Ajans Bakırçay
2021-04-17 18:16:09

2021 Dünya İşçi Mücadelesi Yılı Olabilir

Utku Beycan

17 Nisan 2021, 18:16

Hazır sendikalardan konu açılmışken fikrine danışmak istediğim bir yaşlı bilge daha var; "Tribune Magazine". Çok badireler atlatmış, köklü, zengin içerikli ve saygın bir İngiltere dergisi. Özetle, Batı’nın siyasi nabzını ölçerken göz önünde bulundurmanız gereken kanallardan biri. Kurulduğu 1937 yılından beri İngiltere İşçi Partisi’ni (LP) desteklemiş. 2018’de bir başka saygın İngiliz dergisi Jacobin’in sahibi Bhaskar Sunkara tarafından satın alınmış. Tarihi boyunca demokratik sosyalist bir dergi olmasına rağmen, daha radikal zamanları da olmuş. İki kurucusundan biri Stafford Cripps, Marksizm ve Sovyet sempatizanlığıyla bilinirmiş ve Büyük Britanya Komünist Partisi’yle arası iyiymiş. Moskova Büyükelçisi’yken, Nazilere karşı Batı ve SSCB arasındaki köprülerin kurulmasında Molotov’la beraber kilit adammış. 42’de İngiltere’ye dönünce, işçilerin arasındaki Sovyet sempatisinin rüzgarını arkasına alarak Churchill’in de facto rakibi haline gelmiş.

Ele alacağımız yazı dergide dört ay önce yayınladı. Lakin bu süre içinde olup bitenler, yazıdaki öngörülerin haklılığını ve son haftalardaki olaylar da yazının güncelliğini tescilledi. Ben de yazıyı Türkçeye çevirmenin, Batı’nın durumunu daha iyi görmek için faydalı olabileceği kanaatine vardım.

Yazar, Leeds Üniversitesi Endüstriyel İlişkiler Profesörü Gregor Gall, iddialı bir dille başlıyor yazıya; "2020, sendikalar için zor bir yıldı. Ancak işçi militanlığının tohumları da atıldı ve bunlar, 2021'de önümüzdeki mücadeleler için umut veriyor. … Kitlesel aşılamanın başlamasına rağmen, virüsün ekonomik etkisinin önümüzdeki yıl ve sonrasında devam edeceğini biliyoruz. Yine de bu kesinlik, işçiler ve sendikaları için çok az teselli olacaktır, çünkü işler, ücretler ve koşullar üzerinde daha da aşağı yönlü baskı yaratacaktır.

Ekonomik daralmanın 300 yılın en büyüğü olması ve ekonomik faaliyet seviyelerinin 2022 yılına kadar salgın öncesi seviyelere dönemeyecek olmasıyla birlikte (burada 2022’nin çok fazla iyimser bir tarih olduğu, dört ay sonra kesinlik kazanmış durumda), kitlesel işsizlik artacak. Son rakamlar Kasım ayında, bu yılın Şubat ayına göre 820.000 daha az çalışan olduğunu gösteriyor (İngiltere nüfusunun %10’undan fazla).

Bu tür işsizlik seviyeleri, maaş artışlarını kontrol altında tutacak ve bu da işverenlerin hoşuna gidecektir. 2021'de %2 civarında kalacağı tahmin edilen bu artış, 2008 küresel mali krizinden bu yana reel ücretlerin değerindeki en büyük düşüşü temsil edecek(muhtemelen burada kastettiği, reel ücretle satın alma gücünün en düşük seviyede olacağıdır).

Özel sektörde işverenlerin işçileri daha kötü şartlarda çalıştırması, toplu işten atmaların yaşanması muhtemeldir (British Airways, British Gas, Heineken ve Heathrow Havalimanı'nın şimdiden görülmeye başladığı gibi). Bu tür işgücü piyasası koşullarının Brexit gerçekleştikten sonra düzelmesi olası değildir. (Brexit, İngiletere’nin AB’den ayrılmasıdır) Brexit’in hızlıca gerçekleşmesi ve AB vatandaşlarının İngiltere’ye girişinin kapatılmasının bir sonucu olarak işgücü kıtlığı ve ekonomik altüst oluşun tahminleri iç karartıcıdır."

Bu paragraf göründüğünden önemlidir. LP ve destekçi yayın organları, kısmen heterojen yapıdadırlar. Demokratik sosyalizm ve sosyal demokrasi arasında gider gelirler. Aralarındaki fark demokratik sosyalistlerin, reformları kapitalizmi iyileştirmek için değil, sosyalizme ulaşmak için gerçekleştirme çabalarıdır. Örnek olarak LP önceki başkanı Corbyn demokratik sosyalistti, bugünkü başkan Keir Starmer sosyal demokrat. Profesör Gall’ın, önceki yazılarına bakılarak, sosyal demokrasiye daha yakın olduğu varsayılabilir. Öte yandan Gall, İngiltere’de durumun ne kadar içler acısı olduğunu gözler önüne seren özetlemelerin sonunda Brexit’in gerçekleşmesi halinde bu sorunların düzelmesinin de imkansız olduğunu dile getiriyor. 31 Aralık 2020’deki AB-İngiltere arasında imzalanan anlaşmayla beraber Brexit’in gerçekleşmesi için son adım atılmış, İngiltere, geri dönülmez biçimde AB’den ayrılmıştı. Bir sosyal demokrat, geçerli kapitalizm şartlarında İngiltere’nin geleceğinden ancak bu kadar umutsuz olabilirdi.

"Sendika üyeliği 2020'de karışık bir hal aldı. Covid-19'un bir sonucu olarak bazı sendikalarda önemli üye artışları görülürken, bazılarında ise hangi sektörlerde örgütlendiklerine bağlı olarak büyük düşüşler oldu. Öyleyse, sendikalar nasıl mücadele ediyor? Önümüzdeki yıl bu zorluklar devam edecek mi? Sendikaların üyelerini hem endüstriyel, hem de siyasi cephelerde toplu eylem için nasıl harekete geçireceklerini anlamak için geçmişlerine bakmak gerekiyor. 2021'de sendikal mücadele mutlaka savunma odaklı olacaktır.

Grevler gelecek yıl tekrar artacak. Ancak bu nispeten az olacak. Daha da önemlisi grev, tek başına fazlalıkları (muhtemelen patronların el koyduğu artık değer fazlasından bahsediyor) durdurmaya yetemez. Sosyal hedeflerden uzak bir grev hattında durmak, işverenin fabrikasına, makinesine, stoğuna ve mülküne meslekler yoluyla el koymanın yerini tutmayacaktır. Yalnızca bu tür bir eylem, işçilere patronlarıyla pazarlık yapmaları için ihtiyaç duydukları gücü verecektir."

Profesör Gall, daha bundan on ay önce Tony Blair’ı öven bir yazı yazabilecek kadar radikal devrimci yöntemlerden uzakken, altı ay sonra, işçilerin ürettikleri artık değere ve üretim araçlarına bizzat el koymaları kadar devrimci bir yöntemin gerekliliğinden bahsediyor. Gerçi Tony Blair, Irak işgalindeki rolünden utanç duyduğunu itiraf ederek günah çıkarmıştı.

"Siyasi alanda ve mevcut yüksek anket oranlarına rağmen, İşçi Partisi'ni sendika üyelerinin çıkarlarını temsil etmeye yardımcı olmak için kullanma mücadelesi, Starmer‘ın sola karşı savaşı göz önüne alındığında zor olacak. Önümüzdeki yıl, üç büyük sendikanın (GMB, UNISON ve Unite) liderliklerinde meydana gelen değişiklikler, bu konuda önemli bir etkiye sahip olacak.

Özellikle Unite’nin (İngiltere’nin en büyük sendikası) yetenekli düşünürler ve enerjik örgütler aracılığıyla destek ve yetiştirme hareketimize yeni sesler kazandırdığını görmek ilginç olacak. Benzer girişimler diğer tüm sendikalarda da görülebilir.

Bu tür bir desteğin açık alıcıları toplum temelli kuruluşlar olacaktır. Başarısız işletmelerin kamu mülkiyetine alınmasını savunmak yerine sendika destekli kampanyalar, özellikle ana caddelerimizdeki boş dükkânların güvenli sosyal konutlara dönüştürülmesini savunan kampanyalar ön plana çıkarılabilir. Bu nedenle 2021, sendikalar için zor bir yıl olacak. Ancak yapacakları iş, sonraki yıllarda daha cesur ve daha güçlü olmaya zemin hazırlamaya yardımcı olabilir."

Bu yazı, 21. yüzyılda İngiltere’de yaşayan bir sosyal demokratın, daha radikal mücadele yöntemlerine kayışının bir örneği olabilir ve umarız ki bu, daha büyük seviyelerde, bütün kapitalist toplumlar için geçerli olur. Zira olması için çok neden vardır.

Bir diğer önemli husus, Gall'in İngiltere için söylediklerinin Amerika için de geçerli olması, sömürge zenginlikleri azalmaya devam ettikçe bir süredir zaten kötüye giden diğer kapitalist ülkeler için de zamanla geçerli olacağıdır. Bu yüzden bu yazıya bakarak, "Yahu İngiltere’deki durumdan bize ne?" diye düşünmek abes olacaktır.

https://tribunemag.co.uk/2020/12/the-fight-facing-unions-in-2021

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.