Ajans Bakırçay
2021-09-22 08:30:08

Sorularla; Dikili Depremi (22 Eylül 1939)

Murat Solmaz

22 Eylül 2021, 08:30

- 22 Eylül 1939'da yaşanmış bu büyük felaket kaç şiddetindeydi ve yıkıcılığı ne düzeyde yorumlanabilir?

22 Eylül 1939 günü gece yarısı 2.35'de yaşanan ilk büyük sarsıntı 7,1 şiddetinde gerçekleşmiştir. Midilli'nin güneyinden Dikili Körfezi boyunca uzanan ve kıyıya yaklaştıkça çatallanan fay hattı boyunca taş arazi üzerinde bulunmayan tüm yumuşak zeminli alanlar etkilendi. Bu özellikteki eski Kabakum Köyü, Dikili merkezde düzlüklerde bulunan binalar ve azda olsa Alipotra yamacında kerpiç evler büyük bir yıkımla karşılaştı. Kabakum köyünde adeta sağlam ev kalmamış, daha sonraki yıllarda köy şuan bulunduğu yere taşınmıştı. Dikili merkezde Tınaz tepe ilkokulunun ön duvarı çökerken, Dimitrios Kilisesinin altıgen çan kulesi kiliseden koparak sahile yuvarlanmıştı. Sahil boyunca uzanan birçok ev ana sarsıntının ardından yaşanan sabah 4.50'ye kadar devam eden büyük artçılarla da yıkıma uğramıştı.

-Dikili Depremi yaşandığında gerekli tedbirler alınabilir miydi?

1930'lu yıllar iki dünya savaşı arasında ülkemiz için hatta dünya için yaraların sarıldığı bir dönemdi. Hele 1939 yılının sonları 2. Dünya Savaşı'nın ayak seslerinin şiddetle duyulmaya başlandığı yıllardı. Bunun yanı sıra 1939 Dünya Ekonomik Buhranı evrensel düzeyde etkilerini gösteriyordu. Böyle bir ortamda Dikili yerelinde alınabilecek tedbirler konut sağlamlığını artırıcı olamayabilirdi. Deprem öncesinde sismik veriler elde etmek mümkün değildi. Ancak elimizde en büyük veri 2 Ocak 1939'da yaşanan merkez üssü Çandarlı olan depremdir. 6'nın üzerinde şiddete sahip bu deprem Karadağ çevresindeki fayları harekete geçirmişti. Çandarlı Depremi 33 evin yıkılmasına 52 evin kullanılamaz hale gelmesine neden olmuştu. Belki bu deprem İzmir Valiliği'ni, yerelde Dikili belediyesini, Dikili Kaymakamlığını tedbir almaya zorlayabilir miydi? Bunun cevabı sanırım o günün ekonomik şartlarıyla açıklanabilir. Dikili halkı kendince tedbir alabilir miydi? Bugün İzmir Depremi sonrasında nasıl kalıcı önlemler alamıyorsan o tarihlerde de benzer bir hafıza kaybına sahiptik.

-Depremin sabahında yaşanan genel manzara nasıldı?

Deprem gece yarısı saatlerinde Dikili halkını uykuda yakaladı. Bu nedenle son yüzyılda yaşanan depremler arasında en çok can kaybının yaşanmasına neden olmuştu. Dikili merkezde 25, Kabakum Köyü'nde 13 ve civar yerleşimlerde 3 olmak üzere toplam 41 kişi hayatını kaybetmişti. Sabahın ilk saatlerinde yakınlarını göçük altından çıkartmaya çalışan halk büyük bir korku ve şaşkınlık içindeydi. Dikili Kaymakamı Abdurrahman Yüksel uyumakta olduğu balkondan düşmüş ve yaralanmıştı. Hükümet konağı, polis, gümrük muhafaza, posta-telgraf, halkevi binası, palamut depoları ve zeytinyağı fabrikası ağır hasarlı, 45 dükkân ve 259 ev kullanılamayacak halde zarara uğramıştı.

-Deprem sonrasında ilk yardımlar nelerdi?

Depremin hemen ertesi günü Kızılay'ın Etimesgut ambarlarından 300 adet çadır acil olarak yola çıktı. Yakın çevrelerden ve İzmir Valiliğince sağlık ekipleri ve Dikiliye ulaştı. Deprem sırasında Denizli'de bulunan Kızılay müfettişi Baha Kavur, Dikili'ye tayin edildi. 30 Eylül günü Kızılay, 550 çadır daha gönderdi. Çadırlar genellikle çamlık mevkiinin eteklerine kurulurken, bazı vatandaşlar da evlerinin bahçelerine de çadırlarını kurmuşlardır. Ülke genelinde yardım kampanyaları düzenlenmiş, 35.000tl para toplanmıştı. Dönemin önemli gazetelerinden Anadolu gazetesi, geliri depremzedelere bağışlanmak üzere özel sayı çıkartmış, deprem olgusunu devamlı vurgulamıştı. Kış yaklaştıkça barınma sorunu daha da hissedilir boyuta taşındı. Kızılay kendi bünyesinde “Dikili Hareketzedelerine Baraka İnşa Komisyonu” kuruldu. Hemen harekete geçen komisyon, ayrılan ödenekle birlikte 2'si okul olacak şekilde toplam 25 barakayı 9 Ocak 1940 tarihinde teslim etti. Bu barakalar ahşap ve çinko damlı yapılardı. Bugünkü PTT Sokağı ile hükümet konağı yönünde iki sıra şeklinde uzanan barakalar 386 aile yerleştirildi. 2 baraka ise İsmail Bey İlkokulu olarak eğitim-öğretime açıldı.

-Dikili Depremi, Dikili'nin geleceğini nasıl etkiledi?

Bu konuyla ilgili birçok değerlendirme ve yorum yapılabilir. Elbette ki doğal felaketler yerleşimler için olumsuz sonuçlar doğurur. Ancak Dikili Depremi yaşandığı dönem açısından değerlendirilirse kendisine has bir talihsizliği barındırır. Sıralayacak olursak, 1939 Dünya Ekonomik Buhranı, 2.Dünya Savaşı'nın çıkması, kıtlık ve hastalıklarla dolu bir dönem. Devletin ekonomik olarak kısıtlamalara gittiği bir süreçte çok uzun bir süre Dikili deprem yaralarını sarmak konusunda gereken desteği göremedi. Bayındırlık faaliyetleri ancak 1960'lı yıllarda gerçekleşmeye başlayacaktı. Yani Dikili, tüm ülke şehir ve kasabalarına göre 20 yıl geriden gelmeye mahkûm kaldı. Birçok tarihi yapı yıkıldı, ayakta duran bir kaç yapıya da sahip çıkılmadı. Ayvalık, Foça tarihi konutlarını koruyabilirken biz bugün apartmanların gölgesinde boğazımıza kadar betona batmış durumdayız.

Bütün bu soruları birlikte değerlendirdiğimizde Dikili'nin kaderi olan fay hattı altımızda durmaya devam ettiği sürece bizler ne kadar geçmişimizden ders çıkardık, olası bir depreme ne kadar hazırız?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.