Ajans Bakırçay
2019-12-13 09:57:21

Antikacı Halil’in Renkli Dünyası

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 13 Aralık 2019, 09:57

Mardinli Nuri Bey, askerliğini yapıp de evlendikten sonra Mardin’den kalkıp İzmir’e geliyor. Geliş o geliş… Kadifekale’ye yerleşiyor. Konak Belediyesi personeli olarak da iş güç sahibi olup İzmirlileşiyor. Murat, Sebahat, Halil, Behiye, İbrahim, Kadir, Ali, Abdi, Zeynep ve Ömer Kadifekale’de gözlerini açıyor dünyaya. Mardinli babanın İzmirli çocukları olarak…

Murat şimdi Almanya’da yaşıyor. Halil ile Ali Belçika’da, İbrahim ise ABD’de, San Francisco’da…

Her biri iş güç sahibi… Kimselere muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürüyorlar.

Baba Nuri Bey, savaştan galip çıkmış komutan gibi gururlu… ve de mutlu. Görevini tamamlamış olmanın gururunu yaşamakta.

Her biri farklı farklı işlerle uğraşan çocuklarından Belçika’da yaşayanı olan Halil, çocukluğundan bu yana eskiye olan düşkünlüğü nedeniyle yıllarca eski eşya, değerli objeler toplamış. Eski olsun da ne olursa olsun türünden…

20 yıl önce de Hollanda’ya yerleşmiş. Kadifekale’nin bıçkın delikanlısı olarak gittiği Hollanda’ya alışması zor olmamış. Dilini çabuk kavramış, Flamanlarla hemen kaynaşmış.

Farklı kültürlerle tanışmak, değişik insanlar tanıma adına da Avrupa’yı karış karış dolaşmış. Gezip dolaşırken de eskiye ait ne varsa toplamaya başlamış. Gaz lambaları, saatler, enstrümanlar, biblolar, tablolar, tabaklar, bakır eşyalar, seramikler, oyuncaklar, dolmakalemler, giysiler, plaklar, radyolar, gramofonlar, kasetler, fenerler… Aklınıza ne gelirse…

Öyle çok toplamış ki ev dolmuş. Hem yaptıklarını eşe dosta göstermek, hem de farklı objelerle buluşmak adına 2015 yılında bir mağaza açmış Kemeraltı’nda… 'Dünya Antika Ve Koleksiyonculuk' adında. Başına da kardeşlerinden birini oturtmuş.

Gelişi gidişi hiç eksik olmadığı için her İzmir’e gelişinde yanında Avrupa’nın eskilerini de taşımış durmuş. Bu arada ikinci vatanı durumundaki Hollanda’dan ayrılıp Belçika’ya yerleşmiş.

Şimdi Belçika eskilerini taşımakta İzmir’e… Aklınıza ne gelirse…

13 yaşında başlamış ondaki koleksiyonculuk ruhu. Hiç kahveye gitme alışkanlığı olmamış. Sürekli toplamış. Öyle ki elindeki bazı objelerin ne olduğu konusunda fikir sahibi bile değil… Eski ya, bu ona yetiyor…

****

Ben, son beş altı yıl antika dünyasının içindeyim. Antika cenneti olan Ayvalık’taki antikacıların hemen hemen hepsini tanırım. Çoğundan alışveriş yapmışlığım vardır. Onlar da beni bilir. Rasime Şeyhoğlu Aydınlanma Evlerindeki objelerin çoğu Ayvalık markadır. Bursa Soğanlı Pazarı, İzmir ve Karşıyaka’nın antikacıları da bana pek yabancı değildir. İzmir’deki Antikacılar Derneği Başkanı Cem Üsküp ile de özel bir dostluğum vardır. Kızlarağası Hanındaki antikacılar, Karşıyaka’daki antikacılar ve üç beş önce açılan Kemeraltı’nda ki Antikacılar Çarşısı, eski severler ve koleksiyoncular için bulunmaz adresler…

Benim özel olarak dikkatimi çekenler; gaz lambaları, lüksler, ahşap kasa radyolar, gramofonlar, dolmakalemler, kol saatleri ve masa saatleri… Yani; uyandırıcı, uyarıcı, aydınlatıcı objeler…

Rasime Şeyhoğlu Aydınlanma Evleri de bu tür objelere ev sahipliği yapan kültür mekânları oluyor.

Amacımız; dünün değerlerinin bugünkü kuşaklarca bilinmesi- tanınması… Eskinin unutturulmaması, dünle bugünü kıyaslama bilinci kazandırma. Öte yandan müzeciliğin sevdirilmesi, etnografya müzeciliğinin yaygınlaştırılması. Tabii ki ‘ Kütüphaneciler İmparatoriçesi Rasime Şeyhoğlu’ nun kim olduğunun bilinmesi/ kütüphaneciliğin öneminin kavratılması.

Bunun için de eskinin objelerini toplama/ antikacılarla içli dışlı bir yaşam sürme son yıllarımızda olmazsa olmazımız oldu gitti.

Bir antikacı gördüğümde kendimi ona akraba gibi duyumsayıveriyorum.

****

Halil Oğul da onlardan biri. Yeni tanıştık sayılır. Geçen yıl Brüksel’deyken yanına uğrayacaktım güya. Kraliyet Kütüphanesi yakınlarındaki çikolatacılarda çikolata bayramı(!) yaparken unutuvermişim Halil’i. O gün bugün görüşüp özür dileyecektim ondan.

Bereket versin bu kez buluşabildik. Kemeraltı’nda Yılmazoğulları Pasajı’nda yakalayabildim onu. Dünya Antika Ve Koleksiyonculuk ‘ta. Mağazasındaki ürün çeşidi öyle çok ki insan buradan ne alacağını bilemiyor. İzmir’in çeşidi en çok olan antikacılarından o.

Elvis Presley’in plakları "Beni al" der gibi bakmakta size… Mağazalarda görmediğiniz türden bir bisiklet "Beni al dolaştır" diyor sanki… Bir Uzakdoğu enstrümanı "Al beni çal, eğlen" diyor adeta.

Çeşidi belirsiz masa saati, "Bakıp seyredeceğine al beni odandaki masanın üstüne koy." diyor gibi.

Gaz lambaları; büfeleriniz, vitrinleriniz için sizi bekliyor. Ahşap ve metal biblolar ve bakır tepsiler ona keza..

Geçtiğimiz hafta Ressam- Gazeteci Fatma Marmara ve Yüksel Marmara kardeşlerim İzmir’e geldiğinde doğruca onları oraya götürdüm. Yıllar öncesine meydan okur gibi dimdik ayakta duran olağanüstü güzellikteki objeler arasında zaman tünelinde yolculuk yapar gibi olduk.

Çok sayıda ülkenin kültürel kimliği karşımızdaydı adeta. Amerikalının araç plakası, Almanyalının bıçağı, Kızılderili’nin av yeleği, Fransalının yıllar öncesinden kalma biblosu, Erzincanlının bakır tabağı, Hollandalının termometresi vs. hepsi karşımızdaydı.

Halil Oğul’un ve kardeşlerinin nesneler cenneti burası.

Günde kaç kişi girip çıkıyor bilmiyorum ama Kemeraltı çarşısında, Antikacılar Çarşısında ya da Karşıyaka/ Bostanlı gibi bir yerde olsa bu mağaza, herhalde miting alanı gibi dolar taşar. Giren çıkan belli olmaz.

Bertolt Brecht’in "Dün, bugünle beslenerek yarına ulaşır." sözünü doğrular gibi adeta.

Eskiye, antik eşyalara, değerli objelere göz gezdirmek için buraya uğrayın lütfen. Uluslararası antikacı Halil’e merhaba deyin, aradığınızı bulamazsanız sipariş verin. Halil’in onu bulacağından adınız gibi emin olun. Çünkü o, Avrupa’nın ikinci el pazarlarını karış karış gezen bir eskici.

Türkçesi, Kürtçesi, Flamancası ile de Avrupalıyla anlaşmakta sorun yaşamayan bir antikacı.

Yorumlar (2)

Halil 4 Yıl Önce

Çok başarılı makale olmuş hocam tebrikler

Ömer 4 Yıl Önce

Hayatın serüvenini cok güzel anlatmışsınız ellerinize saglık hocam

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.