Son aylarda CHP, sağ kesimden oy alma hesaplarına yönelik, CHP’ye hiç de yarar sağlamayacak söylemlere kaptırdı kendini.
Yeni bir Ekmeleddin olgusu yaşanmaz umarım!
Belli ki Ekmeleddin’den ders alınmış değil.
“Aslı varken kim suretine rağbet eder?” der büyüklerimiz. Yalan mı, yanlış mı?
CHP bu türden söylemlerle AK Parti’den ve MHP’den oy alabileceğini düşünüyor.
Sağda konumlanmış seçmene şirin görünme çabası da bundan!
Laiklik konusundaki ikmale kalmışlık ve ‘helalleşme’ çığlıkları, CHP’yi güvenilir adres olmaktan uzaklaştırıyor.
10 Nisan’ın anlamı belleklere iyice yerleşmiş değil anlaşılan.
“Türkiye Devleti’nin dini İslâmdır.” maddesi Anayasa’dan çıkarılmıştı 10 Nisan 1928’de.
“Laiklik, bireyi ve toplumu din adamlarının saldırısına karşı korur,” diyen Özdemir İnce’yi de pek okuyan yok anlaşılan.
Bilimsel düşünüşü yerleştirmek ve demokratik bir düzen kurmak ancak laik düzenle sağlanır.
Bu gerçeği bilmez mi CHP’nin yönetim kadrosu?
Hem bilimin hem demokrasinin temeli değil midir laiklik?
Ancak laik düzende özgürdür bütün inançlar ve inançsızlıklar. Yıllardır söylenmiyor mu bu?
Kılıç Ali’nin anılarına kulak vermemin zamanı geldi:
“İlk Meclis’te bir gün laiklik konusu konuşuluyordu. Meclis’e başkanlık yapan Gazi Mustafa Kemal’di. Meclis’in tanınmış din âlimlerinden biri kürsüye gelerek alaycı bir tavırla, ‘Arkadaşlar, bir laikliktir gidiyor. Afedersiniz, ben bu laikliğin manasını anlamıyorum,’ der. Gazi dayanamaz, oturduğu yerden elini kürsüye vurarak ‘Adam olmaktır hocam, adam olmak!’”
Atatürk’ün kurduğu partinin başkanı ve üyeleri bu sözün anlamını bilirler. Bilmek zorundalar…
Laiklikten ödün vermek yakışmaz CHP’ye.
Dini siyasete alet etmek, CHP’lilerin işi olamaz!
O iş Mendereslerin, Demirellerin, Erbakanların, Çillerlerin… Ve onlara benzeyenlerin işi.
CHP’ye yakışmaz!
Gel gör ki CHP son günlerde iyice savrulmuş durumda.
Dinsel söylemlerle sesleniyor tabanına ve kamuya.
Kuran’ı eline alıp seçim meydanlarında boy gösteren siyasal İslamcılara öykünerek oy avcılığına çıkmış gibiler.
Yakışmaz, yakışmıyor Atatürk’ün partisine!
‘Helalleşme’ dinsel bir söylem. Laiklik iddiasındaki bir siyaset adamının sarılması gereken söylem bilimsellikten uzak olmamalı.
Son günlerde başka bir şeye tanık oldum. İzmir’deki gençlik kolları yöneticilerinin iftar ziyaretlerinin sosyal medyada gereğinden fazla yer alıyor olması, hatta iftarların yer sofralarında açılıyor olması, fazlasıyla popülizm kokuyor.
Hangi İzmirli yer sofrasında yemek yiyor bugün?
AKP’li Cumhurbaşkanı’na mı özeniliyor, anlamış değilim.
Gençlik kollarının yöneticileri neden Edebiyat Müze Kütüphanesi’ni, Etnoğrafya Müzesi’ni, İsmet İnönü Anı Evi’ni ya da Latife Hanım Köşkü’nü ziyaret etmek ya da tanıtmak konusunda enerji harcamazlar da iftar sofrası gösterilerinde yer alırlar, anlamak güç!
Anladık, Ramazan ayı Müslümanlarca kutsal kabul edilen bir ay. Bırakın, kutsallığını yaşasın inançlı insanlar.
Siz bari siyaset katmayın bu kutsal aya.
CHP bu türden görüntülerle bir yere varamaz. Bilim, sanat, eğitim, spor, edebiyat konularında öncü rol üstlenmek varken iktidar partisinin kopyası gibi davranarak dini siyasallaştırma karelerinde yer alma çabası boşuna. Bizden söylemesi.
Yapmayın!