Ajans Bakırçay
2020-08-09 13:01:30

Türkiye’de Özel Kütüphanelerin (Kütüphaneciliğin) Sorunları

Tufan Erbarıştıran

09 Ağustos 2020, 13:01

Cumhuriyet kazanımlarının bir tanesi de açılan çok sayıdaki kütüphanelerdir. “Dil Devrimi” sonrasında okuma-yazma oranlarının hızla artması sonucunda kitaba duyulan ilgi de bu sürekliliğin devamıdır.

2002 sonrasında tek başına iktidar olan AKP ve son yıllardaki koalisyon ortağı MHP ile ülkemizdeki kültür sanat faaliyetleri büyük bir sekteye uğramıştır. Öncelikle bazı verileri paylaşalım:

Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yılmaz, Uluslararası Kütüphane Dernekleri Federasyonu'nun (IFLA) yayımladığı “Dünya Kütüphane Haritası” verileri ve Türkiye'deki kütüphanelerin durumu hakkında bilgi verdi. 29.09.2017

“Türkiye'de 2016 sonu itibarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı bin 137 halk kütüphanesi hizmet verirken, Türkiye ile yakın nüfuslara sahip Fransa'da 16 bin 100, İtalya'da 6 bin 42 ve Almanya'da ise 5 bin 21 halk kütüphanesi olduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye'den çok daha az nüfuslu Polonya'da 8 bin 50, Romanya'da 2 bin 406 ve Çekya'da 6 bin 245 halk kütüphanesi bulunduğunu aktardı.

AB baz alındığında nüfusa göre Türkiye'de 12 bin 693 halk kütüphanesi olması gerekirken, bugün bu sayının bin 137 olduğunu söyleyen Yılmaz, "AB'de ortalama 6 bin 300 kişiye, Türkiye'de yaklaşık 70 bin kişiye bir halk kütüphanesi düşüyor. Arada 10 kat fark vardır.

Böyle giderse kütüphaneler gelecekte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır."

Ülkemizde kitabın ulaşmakta zorluk çektiği ve genel olarak orta sınıf olarak adlandırılan bölgelerde 2002 yılından bu yana kütüphaneler açan Recai Şeyhoğlu, takdir edileceği yerde çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Bugüne kadar yurtiçinde 47 ve Belçika/ Charleroi’da 1 tane olmak üzere toplam 48 kütüphane açan Recai Şeyhoğlu,bu ay içinde de Bergama Merkezde 49. kütüphanelerini açacak.

On binlerce kitabın büyük-küçük herkese yönelik içeriklerde olması, okuyan ve düşünen bir kuşak yetiştirmek adına çabalayan Recai Şeyhoğlu’nun açtığı kütüphanelerin bulunduğu bazı yerleşim merkezlerinde kütüphanelerin bir kısmının bilgi verilmeden yeri değiştirildi, bir kısmında da kütüphaneler başka başka amaçlar için kullanılmaya başlandı. Emekler ve yapılan harcamalar hiçe sayılarak…

Bazıları da yapılan seçimler sonucunda değişen yeni muhtarlar tarafından istenmez oldu.

Son olarak Çiğli’de yaşanan ise sözcüğün tam anlamıyla skandaldı.

İşte gazetelerde yer alan o haber:

“Çiğli Belediyesi, Şeyhoğlu Ailesi'nin Bergama /Tepeköy'de kurduğu 4500 kitaplı kütüphaneyi Çiğli Uğur Mumcu Kültür Merkezi'ne taşıdı. 10 Ağustos 2019’dan bu yana da açılması için 11 ay bekletti. En sonunda bir yetkili, 8 Temmuz’da Recai Şeyhoğlu'nu telefonla arayarak şu şok edici açıklamada bulundu: “Hocam kütüphaneyi kurmuyoruz. Eşyalarınızı, bıraktığımız Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nden alabilirsiniz.”

Üzüntü veren, belediyenin Avrupa Ödüllü sosyal demokrat bir başkanın elinde olduğudur. Kütüphane ve Aydınlanma Evi kurulacak olan binanın ruhsatsız çıkması/ elektriğinin bağlı olmadığıdır. Bundan da sorumlu kişilerin haberdar olmadığıdır.

Zaman bu kadar değersiz midir?

11 aydır kitapların koliler içinde bulunması/ yurttaşlarla buluşmaması hiç mi rahatsız etmemektedir ilgilileri?

Bu konuda ne yazık ki Recai Şeyhoğlu tek değildir. 1 Ağustos 2005 yılında yaklaşık 4000 kitabımı Sarıgöl Belediyesi’ne bağışlamıştım. Dönemin belediye başkanı Ömer Karcı büyük bir ilgiyle hemen kütüphane kurulacağını söylemişti. Çok kısa sürede merkezdeki bir binada hem de ciddi bir masraf edilerek kurulan kütüphaneye öğrenciler, çocuklar, bölge sakinleri adeta bir bayram havasında gelip gitmeye başlamıştı. İmza tutanağı defterinden öğrendiğim kadarıyla, Sarıgöl’de kütüphaneye gelmeyen kalmamıştı. Ancak 31 Mart 2019 seçimlerinde göreve gelen MHP’li başkan Necati Selçuk’un ilgisizliği nedeniyle bu güzel kütüphanenin kitapları kafe’lere dağıtılmış, bir kısmı kaybolmuş, büyük çoğunluğu da bakımsızlıktan yıpranmıştı. Ömer Karcı’nın bin bir emek vererek kurduğu kütüphane sadece ideolojik nedenlerle yok edilmişti...

Kütüphanecilik konusunda şahsıma ve birçok kişiye örnek olan Recai Şeyhoğlu’na yapılan muamele üzüntü vericidir. Batı medeniyetinin temelinde okumak ve öğrenmek vardır. Bu coğrafyanın insanları Solon Kanunlarından, Yunan felsefesinden, Roma Hukuku’ndan beslenir. İktidar ise okuyan ve düşünen insanları çeşitli yaftalarla yıpratmaya çalışmaktadır. Sadece birkaç yıl öncesini taradığımızda, bazı üniversite hocaları (!) okuyan ve eğitimli insanlardan korktuğunu, kimileri de kız ve erkek öğrencilerin yan yana ders yapmalarını günah saydıklarını söylemişlerdir.

Çağımızda ileri teknoloji, bilim ve sanatın öncülüğü ile özellikle Batılı toplumlar büyük bir gelişme göstermektedir. Her şeyin temelinde genel kültür ve eğitim vardır. Böyle bir gerçeğin ışığında, sadece ideolojik nedenlerle kütüphaneleri kapatmak ne anlama gelecektir?

Recai Şeyhoğlu’nun tıpkı Köy Enstitülerini andıran bu çalışkanlığı sayesinde çok sayıda genç insan üniversite kazanmıştır. Şeyhoğlu, yaklaşık 20 yıldır kütüphaneler açıyor. Bugün Kültür Bakanlığı kendisine biraz destek verse, inanın ki ülkemizde kütüphane açılmayan hiçbir köşe kalmayacaktır. Hakkını yemeyelim Atila Koç’un Bakan olduğu dönemde Şeyhoğlu Ailesi, yaptıkları kütüphanecilik nedeniyle ödüllendirilmemiş de değildir.

Hem Türk edebiyatını dünyaya tanıtmak hem de kendi ülkemizde herkesi kitaplarla buluşturmak önemli değil midir?

İdeolojik ya da başka başka nedenlerle kütüphaneleri kapatanları, sormadan/ danışmadan yerlerini değiştirenleri kınamak gerekmektedir. Ülkemizin aydınları, akademisyenleri, Atatürkçüleri, yazarları, sanatçıları, şairleri bu konuda birlik olmalıdır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.