Ajans Bakırçay
2022-04-11 13:57:03

Ege Denizi bitiyor farkında mısınız?

Özgür Duygu Durgun

11 Nisan 2022, 13:57

Masmavi Ege denizinin eğer böyle giderse önümüzdeki 5, bilemediniz 10 sene içinde Marmara'dan farkı kalmayacak. Müsilaj belası Marmara'yı yıllar içinde nasıl yok ettiyse, Ege'nin tertemiz suları, balık türleri ve biyolojik çeşitliliği gözümüzün önünde eriyip yok olacak.

Dikili'nin Salihleraltı bölgesi, 1990'ların başından günümüze yazlık konutların hızla çoğaldığı yepyeni bir yerleşim yerine dönüştü. Yaz dönemi nüfusu Dikili'yi 5'e hatta 10'a katlıyor. Bölge sakinleri son iki yıldır bölgede denize kavuşan Müsellim ve Karaçalı dereleri başta olmak üzere irili ufaklı derelerden denize dökülen ciddi bir atık sorunu ile karşı karşıya.

Geçtiğimiz yaz aylarında bölgede çevre ve deniz kirliliği çok ciddi boyutlara ulaştı. Kirliliğin kaynağının bölgede faaliyet gösteren mandıralar olduğu söylendi. Bu mandıralardan alınan laboratuvar sonuçlarının kirlilik yaratmadığına dair kanıtlar gösterildi. Ancak her ne hikmetse derelerden yükselen pis kokular, denize karışan kirli sular yazlıkçılara ne yaz ne de kış aylarında rahat nefes aldırdı.

Bölgede yazlık sitelerin çoğu 1980'lerde inşa edilmiş. Büyük bölümünün arıtma sistemi vaktiyle açılan kuyulardan taşıma yöntemiyle çözümlenmeye çalışılıyor. Nispeten yeni kurulmuş siteler ise biraz daha gelişmiş arıtma sistemleri kullansa da, dereye tek bir arıtma atığı karışması çevrenin ve denizin geri döndürülemez biçimde kirletilmesi anlamına geliyor. Ayrıca denetim ve yaptırım mekanizmasında da önemli sorunlar olduğu görülüyor. Sorumlular cezalandırılmadıkça orman kanunları geçerli olmaya başlıyor.

Bölge sakinleri geçen yıl yaz aylarında bu sorunu yerel yönetime ve oradan İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na iletmek üzere 1000'e yakın bölge sakininden imza toplayarak seslerini duyurmaya çalıştı. Oluşturulan imza kampanyasına site yönetimlerinden geniş katılım oldu.

Yetkililerden en önemli beklenti ve talep, Dikili'ye merkezi bir ileri biyolojik arıtma tesisinin kurulması ve 21. yüzyıla yakışır biçimde bu soruna kökten çözüm bulunmasıydı. Ancak o günden bugüne bu beklentiye yanıt veren somut bir adım atılmış değil. Somut adımı bırakın, dereler geçen yıla oranla hemen her gün daha fazla atığı denize taşıyor. Bahara yeni girdiğimiz bu günlerde kanalizasyon atıkları nedeniyle artan deniz kirliliği önümüzdeki yaz günleri için felaket çanlarının çalacağını gösteriyor. Yetkililerden ricamız, eğer bu konuda bir yatırım planlaması varsa bir an önce başlanması ve kamuoyuna bilgi verilmesi.

Görünen o ki, eğer kirlilik yaratan sorumlular belirlenmez ve cezai yaptırım uygulanmaz ise bizi çok daha korkunç bir çevre felaketi bekliyor. Son aylardaki fahiş elektrik fiyatları nedeniyle bundan sonra derelerimizi ve dolayısıyla denizlerimizi korumak bu gidişle imkansız hale gelecek. Hali hazırda arıtma sistemlerini çalıştırmayan işletmeler ve site yönetimleri yüzünden bu noktaya ulaştığımız düşünülürse, artan elektrik maliyetlerinin sebep olacağı en büyük tehlikenin çevre ve deniz kirliliği olması an meselesi.

Geri dönüşü olmayan bu yoldan bir an evvel dönmek zorundayız. Çünkü bu bizim hoyratça kirlettiğimiz doğaya ve geleceklerini burada inşa edecek çocuklarımıza borcumuz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.