapıyor…

Olacak iş değil!

Bunun yanında İstanbul depremine hazırlandığını öne süren AKP iktidarı, önlem olarak twitter’i, ekşi sözlüğü, Tele 1’i kapatıp suçu hep başkalarına atarak kendisine muhalif olanlara hakaret etmeyi ve defter tutma adı altında tehdit etmeyi de ihmal etmiyor.

Günün sonunda yurdun hatta dünyanın dört bir yanından yurttaşlarımız eşsiz bir dayanışma örneği göstermeye devam ederken düzenlenen yardım geceleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Tunç Başkanın öncülüğünde “BirkiraBiryuva” uygulaması üzerinden hayata geçirilen somut çözümlerin çok değerli olduğunu bilmem söylememe gerek var mı?

Ancak, eğer yurttaşlar böyle zor zamanlarda ağırlıklı olarak kendi kaynaklarıyla çözüm üretecekse bunun adı sosyal devlet değil “ Türkiye Cumhuriyeti Kooperatifi” olur. bu da böyle biline!

Yorumlar (1)

X 1 Yıl Önce

Son dönemde yaşadıklarımızın acı bir özeti olmuş adeta, kalemine sağlık.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.