Ajans Bakırçay
2021-07-16 19:42:39

Duyduk Duymadık Demeyin

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 16 Temmuz 2021, 19:42

Dünyanın bütün akademisyenleri, dünyanın bütün öğrencileri, dünyanın bütün siyasetçileri!

Gezegende böyle bir insanoğlu yaşıyor, tanıyın, öğrenin onu.

Adı Melih Bulu!

193 gün önce Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yandaş olduğu için rektör olarak atanmıştı. Atanmıştı ama üniversitenin öğrencileri / hocaları tarafından istenmemiş, protesto edilmişti.

Onurlu davranıp istifa etmeyi de düşünmemişti onca tepkiye karşın.

Dünyanın dört bir köşesinde de bu protestolar duyulmuş, hatta bu konuyla ilgili kitap bile yazılmıştı. (Basiret Ve Boğaziçi / Bassaray Yayınları- 2021 Mart)

İktidar baskısına, polis şiddetine karşın protesto eylemleri son bulmamıştı.

Sonunda ne mi oldu?

14 Temmuz 2021 tarih, 2021/ 360 No’lu kararla Prof. Dr. Melih Bulu Cumhurbaşkanı tarafından görevinden alındı.

"Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih BULU, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun ek 1’inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2’nci maddesi gereğince görevden alınmıştır" yazısı ve imzasıyla.

Akademik çevreler ve öğrenciler ne kadar mutlu oldular bu haberle bildiğim yok.

Zafer çığlıkları attılar mı bilmiyorum.

Melih Bulu, üzülüp ağladı mı bildiğim yok.

Afrika’da, Endonezya’da, Grönland Adası’nda, Yeni Zelanda’da, Kutuplarda böylesi bir durumda görevden alınanın psikolojisi ne olur bilmiyorum.

Türkiye’de, Türkiye’ye yakışır bir gelişme yaşandı. Eşi bulunmaz bir gelişme…

Ansiklopedilere girecek derecede önemli bir bambaşkalık yaşandı.

Görevden alınan profesör, üzüldüğünü belirtmek yerine iki gün sonra sosyal medya hesabında şöyle bir not paylaştı:

"Aşkla, sevgiyle bağlandığım canım görevimden, yine canımdan çok sevdiğim, her şeyin sahibi reisimiz, ulu başkan Erdoğan tarafından görevimden alındım. Kamuoyuna duyurulur."

Rektör Bulu’nun iskelet sisteminde bir sorun var mı bilmiyorum ama sinir sisteminde sorun olduğu ortada. Paylaşımındaki yazım yanlışlarını dilbilgisi konusundaki cehaletine verdiğimiz için ona baktığımız yok ama sergilediği 'efendi- köle' ilişkisini gördüğümüz bağlılığı konusunda çocuklarına kötü bir örnek olduğunu ayırdedemeyecek kadar 'Şeyh – Mürit' ilişkisi sergilemesi utanç verici.

Bir bilim insanı bu denli küçülmemeli!

Neden görevden alındığını sorgulamak/ düşünmek yerine kendisini görevden alana teşekkür ediyor adeta.

Adım gibi eminim ki Jacinda Ardern, eskaza Yeni Zelanda’ya gezmeye gideyim dese bu rektörü başbakan olarak ülke toprağına adım attırmaz.

Angele Merkel de…

Akademik ahlakın neresinde yer almaktadır bu rektör, iyiden iyiye incelemek gerek. Ya da üniversiteye nasıl girmiştir, nasıl mezun olmuştur, büyüteç altına almakta sayısız yarar var bence.

Satılan sorular döneminin üniversitelisi mi diye kuşku yaratan bu rektör, ülkemizin yüzünü kızartan bir örnektir.

Hak etmediği, seçilmediği üniversiteye 193 gün rektörlük yapan Bulu’nun Türkçe- Edebiyat derslerinde ‘liyakat’ın anlamını öğrenemediği açıktır.

Jose Dolores bir kez daha haklı çıktı Melih Bulu olayıyla…

"Eğer biri sana özgürlük veriyorsa o özgürlük değildir. Özgürlük, tek başınıza kazanmanız gereken bir şeydir" diyen Jose Dolores’i nereden bilsin Sayın Bulu?

'Queimeda’da İsyan'ı okusaydı da öğrenseydi keşke, bu sözü söyleyeni…

Taptığı Cumhurbaşkanı onu 193 gün önce rektör yaptı, 193 gün sonra da aldı.

Alınan satılan bir nesne gibi…

İnsan onuruyla oynamak işte böyle bir şey…

Ne var ki görevden alınanın bundan incindiği yok. Neredeyse Ulu Reis’ine kaside yazacak.

Bilim yara almıştır. İnsanlık yara almıştır. Üniversiteler yara almıştır. Siyaset yara almıştır.

Utanç, sözcüğünü bir kez daha toplum olarak anımsamanın zamanıdır.

Recep Tayyip Erdoğan ve Melih Bulu, temmuz sıcağını kavurucu sıcağa çevirdi.

Dünyanın bütün siyasetçileri ve bütün bilim insanları!

Sesimi duyuyor musunuz?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.