Ajans Bakırçay
2021-07-28 10:21:24

Gurbet Kuşları

Baha Akıner

baha.akiner@mersin.edu.tr 28 Temmuz 2021, 10:21

Hasret mi?

Zordur çekene,

Özleyene,

Hücrelerine kadar hissedene,

Sevene...

Acı'dır!...

Sızı'm sızı'm kanatır hem!...

Vuslat’a dek;

Dem, bu dem…

*****

Temelli gidilecekse,

Anadolu'da bavullar hep kolay kapanır...

Memleket hasretidir ya çekilen;

Doğduğun yer kaderindir de,

Doyduğun yer hayata sıkı sıkıya tutunmak istenen…

Dedik ya:

Anadolu’da temelli gidilecekse;

Birkaç parça kıyafet,

İğne oyalı beyaz bir havlu,

Eşi ve çocuğuyla yan yana durduğu,

Eski bir fotoğraf çerçevesidir

Bavullara konulan...

Kendi hafif, gam yükü ağır bavullar;

Anadolu'dan gurbete,

Umudu, hasreti, özlemi taşırlar...

İnsanların bin bir ümitle yola koyulduğu,

Fakat;

Zamanla gurbetin soğuk yüzünün,

Tüm gerçekliğiyle hissedildiği,

Uzun bir yolculuk 'gurbetçi' olmak…

Oraya gidip, 'oralı' olamayıp, 'öteki' olmak;

Buraya gelip, 'buralı' olamayıp, 'yabancı' kalmak…

Bir yanın gurbet,

Bir yanın memleket olduğu,

Araf’ta bir hayatı yaşamak…

Yaşadığın toprakları,

Tanıdığın insanları,

Sevdiklerini,

Alıştıklarını - alışkanlıklarını,

Her şeyini bırakıp yepyeni bir hayata başlamak…

Daha iyi yaşamak için çalışmak,

Hep çalışmak,

Hep çalışmak,

Sokak yüzü görmeden ‘evden işe’ yaşamak…

Vuslat karanlıkken;

Hasret içinde tükenirken bile, vazgeçmemek...

Buyurun size tam da zamanında,

İzindeyken Vatan’ında,

Hiç görünmeyen – arka plânda;

Yürek burkan,

Acısını içinde hissettiğimiz gurbetçi hikâyeleri:

*****

"Kızlarım çok küçüktü...

Her yaz tatilinde memlekete gittiğimde,

Bir köşeden bana öyle,

Utangaç utangaç bakarlardı...

Zorla kendime alıştırırdım...

Tam bana yaklaşıp;

‘Baba’ demeye başladıklarında,

Bu sefer de tatil biterdi…

Geri Almanya’ya dönerdim......"

*****

“Bir gün Köln Radyosu’nda Yılmaz Güney çıktı...

‘Türkiye’de en çok neyi özlediniz’ diye soran sunucuya,

‘Anamın kuru fasulyesini...’ diye cevap verince,

İlk defa babamın hıçkırıklarına şahit oldum...

O gün;

Gurbet,

Babaannemin kuru fasulyesinde anlam bulmuştu......"

*****

“Bizim evde akşam haberleri ayakta izlenirdi...

Televizyonu aldığımız yıl,

Kıbrıs Harekâtı başladı...

Babam da haberlerde şimdi bayrak çıkacak,

Türkiye’yi gösterecek,

Ayıp olur diye hepimizi ayağa dikerdi......"

*****

“Babam radyo yayını teybe kaydetmeyi öğretmişti...

Her gün o mesaideyken Türkçe haberleri,

Şarkıları,

Türküleri teybe çekerdim...

Babam işten gece 1 gibi gelir;

Salonda sessizce kaseti dinler, öyle yatardı......"

**********

“Yaşadığımız yerde TRT çok zayıf çekiyordu...

Frekansı zar zor yakalıyorduk.

O yüzden bizim evde,

Annemin dışında radyoya kimse dokunmazdı...

Elleri ince olduğundan,

Frekansı ancak o tutturabiliyordu......"

*****

“Babam Almanya’ya giderken;

Bavulunun içine girer,

'Ne olur beni de götür,

Sana orada menemen yaparım' derdim...

Şimdi ben de baba oldum ve babamın,

Buna nasıl dayandığını anlamaya çalışıyorum......"

*****

Kızım mektuba bir ayakkabı çizmiş,

Annesi de ‘kesen müsaitse’ diye not yazmış...

Gidip 1 saatte ayakkabısını aldım.

Daha dönmeme 8 ay vardı…..."

*****

“Hanım gitmemi istemediği için bavulumu,

Çamaşırlarımı hep saklamış...

Baktı ben ciddiyim;

Bu sefer de,

Patlıcan konservesine kadar doldurmuş…..."

*****

“Banta konuşup yolluyordum…

Ama teyp annemlerde olduğundan,

Eşime özel bir şey diyemiyordum...

En son bantta O’na bir türkü söyledim.

O anladı…..."

*****

“Alman kanalına bizim ilçe çıkmış...

Belediye reisimiz konuşuyor.

Hiç de sevmem adamı

Hazırol’da dinliyorum ama...

‘İlçemiz’ diyor ben ağlıyorum......"

*****

“Sesini banda çekip, teyple yollamış...

Aynı banda; konuş, sen de gönder demiş.

Kıyıp da sesinin üstüne konuşamadım...

Eskisi gibi mektup yazdım......"

**********

Hasretin vuslata erdiği günler dileğiyle dostlar...

Deniz kokulu Mersin sabahından;

Bitmeyen Ümit'le,

Her dem Sevgi'yle...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.