Ajans Bakırçay
2020-02-16 19:27:18

Şubat 2020’nin Birinci Yarısında Sanat Etkinlikleri

Nüket Hürmeriç

16 Şubat 2020, 19:27

31 Ocak-6 Şubat günleri arasında 13. Ulusal Genç Solist yarışmaları düzenlendi. 6 Şubat günü Genç Profesyoneller Kategorisi’nin finali vardı. Onursal jüri başkanı Murathan Karahan, başkan ise Aytül Büyüksaraç idi. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü İzmir Devlet Opera ve Balesi ile İzmir Alsancak Rotary Klübü düzenleyen ana kurumlardı. 5 finaliste Tulio Gagliardo şefliğinde İzmir Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşlik etti. Finalistler ikişer arya söyledi. Sonra da geçen yılın birincisi soprano Melis Sağlam da iki arya seslendirdi. Soprano Beren Kader Fidan, Gouno’nun Romeo et Juliette’den “Ah.! Je veux vivre” ve Bellini’nin “I Capuleti e i Montecchi’den “Eccomi in lieta vesta… Oh! Quante volte.” adlı parçayı söyledi. Hem teknik hem duygu olarak muhteşemdi. Her ses, her nefesi anlaşılıyordu. Sahneye çok yakıştı. Birinciliği hakkıyla kazandı. Yolu açık olsun. Burak Dabakoğlu da J. Massenet’in Werther’inden çok güzel bir şarkı olan “Pourquoi me reveiller”ini ve Puccini’nin La Bohem’inden “Che gelida manina”sını seslendirirken güçlü ve nitelikli bir tenor olduğunu kanıtladı. İkinciliği kolaylıkla elde etti. Öteki derece sahipleri soprano Derya Belevi, bas Cumhur Görgün ve soprano Sedef İlayda Büyükyörük’e de başarılarının sürmesini diliyoruz. Aralarda, önceki yarışmaları kazananlarla yapılan röportajların filmi gösterildi. Yarışmacıların hepsi, en büyük rakiplerinin kendileri olduğu düşüncesinde birleşmişlerdi. Sonra yurtdışında kariyer yaptıklarını öğrendik.

****

7 Şubat günü İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın konserinde şef Nesrin Bayramoğulları idi. Önce Mozart’ın Figaro’nun Düğünü adlı Operası’nın Üvertü’ü çalındı. Bu yapıt da Mozart’ın yirmiyi bulan bağımsız birer yapıt sayılan üvertürlerinden biriydi. İkinci yapıt Mozart’ın Do majör Obua Konçertosu’ydu. Solist Bayram Bayramoğulları bu yapıtla usta bir obuacı olarak bizleri büyüleyip mutlu etti. Verilen broşürde bu parçanın, K.V. 314 la majör Flüt Konçertosu’nun obuaya dönüştürülmüş biçimi olduğu belirtilmiştir.

****

8 Şubat günü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin düzenlediği bir konser vardı. Konseri İzmir Sanat’ta Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi’nin öğrencileri verdi. Aralarında çok sayıda derneğin bursiyerleri de vardı. Kadın şef konseri çeşitli sorular, açıklamalarla eğitici bir şekilde sundu. Taht Oyunları, Yüzüklerin Efendisi gibi dizi film müzikleri çalındı. Konser sırasında en büyük yaylı çalgı olan kontrabasın 3 telli bazen 4 telli olabileceğini, pizzakatonun tel çekme tekniği olduğunu, viyolanın güzel bir alto sesi verdiğini, çelloda daha çok fa anahtarı kullanıldığını öğrendik. Çökertme, saz solist olmak üzere çok güzel bir şekilde icra edildi. Sonra İzmir’in Dağları’nda bölümünü kapsayan Vatan Destanı büyük bir coşkuyla seslendirildi. Konser sonrası güzel sanatlar lisesinin ne kadar önemli olduğunu anladık.

****

12 Şubat günü Yaşar Üniversitesi Senfoni Orkestrası Sevgililer Günü konseri verdi. Şef üçüncü kuşaktan Artun Hoinic idi. Solist piyanist Emre Elivar idi. Emre Elivar kariyerini yurtiçi ve yurtdışında birinciliklerle tamamladı. Uluslararası yarışmalarda çok sayıda birinciliklerle başarılarını sürdürüyor. Konserde Chopin’in Fa minör 2. piyano konçertosunu ustalaşmış ellerinden dinledik. Besteci gençlik aşkından esinlenmiş ve özellikle ikinci bölümü (largetto) çok sevdiğini söylemiştir. Piyanist bis olarak Bach’tan kısa bir parça çaldı. İkinci bölümde önce kısa bir parça olan J. Sibelius’un ünlü hüzünlü dansı Valse Triste’yi dinledik. Manuel de Falla’nın “El Amor Brujo”su (Büyülü Aşk) ise Sevgililer Günü’ne yakışan bir parçaydı. Şef Artun Hoinic’in yönetimiyle bol danslı parçayı zevkle dinledik.

****

14 Şubat günü ise İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile Sevgililer Günü konseri vardı. Şef Nesrin Bayramoğlulları güne özel aşk şarkılarını yönetti. Çoğu Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı çıkışlı Damla Burcu Sayın Kılıç, Pelin Yanyatan, Özlem Sevil, Oğuz Çimen ve Zafer Zencirli şarkıları yorumladı. Pop, caz, latin, Fransız şansonu, müzikal gibi türlerden şarkılar seçilmişti. Memory, Padam Padam, My Way, New York New York seslendirilen popüler parçalardan bir kaçıydı. Gecenin sürprizi ise orkestrada viyolacı olan Özlem Sevil’in Rapunzel ve Temmuz adlı iki bestesini yorumlamasıydı. İzmir İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin saksıda çiçek hediyesi, geceyi sevinçle tamamlamamızı sağladı.

****

15 Şubat günü, Neş’e ve Karikatür Müzesi’nde; uluslararası ve ulusal portreler sergileri vardı. Azerbeycan, Kırgızistan gibi türki cumhuriyetlerden ve Kırım, Moldava, Kıbrıs, İran’dan kendi ülkelerinin önemli edebiyatçılarının karikatürize portreleri sergileniyor. Ulusal bölümde ise Aziz Yavuzdoğan ve Ekrem Borazan’ın çizdiği portreler vardı. Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Attila İlhan, Gülten Akın, Can Yücel, Dağlarca, Sait Faik, Neyzen Tevfik, Füsun Akatlı, Yaşar Kemal adlarını sayabildiğimiz önemli şair ve yazarlarımız.

Aynı gün Kanguru Sanat Merkezi’nde Dünya Öykü Günü kutlandı. Hasan Özkılıç’ın kaleme aldığı Dünya Öykü Günü Bildirisi okundu. Hasan Özkılıç, edebiyatçıların dünyayla derdi olduğunu, toplumun öyküye karşı bir durumu olduğunu, bir kaos yaşandığını vurguladı. Özcan Karabulut, Dünya Öykü Günü önerisini önce ülkemizde kabul ettirdiğini, sonra uluslararası platforma taşıdıklarını açıkladı. Öykü okuma bölümünden sonra Hülya Soyşekerci “Bir varoluş ve yazma biçimi olarak Sait Faik” adlı metnini okudu. Yazarın “haritada bir nokta” adlı öyküsünün ki ada tutkusu anlatılmakta, çok uzun olduğunu vurguladı. Yazarın slogan olmuş “Yazmasam çıldıracaktım” sözünü hatırlattı. Role May, Tezer Özlü (yeryüzüne dayanmak), Bilge Karasu ve Albert Camus (Edebiyatın olduğu yerde umut da vardır) gibi çeşitli yazarlardan da yazma tutkusu üzerine yorumlar sundu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.