Ajans Bakırçay
2021-03-26 12:53:01

Bu Ne Menem İş

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 26 Mart 2021, 12:53

Haklı olarak demokrat basın yazıyor:

"Bunlar nasıl reform?"

Peş peşe hukuk ve ekonomi alanında paketler açıklayan iktidar aslında bocalıyor. Çırpınıyor!

Hukuk reformu yapacağız dediler ama Boğaziçi Üniversitesi’nde yerleşkeye girip öğrencileri derdest edip gözaltına aldılar. 88 yıl okunan Andımızı yasakladılar. İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiler. HDP’ye kapatma davası açtılar. Milletvekilliği düşürülen Gergerlioğlu, üç gün direndiği Meclis’te sabahın 06.30’unda abdest almak için lavaboya gittiğinde gözaltına alındı. Tepkilerden çekindiler ki sonra da serbest bıraktılar…

Toplumu korkutmaya/ sindirmeye çalışıyorlar açıkça.

Parti kapatmalarına karşı yıllar önce RTE’nin söyledikleri ise yapılanların tam tersiydi. 2012’de ‘Partilerin kapatılması kaldırılacak’ dememiş miydi?

İstanbul Sözleşmesi’ni ise ilk imzalayan ülkeydi Türkiye. 11 Kasım 2011’de TBMM’ye gelen sözleşme için RTE, "Ülkemiz öncü bir rol oynamıştır. Ülkemizin uluslar arası saygınlığına olumlu katkıda bulunacaktır" demişti.

AK Parti, övündüğü sözleşmeyi ülke ülke gezdirerek en az 12 ülkede imzalanmasını sağlayarak 2014’te yürürlüğe sokmuştu.

Bugün 35 ülkede uygulanan İstanbul Sözleşmesi’nden ilk çekilen ülke de Türkiye oldu. Torunlarımıza nasıl anlatacağız bunu?

Feshedilince tarikatlar ve cemaatlar Cumhurbaşkanına teşekkür için neden sıraya girdiler dersiniz?

Hele hele birisi, kendisini Allah’ın sözcüsü mü sanıyor nedir, "İstanbul Sözleşmesi Allah’a karşı bir komplodur" dedi. Hızını alamayan biri de kurtuluşun hilafette olduğunu yazdı.

Belli oluyor ki Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi’ni tarikatlar için feshetti. Onlardan gelecek oylar için…

Bu sözleşmenin başlığı neydi, anımsamış olalım:

"Kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi."

Yani… Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi…

TBMM’de onaylanmış, kanun haline gelmiş (6251 sayılı kanun) uluslar arası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden TBMM kararı yerine Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çekilmek Anayasa’nın 104. Maddesine de aykırı denilip duruyorken iktidar buna cüret edebiliyor.

İktidar, tek sözcükle Tek Adam’ın isteğiyle bu sözleşmeden çekildi. 

Kimseler de sormuyor AKP içinden, "Bu sözleşmeyi ilk imzalayan bizdik ama…"

2008-2020 yılları arasında 3 bin 621 kadının öldürülmesi bilinmiyor mu da bu sözleşmeyi feshedebiliyorlar, anlamak zor.

Sağduyu ölmedi ama…

Muhafazakar cepheden de tepki geldi.

Hazar Kadın Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu, "Sözleşmeden ayrılmak kanıma dokunuyor" dedi.

2018’de kurulan, Türkiye’nin ilk Müslüman feminist kadın derneği olan Havle Kadın Derneği de, "İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz" açıklaması yaptı.

***

Ekonomide reformdan söz edenler Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 4,5 aydan beri otur(tul)duğu koltuktan aldılar sabaha karşı. Gezi Parkı İBB’den alınıp bir vakfa devredildi. Kanal İstanbul’a hazine garantisi verildi.

Memleketin insanı bir garip oldu.

MB Başkanı görevden alınınca "Bugün itibariyle görevden alınmam nedeniyle de şükranlarımı arz ediyorum. Beni bugüne kadar çeşitli görevlere getiren, şimdi ise görevden alan sayın cumhurbaşkanıma teşekkür ediyorum" diyor.

Kime söylüyor bunu? Kendisini görevden alan RTE’ye…

20 ayda 4 başkan değiştiren Merkez Bankası için 'yalama oldu' diyenler haksız değil galiba…

Yoksa "128 milyar dolar ne oldu?" diye bir soru mu sordu Sayın Ağbal da görevden alındı? Bilindiği gibi bu kuşku yaratan düşünceyi Ali Babacan açıkladı.

En çok dış borcu olan 10 ülke içinde ikinci sırada olup da 170 ülkeye 21 milyar dolar yardım yapmamızın mı nedenlerini sordu yoksa?

Durduğu yerde neden görevden alınır ki, bir açıklaması olmalı bunun. Yoksa faizleri mi arttırdı haber vermeden…

Bu arada hemen belirtelim, Naci Ağbal alındıktan sonra ülkemiz yeni bir ekonomik fırtına yaşadı. Piyasalar çöktü! Dolar fırladı.

Bir ülkeye 1 günde 1 trilyon lira zarar nasıl verilebilir diye yazıp çizen çok.

Reform diye milyonlar kandırılırken Konya’daki esnaf da masaları sandalyeleri Mevlana Meydanı’na taşıyıp ateşe veriyordu aynı günlerde.

İktidar, Türkiye’nin başını ağrıtıyor. Ağrıtmaya da devam edeceğe benziyor.

Yorumlar (1)

Ömer karcı 3 Yıl Önce

Ülkemizin durumu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.