Ajans Bakırçay
2022-02-28 11:31:10

Fransa Başkanının Hayran Olduğu Ölümsüz Dev: Yaşar Kemal

Utku Beycan

28 Şubat 2022, 11:31

1973'te Şili'den başlayan neoliberalleşme furyası dalga dalga Dünya'ya yayılıyordu. ABD'de Reagan, İngiltere'de Thatcher gibi neoliberal figürler seçimle, Türkiye'de Kenan Evren ve ardından ANAP ABD destekli 80 darbesiyle iktidarı ele alırken asi Fransa halkı, tarihinde de çok görüldüğü gibi burnunun dikine gidiyor, Francois Mitterrand sosyalist ve komünist partilerin ortak programı ile başkan seçiliyordu.

Mitterrand başkanlığında ilk hükümeti kurma işini, ileride Sosyalist Enternasyonal’in başkanlığını yapacak Pierre Mauroy üstlendi. Bakanlardan dördü (Charles Fiterman, Anicet Le Pors, Jack Ralite ve Michel Rigoud) komünistti. Bu hükümet, iki yıl boyunca Fransa’da bir kamulaştırma rüzgarı estirdi, fakat Fransa halkının bu seferki asiliği kısa sürdü. Uluslararası baskılar sonucunda önce ortak program iki yıl sonra yürürlükten kalktı, ardından Mitterrand başbakanlığı bu sefer sağcı Jacques Chirac’a vermek zoruna kaldı. Fransa'da ortak programın uygulandığı iki yıl içinde büyüme ve refah sorunu yaşanmasa da Mitterrand, önce bu sosyalist programı askıya almak, sonra da kabinelerini sürekli daha fazla "sağa çekmek" zorunda kaldı.

Evet, Fransa’nın dizginleri neoliberalizme devretmesi, benzer ülkelere kıyasla daha geç gerçekleşmişti. Sonrası malum; kısa dönemli büyüme ve zenginleşmelerin ara ara yaşandığı bu neoliberal süreç, üç büyük küresel kriz (1998-99, 2008-09, 2019-21) geçirdi ve günümüzdeki Cehennem'den hallice Dünya'yı yarattı. Mitterrand, sonucun bu olacağını görmüş, ve bazı asi ufak ülkeleri saymazsak neoliberalizme karşı hemen hemen yalnız savaşmıştı. Dolayısıyla çağdaşı olan mevkidaşları arasında en ağır yükü sırtlananlardan da biriydi.

Peki bu kadar meşgul ve büyük bir adam, değerli boş zamanlarını nasıl harcardı?

Kürt kökenli, Türk bir yazarın kitaplarını okurdu. Hiçbir kelimenin sınırlarına dahil edilemeyecek bir insan; dev bir entelektüel, muhteşem bir sanatçı, yiğit bir devrimci. Koskoca Le Point, ölüm haberinde onun Dünyanın en çok okunan ve tercüme edilen Türk yazar olduğunu söylüyordu(1). 17 yaşından beri sayısız dava, gözaltı ve tutuklama görmüş, kimi çağdaşlarının aksine zerre kadar bükülmemişti. Allah’ın Çukurova’sından çıkmış, çırçır fabrikalarında işçilik, ırgat katipliği, öğretmen vekilliği, kütüphane memurluğu, traktör sürücülüğü gibi işler yaparak karnını doyurmuştu(2).

Bu şartlar altında zaten yeterince zor olan çocukluğunda çok az insanın kaldırabileceği trajediler yaşadı. Üç yaşındayken halasının elinden kayan bir bıçak sağ gözüne saplandı. Hayatının 89 yılında tek gözle yaşadı. Bir yıl sonra babası, hayatını kurtarıp bakımını üstlendiği üvey evladı tarafından bıçaklanarak öldürüldü(3).

Zaten boyu bacak kadarken, hele bir de Çukurova’da kendini birden işçi mücadelesinin içinde bulmuş bu çocuk, bir de bu duygusal trajedileri yaşadıktan sonra ortaya bir efsane çıktı; Yaşar Kemal!

Koskoca Mitterrand, işte bu efsanenin, Yaşar Kemal’in sadık bir okuyucusu, ve yakın bir dostuydu. 1989’da Celal Üster’le bir röportajında, "Başkan Mitterrand’la ilişkim, 1977yılına dayanıyor. O yıldan sonra ilişkimiz kesilmedi, sıcak bir dostluğa dönüştü" demişti Yaşar Kemal. Televizyonda Mitterrand’ı kendisi hakkında konuşurken görmüştü, sonrasında tanışmışlardı.

Mitterrand, Kemal’i en değer verdiği etkinliklere çağırır, orada bile kendisine özel bir ilgi gösterir, üzerine titrerdi. 1989’da, Fransız Devrimi’nin 200. yılını kutlamak için düzenlediği ve Türkiye’den sadece Kemal’i çağırdığı törende kimler yoktu ki… Yaşar Kemal, kutlama törenlerini Nobel Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Gabriel Garcia Marquez, Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen ilk Afrikalı yazar Wole Soyinka, İspanya Kültür Bakanı ve ünlü romancı Jorge Semprun’la birlikte izledi.

Bir de kendisini özel bir kahvaltıya çağırmıştı Mitterrand. "21 temmuzdaki sabah kahvaltısında da destan-roman ilişkisi ve Çukurova üstüne bir buçuk saat konuştu" diyor röportajda Kemal.

Zülfü Livaneli de 1992’de "Bir çok kez Mitterrand’la Yaşar Kemal arasındaki dostluğun gözlemcisi olma şansına eriştim" diye yazıyor, ve Mitterrand’ın televizyonda yaptığı bir konuşmasını aktarıyor köşesinde; "Ben hep okyanus kıyısında yaşamak istedim. Ama politikacı olduğum için büyük kentlerde, dar sokaklarda oturmak zorunda kaldım. Sadece Yaşar Kemal’in kitaplarını okuduğum zaman kendimi okyanus kıyısındaymış gibi hissedebiliyorum." Anlattığına göre Yaşar Kemal Mitterrand’a türküler söylermiş. Onu görünce ağzı kulaklarına varan Mitterrand iki kolunu açıp ona doğru yürür, "Yaşaar" diye bağırırmış.

"Yaşar Kemal’e en yüksek derece olan Commandeur rütbesi verilmişti. Yaşar Kemal’le birlikte üç kişi daha bu rütbeye hak kazanmıştı. Federico Fellini, Eli Wiesel ve Joris Ivens" diyor Livaneli. Madalyalar takılırken soğuk geçen törende madalya sırası Yaşar Kemal’e geldiğinde Mitterrand, onu "yüzyılımızın büyük romancısı" diye tanıtmış, ve törenin mizacı birden değişmiş(5).

Yedi yıl önce bugün kaybettik Yaşar Kemal’i. Sanki bir tanrı, parmaklarımızın arasından kayıp gitti.

--------------------

1. https://www.lepoint.fr/culture/le-romancier-turc-yasar-kemal-pere-de-memed-le-mince-inhume-a-istanbul-02-03-2015-1909111_3.php

2. https://www.birgun.net/haber/dev-yazarin-kirik-kalbi-16186

3. https://books.google.com.tr/books?id=AIVvAwAAQBAJ&pg=PT6&source=kp_read_button&hl=tr&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false

4. //openaccess.marmara.edu.tr/bitstream/handle/11424/166286/001519672006.pdf?sequence=3

5. https://core.ac.uk/download/pdf/80956531.pdf

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.