Ajans Bakırçay
2021-12-18 10:42:23

ABD'den Sevgilerle...

Feyza Hepçilingirler

18 Aralık 2021, 10:42

“Atascadero’nun Sincapları” adlı kitabım, bir arkadaşımın söylediğine göre, çocuk kitabı sanılmış. Oysa “Amerikan Kasabasında Yaşam” diye bir alt başlık koymuştum; kapağında da “anı” yazıyordu. O kitaptan önce de yazmıştım ABD izlenimlerimi. Kızım ABD’de yaşamaya başladığı sırada ben Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çalışıyordum. Yarıyıl tatillerindeki gelişlerimde o sırada yazdığım Cumhuriyet gazetesinde, Türkçe Günlükleri köşesinde izlenimlerimi zaman zaman paylaşıyordum. Atascadero’nun Sincapları’nı ise bir arkadaşımın yalnız önerisi değil, ciddi ısrarıyla yazmıştım.

Torunlarımın doğumlarını saymazsak yazları pek gelmedim Amerika’ya. Denize karşıdan bakıp girememek Ayvalıklı olarak ağır gelir bana çünkü. Üstelik mis gibi Ayvalık denizi varken, Sarımsaklı’da denize yürüme mesafesindeki evim orada beni beklerken, okyanusun azgın dalgalarına bakıp iç çekmek hiç bana göre değil. Emekli olduktan sonraki gelişlerimi özellikle ABD’nin en şenlikli zamanlarına denk getiriyorum. O da ekim sonundan yılbaşı ertesine kadarki iki-iki buçuk aylık dönem. Zaten ABD’de kalma sınırım en çok üç ay. Daha uzun kalırsam boğuluyorum. Bu gelişimle ilgili herhangi bir şey yazmadım daha. Ajans Bakırçay okurlarıyla bundan önceki gelişimde tuttuğum notları paylaşacağım. Şöyle yazmışım:

Bu yıl ilk kez Şükran Günü’nde Amerika’daydım. Şükran Günü ailenin tamamı, en büyüğünün, genellikle ana-babanın evinde bir araya geliyor. Biz de damadın ailesinin Lake Isabella’daki evine gittik. Ev günler öncesinden Şükran Günü için hazırlanmış, süslenmiş. Hem ne süsleme. Başrolde hindi ya, her taraf hindi dolmuş. Bizim memlekete Turkey (hindi) dedikleri için bizim sabah akşam hindi yediğimizi sanıyorlar. Hindiye sandıkları kadar düşkün olmadığımızı öğrenmek biraz şaşırttı onları. Şükran Günü öncesi her yerde hindi…Hindi bibloları, hindili tabaklar, peçeteler, havlular, örtüler… Zaten akşam yemeğinin başrol oyuncusu da sabahtan fırına verilen en az on beş kiloluk bir hindi… Onun dışında hemen her Şükran Günü’nde aynı yemekler pişermiş. Hindi için özel bir sos, bir çeşit pirinçsiz iç pilav, balkabağından yapılan bir tatlı vb. Kocaman bir masada görkemli bir sofra hazırlandı. Herkesin fotoğrafının bulunduğu yelkenli gemi maketleriyle oturulacak yerler belirlenmiş. Karton kutulardaki salataların hıyardan yelkenleri bile var. Abla sıkı Hıristiyan. Şükran duası okudu yemekten önce. Akşamüstü başlayan yemek yatıncaya kadar sürüyor aslında, ikram üstüne ikram ama gece başka eğlence var. Amerikalıların böyle gecelerde oynadığı sayısız aile oyunu varmış. Eskiden bu oyunlar oynanırmış. Bu yıl oyun oynanmadı. Önce bir yarışma yapıldı. Bir bellek yarışması…Sabah TV’de izlenen çizgi filmle ilgili ayrıntıları soran bir yarışma… Kazanana ödül de var ama asıl gösteri daha sonra. Hemen herkes bir program hazırlamış. Müzikler ayarlanmış, giysiler, peruklar, her türlü aksesuar tamam. Yaşlı çift Cher ve Sonny kılığında sahne aldı. Ailenin büyük oğlu Elvis oldu; karısı kocaman bir Meksika şapkası, upuzun bir etekle İspanyolca şarkı söyledi. Kukla gösterileri, taklitler… Gece bitti. Eğlence bitti mi? Hayır. Ertesi gün sabah sabah salonun ortasında buzdolabı ambalajı karton kutular. Çocuklar için. Evde kaç çocuk varsa o kadar kutu. O kalın kartonlara kapı pencere çizildi, kesildi, açıldı. Çocukların evleri oldu onlar. Öğleden sonraki eğlence ise tümüyle farklı. Ev biçimindeki zencefil kurabiyeleri çıktı ortaya. Çocuklar ve büyüklerden isteyenler kurabiye evleri renkli kremalarla, çeşitli boyda, düğme gibi, boncuk gibi şekerlerle boyamaya, süslemeye başladılar. Yine eğlenceli bir yarış… Bu kadar eğlenmek yormaz mı insanı? Bir durun değil mi? Bir dinlenin. Yok. Sonraki gün Noel kutlamaları için ilk geçit töreni. Aralık girmeden daha. Kasım’ın 28’inde Noel mi olurmuş? Böyle başlarmış. Tarih yaklaştıkça daha neler olacak, göreceğiz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.