Ajans Bakırçay
2022-06-12 14:19:12

Değişim

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 12 Haziran 2022, 14:19

AKP’nin ayağı ne gün tökezledi diye soran olursa benim aklıma hep 9 Haziran 2022’de okuduğum T 24’teki Gökçen Tahincioğlu haberi gelecek.

Şöyleydi o haber:

"Gezi Eylemleri sırasında plastik mermi tek gözünü kaybeden Volkan Kesanbilici hakkında, 2014-2015’teki sosyal medya paylaşımlarında Cumhurbaşkanına 'katil ve hırsız' diyerek hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada mahkeme beraat kararı verdi.

Yapılan eylem kaba eleştiridir. Siyasiler, kendilerine yapılan övgüden ne kadar hoşlanıyorlarsa eleştirilere de o kadar hoşgörülü olmalıdırlar. Söylemde bir suça teşvik ya da nefret teması yoktur. Cumhurbaşkanına yönelebilecek yakın bir tehlike de söz konusu değildir."

Evet… Mahkemenin kararı bu!

Yargıcın ya da yargıçların kararı bu!

Türkiye’nin alkışladığı bir karar!

***

Yukarıdaki karar, aydınlık günlerin habercisi…

Buckingham Sarayı’ndan 4, Beyaz Saray’dan 6 misli büyük Saray’da yaşayan Recep Tayyip Erdoğan’ın tek başına, sorgusuz sualsiz yılda 2,5 milyar liradan fazla örtülü ödenek harcıyor ve sadece korumalarına harcanan paranın 400 milyon lirayı buluyor olması karşısında bundan böyle Başkanın daha ölçülü hareket edeceğini düşünüyorum.

Küfrün serbest, eleştirinin yasak olduğu bir ülkede yaşamak istemiyor bu halk.

Yıllık enflasyonun yüzde 150’yi bulduğu Türkiye’de akaryakıta bir yılda gelen zammın yüzde 300, elektriğe yüzde 200, doğalgaza yüzde 150 olmasını içine sindiremiyor bu ülkenin insanları. Ne var ki korkudan da meydanlara çıkıp tepkisini haykıramıyor.

Çünkü korku imparatorluğu kurulmuş gibi. İnsanlar korkutuluyor, dövülüyor, hayatı yok yere zindan ediliyor.

Hayatımızın günden güne çekilmez olduğu şu günlerde Saray’da yaşayan Bay’ın sözleri toplumla dalga geçer gibi:

"Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor. Hâlbuki önce elimizdekilere şükredeceğiz."

Vakıflar aracılığıyla ülkemizden Amerika’ya gönderilen milyon dolarların kimler tarafından kimlere gönderildiğini düşündükçe 'şükür' sözcüğünün ne anlama geldiğini düşünüyorum ve Saray’da oturan Bay’ın şükrün ne anlama geldiğini bilmediğini düşünüyorum.

Sınırsız bir servetin içinde yaşıyorken hâlâ milyon dolarlar peşinde koşuşturanlara ne denir bilmem ki…

"Alım gücümüz bir parça düşmüş olabilir" diyor RTE.

Ne bir parçası Sayın Başkan!

Pazaryerlerinde sebze meyve artığı topluyor insanlar…

Yerlerde sürünüyor toplum…

Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı gibi değil de imam gibi… Milletin, kendi yoksulluğuna şükretmesini istiyor.

Memleketin haline bakın hele bir…

Enflasyonu sormak isteyip TÜİK’e yürümek isteyenleri polis dövüyor.

Diyanet, Milli Eğitim Bakanlığına 'ahlak' çağrısında bulunuyor.

İzmir’in Bornova’sındaki İmam Hatip Ortaokulu’nda haremlik selamlık eğitimi başlatılıyor. Kız ve erkek öğrenciler ayrı katlara alınıyor.

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan diplomasız Başkan, hâlâ Cumhurbaşkanlığının ne olduğunu kavrayamamış gibi. Verdiği görüntü bu!

"Yunanistan’ı gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası anlaşmalara uygun davranmaya davet ediyoruz. Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum!" diyor.

Devlet adamı değil de şakacı bir sanatçı konuşuyor sanki…

Cumhurbaşkanı, böyle mi konuşur?

Bir de "Değişmedim, değişmeyeceğim" deyip duruyor.

Dün, dünyanın dönmediğini düşünen birinin okumaları sonunda dünyanın döndüğünü dile getiriyor olması, yani değişmesi kötü bir şey midir?

Dün, tercihi sözel olan birinin sayısal tercihe yönelmesi yanlış mıdır?

Dün AKP’ye oy veren bir seçmenin bugün CHP ya da İYİ Parti’ye yönelmesi veyahut birinin CHP’yi terkedip AKP’ye geçmiş olması ayıplanması gereken bir iş midir?

"Dünya dönüyor sen ne dersen de!" sözünden hiç mi haberdar değildir Cumhurbaşkanı?

Köyünde kaba saba konuşan 'gari' diyen birinin kente yerleşince kentlilere uyarak ‘ artık ‘ sözcüğünü kullanıyor olmasının ayıplanacak bir yanı olur mu hiç?

İnatla/ ısrarla "Değişmeyeceğim" diyor Sayın Başkan.

MHP’den İYİ Parti’ye geçenler var.

Demokrat Parti Başkanlığından AKP’nin ikinci/ üçüncü adamlığına yükselenler var.

Başkana hakaret edip duruyorken şimdi Başkanın kankisi olanlar var.

Benim gibi Galatasaray’ı terkedip Beşiktaş’a yönelenler var.

Türk Sanat Müziği tutkunuyken şimdi klasik müzik hayranı olanlar var.

Pırasayı hiç sevmiyorken, şimdi iştahla yiyen tanıdıklarım var.

İran’dan nefret edip dururken bir İran gezisinden sonra her yıl oraya gitmek isteyen gezginler tanıyorum.

Alaçatı hayranlığını terkedip şimdi Ayvalık / Küçükköy’ü mesken tutan sanatçılar var.

Değişmek kötü değil… Kınanacak bir durum değil…

Dün, hurmayı en güzel tatlı görenlerin bugün süpangleyi dondurmalı yeme zevkini kınama hakkımız olmamalı.

Ulaşım dün develerleydi. Bugün hangi akıllı, taksi/ otobüs yerine deveye binmeyi tercih ediyor?

Hayatın kendisi, sabah akşam değişim içindeyken insanların "değişmem ben" deyişi çok garip…

***

SEN DEĞİŞİRSEN ŞANSIN DA DEĞİŞİR. (KONFÜÇYÜS)

İNSANLAR DEĞİŞİR VE DEĞİŞTİRİR. (BERTOLT BRECHT)

DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR. (HERAKLİT)

SEN DÜNYASIN; O YÜZDEN SEN DEĞİŞİRSEN DÜNYA DEĞİŞİR. (OSHO)

NASIL GÖRDÜĞÜNÜ DEĞİŞTİR, NASIL DEĞİŞTİĞİNİ GÖR! (BUDDHA)

DÜNYAYI ANLAMAK YETMEZ. ONU DEĞİŞTİRMEK DE GEREKİR. (KARL MARX)

***

Son söz:

Bu bozuk düzen de değişecek!

Yorumlar (2)

Mehmet 2 Yıl Önce

Teşekkür ederim, yüreğinize sağlık

Ahmet Eren Doğa 2 Yıl Önce

Recai Bey, Ben daha en son sözümü söylemedim. Bunların gittikleri günü merakla bekleyiniz. Selamlar...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.