Ajans Bakırçay
2020-12-23 11:14:09

Alevilik Nedir? Ne Değildir?

Sait Almış

23 Aralık 2020, 11:14

Bugün sizlere Alevilik ile ilgili bir kitabın tanıtımın yapmak istiyorum.

Kitabın adı: “Aleviliğin Bilimsel Kimliği”.

Yazan: Mehmet İnanç Turan.

Sizlere bu kitaptan aktaracağım bölüm. Aleviliğin ne olduğu ve ne olmadığı ile ilgili bölümüdür. Bölümü şöyle özetledim:

“Önce Aleviliğin ne olmadığını söyleyerek söze başlayalım. “Alevilik=Ali’yi sevmek” değildir. Aleviliği “Ali’yi sevmeye indirgemek”, Aleviliğin özünü yok etmektir. Aleviliğin özü “Ali’yi sevmek” olsaydı, Şiiler en ateşli Aleviler olurdu. Kaldı ki, Sünni İslam’ın bile Ali’yi sevmediğini söyleyemeyiz. Sünniler de Ali’yi sever, sayarlar. Öyleyse Aleviliği böyle tanımlayamayız.”

*** 

Birtakım araştırmacılar, “Alevilik=Bir kültürdür” diyor. Bir toplum için kültür ne demektir? Kültür; bir toplumun düşünsel ve töresel yaşamıdır; dinsel, ahlaksal, estetik bütün geleneksel etkinlikler kültür kavramının içine girer. Bu nedenle şüphesiz ki, Alevilik bir kültürdür. Ama Katoliklik, Hristiyanlık, Müslümanlık, Yahudilik, vb. bütün dinsel anlayışlar da bir kültürdür.

“Alevilik bir kültürdür” demek, Aleviliği tanımlayan bir açıklama değildir. Aleviliği diğer toplumların kültür öğelerinden ayıramamak demektir.

***

Alevilik bir felsefe midir? Felsefe, dünyayı anlamaya ve yorumlamaya yönelik düşünsel bir etkinlik olduğuna göre, Alevilik aynı zamanda bir felsefedir. Felsefe bir dünya görüşüdür; dünyaya düşünsel düzlemde bakıştır. Bu açıdan Alevilik, dinsel bir felsefedir. Ne var ki, İslam, Hristiyanlık, Budizm, vb. bütün dinler de birer felsefedir.

“Alevilik=felsefedir” demek Alevilik üzerine ayırıcı, tanımlayıcı bir şey söylememektir.

***

Alevilik bir yaşam biçimi midir? Her kültür, felsefe kendi özüne uygun bir hayat tarzı yaratır. İslam’ın, Yahudiliğin, Hristiyanlığın, vb. her dinin bir yaşam tarzı yaratması kaçınılmazdır. Doğal olarak Alevilik de bir yaşam tarzı doğurur. Bu anlamıyla Alevilik bir yaşam tarzıdır.

Ne var ki, diğer dinler de bir yaşam tarzı olduğuna göre, “Alevilik=Bir yaşam biçimidir” demek, konuyla ilgili özel bir fikir söylememektir; Alevilik sorununun özünden kaçmaktır.

***

Alevilik; kültürdür, felsefedir, yoldur, yaşam biçimidir; ama daha belirleyici bir özellik olarak bir inanç sistemidir; bir dindir.

Araştırmacı Haşim Kutlu’nun dediği gibi:

“Kızılbaş Aleviliğin, ona bu kimliği veren maddi ve manevi etkinliğinin tamamında; o, bir felsefe olduğu kadar bu felsefenin öngördüğü biçimde bir yaşama biçimidir de. Tabii ki o bir dindir de.”[1]

Din, doğaüstü bir güç olarak görülen Tanrı’ya ilişkin inançların, dogmaların, ibadet biçimlerinin toplamıdır. Alevilik belirli bir inanç sistemine ve ibadet biçimlerine sahiptir; bunun için dinsel bir anlayıştır; bir dindir.

Alevilik yüzyıllardır Sünni İslam’dan gördüğü baskı nedeniyle, muhalif bir din olmuştur. Toplum içindeki ezen-ezilen arasındaki kavgada kendisi gibi ezilenlerin yanında durmuştur.

Aleviliği, İslam’ın bir mezhebi olarak göstermek isteyenler, Aleviliğin kendine has özellikleri olan bir din olduğunu kabul etmezler. Oysa göreceğiz ki; Alevilik inanç sistemiyle, ibadet biçimleriyle, felsefesiyle ayrı bir dindir. Alevilik konusunu araştıran Anton Jozef Dierl bu gerçeği dile getirir:

“Alevilik (…) Sünni Ortodoksluk’tan (hatta şeriatçı Şiilikten) ve Hıristiyan Ortodoksluktan tamamiyle farklı, öğretimi Sünnilikle (ve kilise Hıristiyanlığıyla), taban tabana zıt, kendine özgü bir dindir.”[2]

Bu gerçek Krisztina Kehl-Bodrogi tarafından da belirtilir:

“Kızılbaşlıkta/Alevilikte bulunan ve çeşitli yabancı unsurları spesifik bir inanç sistemine dönüştüren Aleviliğe özgü birtakım özelliklerin mevcudiyeti, burada özgün bir dinin varlığından söz edilmesini haklı çıkarmaktadır.”[3]

Değerli araştırmacı Nejat Birdoğan da Aleviliğin kendine özgü bir din olduğunu söylemektedir:

“Tek amacı, ‘insanı mutlu kılmak’ olan bağımsız bir dinle karşı karşıyayız. Bir takım iyi düşünceli arkadaşlar bu din kavramına karşı gelebilirler. Ama unutmamak gerekir ki toplumun düzenini sağlayacak kuralların bütünü; ya insan yasalarıyla gelir, ya da binlerce yıllık eski inanç yoluyla bugünleri bulur. Alevilik, kökenini oluşturan hiçbir eski dinde ateist değil. Bir yaratıcıya inanıyor. Adı ne olursa olsun bir büyükerkin varlığına saygı duyuyor. Her eyleminde o gücün himmetini diliyorsa ve onu mutlu etmek için uğraşıyorsa o kurallara din denecektir(…)

Alevi dini (…) eski Asya dinlerinin uzantılarından oluşmuştur. Zaman, o inançtan olan insanları kimi yıkıcı olaylar karşısında bir araya getirmiş ve bu ezilen insanlar, böyle bir dini ortaya çıkarmışlardır.”[4]

Araştırmacı-sosyolog İsmail Beşikçi de Aleviliğin bir din olduğunu şu sözlerle vurgular:

“Alevilik; Yahudilik gibi, Hristiyanlık gibi, Müslümanlık gibi, Budizm gibi farklı bir dindir, farklı bir inançtır.”[5]

Sonuç olarak diyoruz ki; Alevilik bir kültürdür; bir felsefedir; bir yaşam tarzıdır, bir yoldur. Aynı zamanda bir dindir.”

Mehmet İnanç Turan/Aleviliğin Bilimsel Kimliği/Ütopya Yayınları/2020

[1] Haşim Kutlu, Kızılbaş Alevilikte Yol-Erkân-Meydan, 2007, s.184.

[2] Anton Jozef Dierl, Anadolu Aleviliği, Ant Yayınları, 1991, s.42.

[3] Krisztina Kehl-Bodrogi, Kızılbaşlar/Aleviler, Ayrıntı Yayınları, 2012, s.106.

[4] Nejat Birdoğan, Anadolu Aleviliğinde Yol Ayrımı, Mozaik Yayınları, 1995, s.3, 19.

[5] İsmail Beşikçi, AleviHaber, 3 Aralık 2019.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.