Ajans Bakırçay
2021-01-13 12:59:59

Boğaziçi Destanı

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 13 Ocak 2021, 12:59

Bir ulusu derinden etkileyen savaş, göç, doğal afet ve benzeri tarihî ve toplumsal olayların yiğitlik ve olağanüstülük öğeleriyle işlenerek uzun manzum öyküler oluşturulmasına destan denildiğini edebiyat derslerinde öğrenmiştik.

Destanlar doğal ve yapma destanlar olmak üzere iki grupta inceleniyor. Doğal destanlar; yazıdan önce bir kültürde doğup kuşaktan kuşağa aktarılan ve sonradan yazıya geçirilen anonim anlatılar... Dünya edebiyatında önemli doğal destanları sıralayacak olursak...

İlyada Ve Odysseia (Yunan), Kalavela (Fin), Şehname (İran), Ramayana (Hint), Niebelungen (Alman), Boewulf (İngiliz), İgor (Rus), La Cid (İspanyol), Şinto (Japon)

Bir de toplumda iz bırakmış bir olayın, bir ozan tarafından destan kurallarına uygun olarak yazılmasıyla meydana gelen anlatılar vardır ki- bunlara da yapma destanlar deniyor.

Çanakkale Şehitleri Destanı, Kuvâyi Milliye ve Üç Şehitler Destanı gibi…

***

Destanlar üç aşamada gerçekleşiyor. Doğuş, yayılma ve derleme-yazıya geçirme ..

Önce, bir ulusun yaşamında iz bırakan önemli tarihî ve sosyal olaylar ve bu olayların merkezinde yüceltilmiş kahramanlar görünür. Söz konusu olay ve kahramanlar ikinci aşamada sözlü gelenek yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılır. Son aşamada ise büyük bir şair çıkar ve tüm bu anlatıları derleyerek yazıya aktarır.

Bunun için büyüktür Mehmet Akif, Nazım Hikmet ve Fazıl Hüsnü Dağlarca...

***

Kuşkunuz olmasın, yıllar sonra bir büyük şairimiz tarafından GEZİ OLAYLARI destanlaşacak, şarkı türkü olarak dillerde olacak.

GEZİ, bu toprakların en masum/ en dirençli / en katılımcı toplumsal olaylarından biridir çünkü.

Gene kuşkunuz olmasın ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanan eskinin AKP milletvekili ve belediye başkan aday adayı bir yandaşa karşı Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve hocalarının gösterdiği tepki, bu tepkiye karşı polisin öğrencilere karşı olan acımasız tavrı, direnç gösteren öğrencilerin daha sonra evlerinden alınıp götürülmesi ve hocaların öğrencilere sahip çıkması, yıllar sonra anılacak/ dillerden düşmeyecek olan bir BOĞAZİÇİ DESTANI'dır.

Bu destanın görsellerinden biri de kapısına kelepçe vurulmuş üniversite olacaktır.

Bundan kuşkunuz olmasın!

Ülkemizin en önemli üniversitelerinden biri olan Boğaziçi, kayyım rektöre olan tepkisiyle şimdiden tarihe geçti bile.

Boğaziçi daha önce de destansı olaylara tanıklık etmiş bir üniversitemiz. Rastlantıya bakın ki siz, o da rektörlükle ilgili. (Sultan Uçar/ Sözcü- 8 Ocak 2021)

Prof. Dr. Ayşe Soysal, 2004 yılında rektör adayı olmuş ve 344 oydan 164’ünü alıp rektör seçilmişti. 2008’de yeniden aday olmuş ama ikinci sırada yer alarak seçilememişti. 146 oy alabilmişti. Rakibi olan Prof. Dr. Kadri Özçaldıran ise 170…

Dönemin Cumhurbaşkanı, başbakanı ve YÖK Başkanı Ayşe Soysal’ı atamak için harekete geçti.

İşte, Boğaziçi adını büyük yapan olaylardan biri de o günlerde yaşandı.

YÖK Başkanı, Ayşe Soysal’a teklifi götürdüğünde aldığı yanıt şöyle olmuştu:

"Boğaziçi’nin gelenekleri ve rektörünü seçecek iradesi var. Seçimse seçim!"

Ayşe Soysal, ardından Cumhurbaşkanlığına çağrıldı.

"Ayşe Hocam, rektör olarak sizi atıyoruz." diyen Abdullah Gül’e de "Boğaziçi eşitlik ve özgürlüktür. Geleneklerimiz var. Seçimi kazanan aday atanmalı. Bunu yapamam." şeklinde yanıt verdi. Büyüklüğünü ikinci kez kanıtlamıştı.

Cumhurbaşkanına da ders vermişti.

Ayşe Soysal böyle bir hoca!

Boğaziçi böyle bir okul!

Altın tepside sunulan rektörlük koltuğunu reddeden bir profesör!

Tarih yazan bir profesör!

***

Cumhurbaşkanı olsun, içişleri bakanı olsun hiçbir güç, Boğaziçi öğrencilerinin bu onurlu direncine geri adım attıramamıştır.

Cumhurbaşkanı, elinde hiçbir kanıt /mahkeme kararı olmadan, "Öğrenciler bu işin içinde değil. Bu işin içinde olanlar terörist. İstanbul İl Başkanı orada… O zaten bir DHKP-C militanıdır." diyerek CHP’yi suçlamaktadır. Çünkü il başkanı dediği kişi CHP’li Canan Kaftancıoğlu’dur.

Cumhurbaşkanı, CHP’li bir siyasetçinin dediği gibi ruhi sıkıntı içinde.

Mahkeme kararı olmadan birini suçlamak Cumhurbaşkanının işi olabilir mi?

İktidar, öğrencilerin kayyım rektöre karşı olan tepkisini belli ki içine sindirememekte. Belli ki çok öfkeliler… AKP’li Prof’u rektör yapmak için geri adım atmaya niyetleri yok gibi…

***

Boğaziçili öğrenciler de kararlı.

İşte, destanı yazanlar da bu kararlı gençler…

Boğaziçi Üniversitesi’nin öğrencileri…

BOĞAZİÇİ DESTANI'nın ilk adımı yaşanarak atıldı.

Analar, babalar, abiler, ablalar alkışlıyorlar onları.

Avrupa alkışlıyor… Dünya alkışlıyor.

Bundan sonraki iş ikinci Mehmet Akif, ikinci Nazım Hikmet, ikinci Fazıl Hüsnü'ye kalmış.

Biz bu destanı televizyonlardan izledik. Canlı tanığıyız.

Torunlarımız da bu destanın şarkısını söyleyecek.

Haksever, değerbilir, çalışkan Boğaziçili öğrencileri dünya alkışlıyor.

Onlar gururumuz!

Çok yaşa Boğaziçi!

Yorumlar (2)

Suat kaçak 3 Yıl Önce

Bu onurlu mücadelerinde yanlarındayız

Cemal YILDIZER 3 Yıl Önce

Değerli Recai ŞEYHOĞLU, Siyasal, Toplumsal, Eğitim içerikli edebiyat kokan yazınızı okudum. Kalemin güçlü, yüreğin sağlıklı olsun . Çanakkale'den selam, sevgi ve saygılarımla. Cemal YILDIZER

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.