Dünyanın neresinde vardır bildiğim yok.
Üst düzey yöneticilerce 'hatırlı' bir tarikat lideri olan Uşşaki Lider Fatih Nurullah, 10 ve 12 yaşındaki iki çocuğa cinsel istismardan tutuklandı diye gazeteler ve televizyonlar günlerce bu konuyu işlediler.
Kurnazlığa bakın siz... Sakarya'nın Akyazı ilçesi Kuzuluk Mahallesi'ndeki dergâhın, tarikat liderinin ahlaksızlığı/ tutuklanması nedeniyle değil de koronavirüs önlemleri nedeniyle kapatıldığı açıklandı.
Türkiye, Fatih Nurullah'ın eylemi(!) konusunda oldukça sıkıntılı...
Bu konunun örnekleri öyle çok ki... Saklamaya çalışsalar da ardı arkası kesilmiyor bu haberlerin. Rakamlar zaten gerçeği açıklıyor.
2019'da 268,2020'nin ilk 7 ayında 179 çocuk cinsel istismara uğramış.
Verilerin ne yazık ki buzdağının görünen küçük bir kısmı olduğu söyleniyor ilgili kişilerce. 3 Eylül 2020 tarihli gazetelere göre...
Fatih Nurullah'ın müritleri öyle azgın ki, kızının cinsel istismara uğradığını söyleyen baba F.A.'yı jandarmanın gözleri önünde kemikleri kırılana kadar dövüyorlar. Baba F.A. dergahın tesisat işlerini yapan bir usta ve eşi de dergahın çalışanı. Mutfak işlerine bakmakta... Mağdur olan kızları Y.A. da 7. sınıf öğrencisi olup Fatih Nurullah'a çay servisi yapan ailenin diğer çocuğu.
Herbiri tarikatın liderine sıkı sıkıya bağlı.
Çay servislerinin birinde Fatih Nurullah Y.A.'yı dudağından öpünce kız öyle korkmuş ki... Bir de üstelik "Annene babana söyleme sakın!" diye uyarmış kendisini sevgili hocası.
Ne yazık ki "Elimi öpen cennete gider." diyen bu cambaza inanan kişi sayısı suda balık kadar çok o bölgede.
Müritlerinin cehaletini bilen Fatih Nurullah, aileye ne mi yapmış... "Al diyorsan alayım. Bu işi örtelim." diyerek 70 bin lira teklifte bulunmuş.
"Yeter ki kimse duymasın!" demeyi de unutmamış.
"Helaya 1 milyon liraya gidiyorduk değil mi, ama ne yaptık? Liradan 6 sıfırı attım, şimdi helaya 1 liraya gitmiyor musunuz?" diyen bir cumhurbaşkanımız var.
Pisagor bağıntısını anlatıyor gibi büyük bir ciddiyetle cumhurbaşkanının hela muhabbetini dinleyen kişiler de alkışlıyor sayın devletlümüzü...
Yaptığı işin ahlaksızlık olduğu belli olan hocaya gönülden bağlı olanlara ne diyeceğiz kestiremiyorum. Bu ne aşk!
Başka bir konu geliyor aklıma.
Hani, bir tecavüzcü uzman çavuşun sosyal medyadaki açıklamaları (paylaşımları)
"Nepdın gardaş kıza?"
"15 gündür a........ koydum gardaş, usandım valla!"
Yaptığı ahlaksızlığı sosyal medyada yazacak kadar çukurda yaşayan biri...
Memleketin çivisi çıkmışa benziyor.
***
2003-2019 yılları arasında 17 yılda 2 trilyon 150 milyar dolar vergi toplanmış.
Yatırıma ne kadarı harcanmış dersiniz?
Sadece 295 milyar dolar!
475 milyar dolar da faize gitmiş.
Bu, şu demek...
Toplanan vergilerin yüzde 13'ü yatırıma, yüzde 22'si faize harcanmış.
Sağlık hizmetlerine ise yüzde 5,32'si...
Hastanelerin içinin dışının neden miting meydanları gibi kalabalık olduğu anlaşılıyor değil mi? Millet dökülüyor!
Bizimkiler toplanan vergileri ne yapıyor diye neden sormayız acaba?
Cumhurbaşkanı ile damadı olan maliye bakanı ne yapıyor bu paraları?
Her şeyin başı cumhurbaşkanı, hazinenin anahtarı da damadı olan maliye bakanında olduğuna göre tabii ki bu soruyu bu ikisine soracağız.
Toplanan paraları ne yapıyorsunuz?
Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi kararlarını beğenmiyor, saygı duymuyor ve kararlarına uymuyor. O uymayınca yerel mahkeme de AYM'yi takmıyor tabii...
Oysa yüce mahkemenin kararları herkesi bağlıyor. Bunu cumhurbaşkanı da biliyor.
Damat ise, "Döviz kuru benim için hiç önemli değil." diyor.
Tabii ki zengin cumhurbaşkanı, bu durumda sürekli yoksullaşan halka şöyle seslenecek: "Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir."
İngiltere'de bir hastane için 950 milyon lira harcandığını öğrendik. Türkiye'de ne kadar harcanıyormuş diye merak ediyor insan.
İngiltere'nin 4 katına!
Yokluk, yoksulluk ve sefalet de böyle başlıyor zaten. Cebimizden ürkütülen paralarla...
Arada bir kendi kendimize her konu için 'Neden, nasıl, niçin' diye sorsak işi çözeceğiz ama???