Ajans Bakırçay

Dikili: "Deprem öldürmez, rant öldürür"

GÜNDEM

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu, Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem ile ilgili basın açıklaması düzenledi.

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu, 6 Şubat Pazartesi günü yaşanan ve on binlerce insanımızın hayatına neden olan Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem ile ilgili basın açıklaması düzenledi.

Atatürk Meydanı’nda düzenlenen basın açıklaması öncesi ise “Deprem öldürmez, rant öldürür”, “Yeter artık yönetemiyorsunuz” pankartları ile “Depremi felakete dönüştüren, iktidarın rant politikasıdır”, “Şimdi dayanışma ve yaraları birlikte sarma zararı”, “Bir gün herkes hesap verecek”, “Deprem kader değil, ihmaldir”, “Deprem değil, rant öldürür”, “Birleşe birleşe kazanacağız” ve “Dayanışma bizi yaşatır” dövizleri açıldı.

BROŞÜR DAĞITILMASINA İZİN VERİLMEDİ

Platform adına Hüseyin Öge’nin sunumuyla yapılan basın açıklaması Özden Aygün okudu. Basın açıklamasında ayrıca depremde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu ve Pervin Çakıcı ve Kifayet Ceylan tarafından şiir okundu. Basın açıklaması öncesi platform üyelerinin, vatandaşlara ‘deprem ile ilgili basın açıklamasına çağrı broşürü’ dağıtmasına ise kaymakamlık tarafından izin verilmediği öğrenildi.

“FATURASINI HEP BERABER ÖDÜYORUZ”

Yapılan açıklamada ise; “Öncelikle Dikili Emek ve Demokrasi Platformu olarak her iki depremde de hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralı tüm vatandaşlarımıza ise acil şifalar dileriz. Ülke olarak büyük bir yıkım yaşıyoruz. Bilim insanlarının uyarılarını dikkate almayan, alınması gereken önlemleri bir kenara bırakıp akla ve bilime aykırı tutum sergileyen, yapılan imar afları ile yalnızca siyasal rant anlayışını egemen kılan bu yönetim anlayışı nedeniyle on binlerce canımızı kaybettik. Depremin başından itibaren arama-kurtarma çalışmalarında ve yardımların toplanıp dağıtılmasında yaşananlar bize göstermiştir ki; liyakatsizlik, iş bilmezlik, kuralsızlık, plansızlık, öngörüsüzlük ve koordinasyon eksikliğinin faturasını hep beraber ödüyoruz” denildi.

“YİRMİ YILDIR SÜREN TALAN, RANT VE SOYGUN REJİMİ DE ÇÖKTÜ”

Açıklamada ayrıca; “20 yıldır izlenen rant ve yağma politikası, nereye gittiği belli olmayan deprem vergileri, yandaşlara para akıtılırken yurt dışında biriken servetler, deprem bölgesi olan bir ülkede depremle mücadeleye ayrılan komik bile denemeyecek bütçe, bu yıkımın sorumlusunun kim olduğunu ortaya koymaktadır. Depremde sadece hastaneler, binalar, kamu kurumları çökmedi; yirmi yıldır süren talan, rant ve soygun rejimi de çöktü. Şimdi Saray bunun telaşıyla, yaşanan olağanüstü facianın iktidarı da işaret eden bir toplumsal tepkiye dönüşmesini engellemeye çalışıyor”

“Depremden 34 saat sonra, henüz daha birçok bölgeye ulaşılmamışken on ilde OHAL ilan eden iktidarın ise bütün yaptığı demokratik sivil toplumun, halkın, muhalefetin yaptığı yardım ve destek çalışmalarını engellemek, gazetecileri tutuklamak, soruşturma açmak, kentlere girişleri yasaklamak, belediyenin ya da toplum örgütlerinin yardım tırlarının üstüne valilik amblemi koymak, halka sıcak yemek dağıtılmasını engellemek ve sosyal medyayı kısıtlamak oldu. Olağanüstü Hal, deprem bölgesindeki halkın yaşamsal ihtiyaçlarını çözmek için değil, halkın dayanışmasını engellemek için mi ilan edildi. Bundan önceki OHAL döneminde bütün temel hak ve özgürlüklerin yok edildiğini, KHK’lar eliyle, binlerce kişinin kamu görevinden ihraç edildiğini, derneklerin ve örgütlerin kapatıldığını, muhalif belediyelere kayyım atandığını ve muhalif basının susturulduğunu kimse unutmamalıdır”

“Ortaya çıkan bu ağır yıkım sonrasında her şeyi ama her şeyi en iyi ben bilirim düşüncesiyle ve yalnızca siyasal bir muhasebe hesabıyla hareket eden, bilim insanlarının, demokratik kitle örgütlerinin, tüm muhalefetin eleştiri ve önerilerine kapalı bir iktidar anlayışı devam ediyor. Bunun son örneği üniversitelerde yüz yüze eğitime ara verilmesi oldu. Bu kararın gerekçesi olarak da depremde evlerini yitiren insanlarımızın barınma ihtiyacını karşılamak için KYK yurtlarının tahsis edileceği belirtildi. İlk etapta eğitimi gözden çıkarmak adeta gençlerimizin geleceğini hedef almak ve kaosa davet çıkarmaktır. Bu zor zamanlarda dahi gençlerimizin, ülkemizin geleceği öncelenmeli üniversiteler açık kalmalıdır. Depremzedelerin barınması için diğer devlet olanakları kullanmalıdır”

“Afet bölgesinin ve ülkemizin yeniden normalleşmesinin uzun erimli bir süreç olduğunu ve birçok sorun ile karşı karşıya kalabileceğimizi biliyoruz. Bu sebeple tüm muhalefete ve demokrasi güçlerine çağrımız; iktidarın baskıları ve zorbalığına karşı, ülkece büyük bir yıkım yaşadığımız bu çok uzun ve zorlu sürece etkili bir biçimde müdahil olma koşullarını ne pahasına olursa olsun yaratmak, halkın canı söz konusuyken tümüyle gayri meşru hale gelen engellemeleri tanımamaktır” sözlerine yer verildi.

DİKİLİ DEPREME HAZIR MI?

Basın açıklamasının ardından yapılan açıklamada ise; “Basın açıklamamızın ardından bu büyük yıkım sonrasında yaşadığımız kentte dair de sorularımız var. Dikili depreme hazır mı? Dikili'de imar barışından yararlanan yapı sayısı kaçtır? Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Dikili’de de tarım alanlarının imara açılmasına karşıyız. Dikili’de olası bir depremde toplanma alanları var mı, yeterli mi? Kısacası en azından bundan sonrası için Dikili’deki yapıların ve kentin depreme dirençli hale getirilme konusunda nasıl bir çalışma yapılıyor? Biz Dikili Emek ve Demokrasi Platformu olarak tüm bu sorularımızın takipçisi olacağımızı, gereken aksaklıklar hakkında hukuki yollara başvuracağımızı şimdiden beyan ediyoruz” açıklamasında bulunuldu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.