Ajans Bakırçay
2019-12-09 10:09:00

Kimliksizliğin Sonu

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 09 Aralık 2019, 10:09

2020 liralık asgari ücret düzeyinde maaş alıp yoksulluk çekenlerin sayısı 10 milyona yaklaştı. Hesabında 1 milyon lira ve üzeri olan kişi sayısı 213 bin 990’a yükseldi.

Milyoner sayımız 10 ayda 33 bin 84 kişi arttı.

2019 Kasım ayı başında ve ortalarında siyanürle toplu intihar eden aileler olmuştu. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle olduğunu bildiğimiz bu intihar olaylarından sonraki bir haber şöyle: ‘’ Türkiye’de son haftalarda arka arkaya yaşanan intihar olaylarının ardından gündeme gelen siyanür yasağı Resmi Gazete’de yayımlanarak yasalaştı. İlgili yönetmelikte yapılan değişikliğe göre, siyanürlü bileşikler olarak tanımlanan kimyasal maddelerin piyasada, internette veya herhangi bir elektronik ortamda halka satışı yasaklandı. Ayrıca tedarikçi firmalar yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten bir ay sonra bu tür bileşikleri piyasaya arz etmeden önce ambalajlarında açık, okunabilir ve silinmeyecek şekilde ‘Yalnızca profesyonel ve endüstriyel kullanım içindir.’ İfadesinin yer almasını sağlayacak.

Kişi siyanür içmedi de kendini astı diyelim. ‘ İp satışları, sadece endüstriyel kullanım içindir.’ diye yasa mı çıkaracağız o zaman.

Birisi, diyelim ki köprüden kendini attı. Köprüyü mü ortadan yok edeceğiz…

Ya da adam, şakağına silahı dayayıp ateşledi. Mermi satışı mı yasaklanacak?

Bıçakla ya da jiletle bileğini kesip kan kaybından öldü diyelim. Bıçak satışına yasak mı koyacağız?

‘Toplu intiharları bahane ederek siyanür satışını yasaklayanlar acz içindeler’ diyen birisi haksız mıdır sizce?

Komiklik parayla değil. Komikliğe soyunan da çok arttı sanki…

Örneğin Sayın Başkanımızın üniversite diploması yok. Diploması yok ama Recep Tayyip Üniversitesi adıyla çok sayıda gencin diplomasında adı var. Üniversite sayısı 76’dan 207’ye çıktı ama her üç üniversite mezunundan biri işsiz dolaşmakta. Dünyada ilk 100’e giren üniversitemiz yok ama çok üniversite açmakla övünüp durmaktayız. ABD’de tıp fakültesi sayısı 147, Almanya’da 36, İngiltere’de 32 iken Türkiye’de 84. Neden acaba diye düşünmekte yarar yok mu?

Sayının çokluğu mu büyüdüğümüzü gösteriyor?

Günde 6 milyon ekmeğin israf edildiği ülkemizde toplanan vergilerin de israf edildiği konusunda kuşku yok.

 İzmir’den Çanakkale’ye doğru giderken Sarımsaklı yol sapağından içeri girdiğinizde üç kilometrelik yolun üç dört yıl arayla bir kez döşeme taş, sonra da bu taşların sökülerek asfalt yapıldığını öğrenirsiniz. Tek bir kişinin bile buna da itiraz etmediğini…

Üç dört yılda ne değişmiştir de taş döşenen yol asfalta dönüşmüştür? Bunun adı müteahhitlere hizmet değilse ya nedir? İsraf değil de nedir bu?

Vergilerin bu denli çarçur edildiği bir başka ülke var mıdır şu dünyada acaba?

115 gazeteci cezaevinde. 3810 gazetecinin basın kartı iptal edilmiş durumda.

16 Bakanlıktan 8’ini geride bırakan Diyanet İşleri Başkanlığının 2020 bütçesi 11,5 milyara çıktı biliyor musunuz? Merkez ve taşra örgütlerinde toplam 110 bin personelin görev yaptığı Diyanet, işsiz AKP’li imam ve müezzinler için geçim kapısı olmalı. Bütçenin yüzde 97’si bu personele harcanıyor. Taşradaki imam ve hatiplerin sayısı 60 bin 320. Topluma verdiği hizmet yüzde 3, personele verdiği paranın oranı yüzde 97.

Diyanet’in yaptıklarına 1 Aralık 2019 tarihli bir haberle açıklık getirmiş olalım:

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, eski Çevre Ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun da bulunduğu grup Cibuti’de 12 milyon liraya inşa edilen 2. Abdülhamit Han Camisi açılışına gidip katılıyorlar. 6 saat süren bu uçak yolculuğunda uçuşun sadece yakıt masrafı 21 bin 600 Dolar. (124 bin lira) Kiralama maliyeti de 108 bin Dolar. (620 bin lira)

Aynı Diyanet, bilgi ve görgülerini geliştirmek için de yakında Amerika yolcusu. Hem de onlarca kişiyle…

Diyanetin bunca paralar harcadığı Türkiye’de köy okulları ise çürümeye terkedilmiş durumda ve ‘ israf haramdır’ sözünü kendilerine pusula bellemiş gibi görüntü veren dinbaz takım bundan hiç rahatsız olmamakta. Şu an Türkiye’de binlerce okul binası bomboş. Günden güne dökülmekte ve bu ülkenin Başkanıyla Milli Eğitim Bakanı bundan üzüntü duymamakta.

İnsanın aklına Victor Hugo’nun bu konuyla ilgili o sözleri geliyor: "Her köyde ışık yakan bir öğretmen ve o köyde bu ışığı söndürmeye çalışan bir papaz bulunur." 

Olup bitenler de hep gözümüzün önünde ceryan ediyor. Açık açık…

Yaptığımız iş mi? Seyretmek!

Seyirci toplum olup gittik.

Pardon topluluk…

Her şeyi alkışlayan, suskun, pısmış, korkutulmuş bir yığın…

Postanede, bankada bir de sormazlar mı kimlik no diye…

İşte o zaman haykırasım geliyor, "Ne kimlik nosu, birey olamamış insanın kimlik nosu mu olur?"

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.