Ajans Bakırçay

Bakırçay’dan zeytine sahip çıkma çağrısı!

TARIM HAYVANCILIK

İzmir Ticaret Borsası, Bergama ve Kınık belediyelerinin işbirliğiyle düzenlenen 2025-2026 zeytin ve zeytinyağı sezonu Kınık’ta açıldı.

İzmir Ticaret Borsası, Bergama ve Kınık belediyelerinin işbirliğiyle düzenlenen 2025-2026 zeytin ve zeytinyağı sezonu Kınık’ta açıldı. Sektör temsilcileri, tağşiş ile mücadele ve bölgesel markalaşma için birlik çağrısı yaptı.

Yayakent’teki Kınık Çocuk Köyü’nde yapılan törende sektör temsilcileri, akademisyenler, yerel yöneticiler ve üreticiler bir araya geldi. Programa Kınık Belediye Başkanı Sema Bodur, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve Bergama Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Kolat Katılım gösterdi.

Açılış konuşmaları öncesinde protokol üyeleri hayırlı ve bereketli olması dileğiyle 2025-2026 zeytin sezonunun ilk hasadını yaptı.

Kolat: ” Gelişmek için markalaşmalıyız “

Hasat sonrası ilk olarak söz alan Bergama Ticaret Odası Başkanı Lütfi Kolat, zeytin ve zeytinyağının gelişimi için markalaşmanın önemine dikkat çekti. Başkan Kolat, “Ne yazık ki içinde bulunduğumuz dönemde tarım sektörü, yüksek maliyetlerden iklim değişikliğinin getirdiği güvensizliklere kadar pek çok zorlukla mücadele etmektedir. Bu zorlu ekonomik ortamda üretmeye devam eden, toprağına sahip çıkan çiftçilerimiz ve üreticilerimiz her türlü takdiri hak etmektedir. Bizler Bergama Ticaret Odası olarak bu kötü gidişatı tersine çevirmek için elimizi taşın altına koymaya, üreticimizin sesini Ankara’ya ve ilgili tüm kurumlara duyurmaya kararlıyız. Markalaşma konularındaki eğitimler ve projelere gerçekten çok önem veriyoruz. Zeytin ve zeytinyağımızı etiketsiz, ambalajsız, teneke veya bidonlarda satmak yerine markalı olarak raflarda ve evlerde görmek hayalimizdir. Napolyon Bonaparte “Savaş kazanmak için üç şey lazım: Para, para, para” demiş. Bizler de bölgemizde zeytin ve zeytinyağımızın gelişimi için üç şey lazım diyoruz: Marka, marka, marka. Bu konudaki ısrarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Işınsu Kestelli: “Bizim görevimiz emaneti korumak ve büyütmektir”

Törende konuşan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye zeytin ve zeytinyağı sektörünün, sahip olduğu büyük potansiyel ve köklü üretim geleneğine rağmen çeşitli yapısal sorunlarla yüzleşmeye devam ettiğini ifade etti. Başkan Kestelli,” Her koşulda üretime devam eden üreticilerimizi gönülden tebrik ederim. Bizler için zeytin ağacı bir bitkiden daha fazlasıdır. Geride bıraktığımız sezon önemli işaretler taşıyor. Ülkemiz dünya üzerinde en fazla zeytin üretimine sahip beş ülkeden biri. 21 milyon zeytin ağacı ile İzmir, toplam ağaç sayısının yüzde 10’una sahip. Üretimin düşmesinde birçok konu belirleyici oldu. Bu sorunlar üretimden hasada, işleme süreçlerinden iç tüketime, dış ticaretten markalaşmaya kadar geniş bir alanı etkilemekte ve sektörün küresel rekabet gücünü sınırlamaktadır. Sektör çeşitli yapısal sorunlar ile karşı karşıya. Tağşiş ve merdiven altı üretim hem tüketici sağlığını hem de dürüst üreticiyi zedelemeye maalesef devam ediyor. Depolama altyapısının yetersizliği kalite kaybına ve ekonomik zarara neden oluyor. Artan maliyetler ve finansmana erişim zorlukları, üretim ve rekabet gücümüzü sınırlıyor. Markalı ihracat oranının düşük kalması ise dünya pazarında gerçek potansiyelimize ulaşmamızı engelliyor. Artık biliyoruz ki iklim değişikliği verimi ve kaliteyi tehdit eden en kritik unsur. Bunun için kültürel uygulamalar ile adaptasyon modelleri geliştirilmeli ve desteklenmeli. Bu tablo bize açık bir görev veriyor. Sürdürülebilirlik, teknoloji, kalite ve markalaşma merkezli bir dönüşümü hep birlikte gerçekleştirmeliyiz. Özetle 134 yıllık tarihimizden aldığımız güç ile çalışmaya devam ediyoruz. Bizim görevimiz emaneti korumak ve büyütmektir.” diye konuştu.

Sema Bodur: Bakırçay denilince adam ekseniz olur derler

Zeytinin binlerce yıllık geleneğin bir parçası olduğunu kaydeden Kınık Belediye Başkanı Sema Bodur da Başkan Bodur, “Zeytin ve zeytinyağı yalnızca ekonomik bir ürün değil; kültürümüzün, toprağımızın, binlerce yıllık geleneğimizin bir parçasıdır. Kınık, Bakırçay’ın büyük bir kısmının yer aldığı bir bölgedir. Bakırçay, dünyanın en verimli topraklarından biridir. Ve aynı zamanda hep şunu söylerim: Bir yer bu kadar mı güzel olur? Altı da altın, üstü de altın. Kömürüyle, gümüşüyle, altınıyla ön planda olan bir yer. Bakırçay denilince “Adam ekseniz olur” derler. O denli verimli topraklarımızda bir fideyi toprağa koyup bugüne getiren, bugün aramızda olan ya da olmayan herkese çok teşekkür ediyorum. Zeytin köklerini derine kadar salar ve uzun yıllar ayakta kalır. Her ekilen bir fidan hepimize umut olsun. Belediyemiz olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada üreticimizin yanında olacağız. Kaliteyi artırmaya, markalaşmaya ve bölgesel kalkınmaya yönelik desteklerimiz de devam edecektir. Yeni sezonun ilçemize, bölgemize ve tüm üreticilerimize bereketli kazançlar getirmesini diliyorum” dedi.

Zeytincilik sektörü alarm veriyor

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Güngör Şarman, Kınık’taki zeytin sezonu açılışında “Zeytin ve zeytinyağı sektöründe son gelişmeler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Şarman sektörün karşı karşıya olduğu su kıtlığı, iklim değişikliği ve artan maliyetler nedeniyle üreticinin zor bir dönemden geçtiğini söyledi.

Zeytin ağaçlarının daha iyi beslenebilmesi ve ürün vermesi bakımından önemli bir dönemin yaşandığını vurgulayan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Güngör Şarman, “Bu yeni sezonda da yeni şeyler ile karşı karşıyayız. Zeytin ağacı yavaş yavaş kendisinin memnun olmamasını bize söyleme başlıyor. Sıkıntıların başında su sorunu ve iklim değişikliği gelmektedir. Dolayısıyla bundan böyle bu mesajı alarak zeytin ağacımızın daha iyi beslenebilmesi bakımından dikkat etmemiz gereken bir süreç yaşıyoruz. 510 bin tonluk bir rekolte ile karşı karşıyayız. Neresinden bakarsak bakalım yeni sezonu 300 bin tonluk bir ürünle karşılayacağız gibi gözüküyor. Üreticinin ürünü nasıl değerlendirilir. Birincisi iç piyasada ikincisi dış piyasada satılarak. Bu sektör uzun bir süre boyunca ihracat yapamadı ve iç piyasada eritmeye çalıştı. Ani bir kararla ihracata kısıtlama geldi. Durum böyleyken niye bu noktaya geldik en önemlisi üretim maliyetleridir. Zeytin sektöründe baktığımızda mutlaka işçilik maliyetini de buna beklememiz gerekiyor.” diye konuştu.

Son olarak, özellikle zeytincilikte yer yer üreticinin, üretim yapmaktan feragat ettiği bir dönem yaşandığını da kaydeden Şarman, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Yer yer üreticinin üretim yapmaktan feragat ettiği dönemler yaşandı. Bu zinciri biz etkili bir şekilde yönetmek zorundayız. Bu süreci iyi yapmak durumundayız. Ne yapmamız gerekiyor? Artık gökyüzünden Yağmur bekleme dönemi geçiyor. Atadan gelen üretim yapma metodlarını gözden geçirmemiz gerekiyor. Bilimin öne çıktığı yöntemleri kullanmak zorundayız. En önemli yapmamız gereken şey sahip olduğumuz bilgileri tarla ile buluşturmaktır.”

2025-2026 zeytin sezonu etkinliği düzenlenen kokteylle son buldu.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.