UNESCO Dünya Mirası Bergama Antik Kenti’nde yürütülen kazılarda, MS 7. yüzyıla ait bronz kazan gün yüzüne çıkarıldı. Kazanın orijinal konumunda, bozulmamış şekilde bulunması bilim dünyasında heyecan yarattı.
Kızıl Avlu’nun 350 metre yakınında bulunan ve "Mozaikli Ev" olarak adlandırılan yapı kompleksinde sürdürülen kazılarda bronz bir kazan bulundu.
Etrafında çok sayıda mekan bulunuyor
Kazıya ilişkin bilgi veren Bergama Koordinatör Kazı Başkanı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, şu açıklamada bulundu:
“2024 yılının eylül ayından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı adına ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında buradaki çalışmalara başladık. Bulunduğumuz yer bizim ‘Mozaikli Alan’ dediğimiz bir yer. Bergama Antik Kenti’nin, ‘Kızıl Avlu’ olarak adlandırılan yapılarından bir tanesinin 350 metre yakınında yer alıyor. Bir kompleks şeklinde bulunan yapının taş avlusu ve etrafında çok sayıda da mekan bulunuyor. Bu mekanların zemini ise mozaiklerle kaplanmış. Bu da bize, burasının çok önemli bir yapı olduğunu, dönemin önde gelen yöneticilerinden birisine ya da Hıristiyanlık döneminde çok önemli bir din adamıyla ilişkili bir yapı kompleksi olduğunu düşündürüyor.”
Havuzda bozulmamış bronz kazan bulundu
Kompleksin taş avlusundaki bir havuz içinde tespit edilen bronz kazan, hem fiziksel durumu hem de bulunduğu bağlam nedeniyle büyük önem taşıyor. Kazının detaylarına dair konuşan Prof. Dr. Sezgin şunları söyledi:
“Buradaki özel buluntulardan bir tanesi, bu taş avlunun hemen arkasında yer alan bir havuz. Yüzme havuzu gibi değil, özellikle yağmur sularının ya da kaynak sularının toplandığı bir havuz. Bu su, kullanım amaçlı olarak burada biriktiriliyor. İlginç olan ise bu havuz ve tüm bina, muhtemelen milattan sonra 7’nci yüzyılda, belki de Arap akınları döneminde terk edilmiş. Yani yapı doğal nedenlerle yıkıma uğramış ve bir daha kullanılmamış. Bu terk edilişin ardından yapı enkaz halinde kalmış. İşte bu enkazın içinde, oldukça iyi korunmuş bir bronz kazan bulduk.”
“Kazanın işçiliği bugünle birebir aynı”
Kazanın, antik dönemin teknolojik kapasitesi ve kültürel yapısı hakkında doğrudan bilgi verdiğini vurgulayan Sezgin, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Antik dönemde özellikle bu tür yapılarda bronz, önemli bir materyaldi. Gündelik yaşamda en yaygın olarak kullanılan malzemeler pişmiş toprak, yani seramik ürünlerdir. Ancak bronz, pahalı ve değerli bir materyaldir. Bu nedenle daha özel alanlarda, özel amaçlarla kullanılmıştır. Burada ele geçen bronz kazan, yerinde orijinal konumunda, olduğu gibi ele geçti. Yani antik dönemde kullanılmış, terk edilmiş ve bir daha dokunulmamış. Bizim tarafımızdan gün yüzüne çıkarıldı. Bu çok önemli, çünkü yapının son kullanım evresindeki materyalleri bize olduğu gibi gösteriyor. Bu da o dönemin kültürel anlayışı, kullanım biçimi ve gündelik yaşamı hakkında doğrudan bilgi veriyor.”
Yakında Bergama Müzesi’nde sergilenecek
Kazanın teknik özelliklerine dair bilgi de veren Sezgin, yapım yönteminin günümüzde de uygulandığını belirtti:
“Kazanın bir diğer özelliği ise muhtemelen havuzdan su alıp taşımak amacıyla kullanılmış olması. Hemen havuzun arkasında bir mutfak yapısı var; belki oraya su taşımak için de kullanılmış olabilir. Elbette kesin olarak bilmiyoruz ama bağlamından bu anlamı çıkarıyoruz. Teknik açıdan baktığımızda, bu kazan çekiçleme tekniğiyle yapılmış. Günümüzde de benzeri teknikler özellikle Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi yerlerde geleneksel olarak uygulanıyor. Bronz işçiliği Anadolu’da binlerce yıldır süregelen bir gelenek. Bizim burada bulduğumuz kazan da bu geleneğin yaklaşık 1400 yıl öncesine ait bir örneği. İşçilik ve teknik, neredeyse birebir günümüzle aynı.”
Restorasyonu tamamlanan bronz kazanın, yakın zamanda Bergama Müzesi’nde sergilenmeye başlanması planlanıyor.