Ajans Bakırçay

Bergama'da Gezi Direnişi'nin 9'uncu yılı anıldı

GÜNDEM

Bergama Demokrasi Platformu; "Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir"

Bergama Demokrasi Platformu, Gezi Direnişi’nin 9’uncu yılı nedeniyle basın açıklaması düzenledi.

Gezi Direnişi'nin 9'uncu yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın açıklaması öncesi, Endüstri Meslek Lisesi önünde buluşulup, Bergama Kültür Merkezi BerKM'ye kadar yürüyüş gerçekleştirildi.

BerKM önünde gerçekleştirilen basın açıklaması ise Bergama Demokrasi Platformu adına Alev Çakır tarafından okundu. Basın açıklaması öncesinde ise; “Her yer gezi, her yer direniş”, “Direne direne kazanacağız”, “Gezi halktır, yargılanamaz” sloganları atıldı.

Yapılan açıklamada; "Bugün Gezi eylemlerinin başladığı günün üzerinden 9 yıl geçti. Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Ölümcül polis şiddetine karşı her şehirde yankılanan barışçıl ve haklı tepkinin adıdır"

"GEZİ; Kutuplaştırmadan, ötekileştirmeden, ayrımcılıktan beslenenler için elbette ki en büyük tehditti. Bunun için İstanbul’un son yeşil alanlarından birine sahip çıkmak için vatandaşlık görevini yapanların şahsında GEZİ’nin değerlerini hedef almaktan vazgeçmediler. Bitmeyen bir nefret silsilesi yarattılar. Hem 2014 yılında hem de 2019 yılında açılan davalarda tüm yargılananlar beraat etmesine rağmen siyasi iktidarın dayatması ile oluşturulan kurgu iddianamelerle yeni bir dava yarattılar. Bugüne kadar 20 hâkimin değiştiği davayı GEZİ’den, GEZİ’nin değerlerinden intikam alma aracına dönüştürdüler. Sonuçta en son mahkemede, birisi daha önce iktidar partisinden milletvekili aday adayı olmak üzere 3 hâkimden oluşan mahkeme heyetinin verdiği kararla 4,5 yıldır tutuklu olan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye ise 18’er yıl hapis cezası verilmiştir. Tüm kamuoyu çok iyi biliyor ki; GEZİ hakkındaki karar mahkemede değil, çok daha önce iktidar tarafından siyasi olarak verilmiştir. GEZİ, karanlığa mahkum edilmek istenen bu ülkenin aydınlık geleceğidir. GEZİ, suskunluğa mahkum edilmek istenen bu ülkenin nefesidir. GEZİ, tüm farklılıklarına rağmen bu ülkede demokrasiden, adaletten kardeşlikten, barıştan yana olanların çok sesli korosudur. Öyle de kalacaktır. Hiçbir lekeleme çabası, hiçbir hukuksuz karar bu gerçeği değiştirmeye yetmeyecektir"

"İstedikleri sadece bu değil. Gezi’nin Haksızlığa, adaletsizliğe, keyfiliğe, dayatmaya, baskıya karşı direnmenin adı olduğu, bir parktan tüm ülkeye ve dünyaya yankılanan kente, doğaya, yaşama sahip çıkanların hep bir ağızdan, bir arada söyledikleri şarkı olduğu unutturulmak isteniyor. Bu şarkıyı susturmak için iktidar sahiplerinden güç alan, hukuk ve kural tanımaz polis şiddetinin yaşamlarımızı nasıl kararttığını unutmuş değiliz. Onlarca arkadaşımızın gözlerini kaybetmesinin, binlercesinin yaralanmasının, bunun ardından faillerin ve azmettiricilerin cezasız bırakılmasının böylesi bir kural tanımazlıktan beslendiğine şahit olduk. Ethem Sarısülük ile Medeni Yıldırım’ı öldüren polis ve jandarma kurşunlarının, Ali İsmail’e yönelen ölümcül tekmelerin sahiplerinin, Abdullah Cömert’i, Ahmet Atakan’ı, Berkin Elvan’ı yaşamdan koparan biber gazı fişeklerinin, Hasan Ferit’i vuran mafya bozuntularının ve Mehmet Ayvalıtaş’ı bizden alan pervasızlığın bu hukuksuzluktan güç aldığını biliyoruz"

"Gezi sürecine dair dava edilmesi, yargılanması gereken birileri varsa, amansızca ve kural tanımadan işte bu ölümlere ve yaralanmalara neden olanlardır. Bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, onca baskı ve şiddete rağmen kısamadığınız seslerin Gezi’deki yankısından gücünü alacaktır. 2013’ün Haziran’ında Gezi Parkı’ndaki o rengarenk dayanışmacı anlayışı sahiplenen tüm yurttaşları, özgürlük ve demokrasi talebiyle ülkemizin geleceğine umut olan tüm kurumları, terör, darbe, dış güçlerin oyuncağı gibi asılsız ithamlarla lekelenmek istenen Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Çünkü zeytinlerin, derelerin, doktorların, gazetecilerin, avukatların, öğrencilerin, akademisyenlerin, kadın hareketinin, lgbti+ların yanında hep birlikte kol kola girip baskılara karşı direnmeye devam etmenin yolu, kısacası demokrasinin yolu Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaktan geçiyor. Biliyor ve inanıyoruz ki: GEZİ eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için bu Ülkenin sönmeyecek umududur" sözlerine yer verildi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.