Ajans Bakırçay
2022-12-05 12:28:20

Şerefeddin Sabuncuoğlu ve Amasya Darüşşifası Kongresi

Prof. Dr. M. Şerefettin Canda

05 Aralık 2022, 12:28

1. Şerefeddin Sabuncuoğlu ve Amasya Darüşşifası Kongresi (15-18 Ekim 2014)

Türkiye’de, Cumhuriyet Öncesi Çağdaş Cerrahinin Kurucusu Şerafeddin Sabuncuoğlu'nun Bilimsel ve Tıbbi Türkçe Yazılı Kaynaklar ve Minyatürler Açısından Önemi

Giriş ve amaç

Şerefeddin Sabuncuoğlu, Türkçe tıp yazılı kaynakları açısından, çok değerli “yazmalar” ortaya koymuş, Anadolu’da yetişmiş, pek çok açıdan üstün özellikleri olan, Fatih Sultan Mehmed döneminin en önemli cerrahı ve hekimidir (Fotoğraf 1) (1-14).

Fotoğraf 1. Şerafeddin Sabuncuoğlu Portresi, Cerrahiyyet’ül Hâniyye (1465) (Millet Kitaplığı. Tıp, nr. 79/353).

Amasya Darüşşifası ya da Amasya Bimarhanesi, Hekim ve Cerrah Amasyalı Serafeddin Sabuncuoğlu’nun tıp eğitimi aldığı ve hekimlik yaptığı, en eski Anadolu darüşşifalarındandır (15-17).

Amasya, Yeşil Irmak Yayı üzerinde bulunan, eski dönemde Pers-Pontus Krallığına (İÖ. 281 - İÖ 64) Başkentlik yapmış, doğu-batı, kuzey-güney doğrultusundaki ticaret yolları üzerindeki özgün coğrafyası ile eğitim, kültür, sağlık ve ticaret merkezi (ipek, baharat, dokuma, kürk, vb) olmuştur.

Tarihsel açıdan, Amasya’da, Danişmend yönetimi (1075-1175), bilime, kültüre, sağlığa önem vermiştir. Selçukluların Anadolu’ya ulaşması ile birlikte, medreseler, darüşşifalar, hanlar, hamalar, vb bayındırlık yapıları yapılmıştır.

Ticaret, kültür ve sağlık merkezi kentlerin, “çekim merkezi” oluşturması açısından, özelikle sağlık alanındaki kuruluşların, hastanelerin (Darüşşifa, Bimarhane) ve ünlü hekimlerin bulunması, değerlidir.

Danişmend yönetimi sonrasında, Amasya’da egemen olanlar; Selçuklu (1175-1243, 1256), İlhanlı (1243, 1256-1356), Eretna (1341-1381), Timur (1402) ve Osmanlı dönemlerinde de, benzer çalışılmış olduğu görülmektedir (15).

Danişmendliler ile başlayan kültürel gelişme; Amasya’nın ticaret yanı sıra, bilim, kültür, sağlık ve yönetim merkezi olmasında, “şehzadeler kenti” olarak tanınmasında, önemli etken olmuştur (15).

Amasya Darüşşifası binasının, bilinenin dışında, Anadolu Selçuklu Sultanı, I. Alaeddin Keykubat (1192-1237) döneminde yapılmış olduğuna “1222-1232” ilişkin, yeni yayınlar, görüşler bulunmaktadır (16).

Özellikle, Anadolu Selçukluları döneminde, Anadolu’nun birçok merkezinde, çok sayıda Darüşşifa (Tablo I), Medrese, Han, Kervansaray, Ulucami, Köprü vb uygarlık ve bayındırlık yapıları yapılmıştır.

Tablo I. Anadolu Darüşşifalarının, bazılarının ve Amasya Darüşşifası’nın, yapılış yıllarıına göre dağılımı.

Mardin Darüşşifası (1108-1122)

Aksaray Darüşşifası (1113-1192)

Konya Melikşah Darüşşifası (1113)

Kayseri Gevher Nesibe Darüşşifası (1205-1206)

Sivas I. Îzzeddin Keykâvus Darüşşifası (1217-1218)

Amasya Darüşşifası (Alaeddin Keykubad) (1222-32)

Konya I. Alaettin Keykubat (1221)

Divriği Turan Melik Darüşşifası (1228-1229)

Çankırı Cemaleddin Ferruh Darüşşifası (1235)

Kastamonu Pervaneoğlu Ali Darüşşifası (1272-1273)

Tokat Muineddîn Pervane Darüşşifası (1277)

Amacımız, tıp ve cerrahi alanında, döneminin bilimsel düzeyi, kültürü, sağlık teknolojisi ile ilgili, değerli bilgiler veren, “eski Anadolu Türkçesi” ile “yazmalar” yazmış ve adı güncel olarak ta yaşayan Amasyalı Şerafeddin Sabuncuoğlu’nun bilimsel çalışmalarını ve Amasya Darüşşifası’nın önemini Türk Tıp Tarihi, Türk Cerrahi Tarihinin “yazılı kaynakları” açısından ve güncel bilgiler ışığında incelemektir.

2. Amasya Darüşşifası

Amasya Darüşşifası, Anadolu Selçukluları Sultanı, I. Alaeddin Keykubat (1192-1237) döneminde (1220-1237) yapılmış olduğu, İlhanlılar döneminde (1308,1309) onarılmış, yeni Arapça “kitabe” yazılmış (İlhanlı; Sultan Olcaytu, İlduz Hatun, Anber, Emir Ahmet) olduğu bildirilmiştir (16).

Amasya Darüşşifası, Selçuklu yapılarının özelliklerini taşımaktadır ve toplam on odadan oluşmaktadır.

Selçuklu taş süslemeciliği motiflerini (bezemeler) içermektedir (Fotoğraf 2-4). Taç kapı kemerinin kilit taşı üzerine “sırtı dönük bir insan figürü” işlenmiştir (Fotoğraf 5).

 

Fotoğraf 2. Amasya Darüşşifası görkemli taç kapısı, Selçuklu mimari özellikleri. I. Alaattin Keykubat döneminde, 1222-1232 yıllarında yapılmıştır (16). Foto: Albert Gabriel (1883-1972) (Mimar, Arkeolog, İstanbul Arkeoloji Enstitüsü ilk müdürü, 1930)

 

Fotoğraf 3. Amasya Darüşşifası görkemli taç kapısı, Selçuklu mimari özelliklerini gösteriyor, I. Alaattin Keykubat dönemine ait olduğu, 1222-1232 yıllarında yapıldığı bildirilmiştir (1). 1948-1951 yıllarında onarılmıştır (Ali Saim Ülgen, 1913-1963).

 

Fotoğraf 4. Amasya Darüşşifası görkemli taç kapısı Selçuklu taş işçiliği ve bitkisel bezemeler. //www.amasya.gov.tr/sabuncuoglu-tip-ve-cerrahi-tarihi-muzesi

 Fotoğraf 5. Amasya Darüşşifası görkemli taç kapısı ve kilit taşı üzerinde “sırtı dönük insan figürü”.

 Amasya Darüşşifası, Anadolu Selçuklu dönemi mimari özellikleri ile Türk Tıp ve Cerrahi Tarihi açısından, önemli bir eğitim, sağlık, bilim ve kültür merkezidir.

Selçukluların, özellikle sağlık alanındaki çalışmalarının, Avrupa’daki Rönesans (Yeniden doğuş) (13-15 yy) döneminin tıp eğitimine ve hastanelerine örnek olduğunu da belirtmek gerekir.

Amasya Darüşşifası, hastaların bakımı yanı sıra, uygulamalı tıp eğitimi yapılan, özgün bir Selçuklu Tıp Okulu olmuş ve çok sayıda hekim yetişmiştir.

Amasya Darüşşifasında, yetişen hekimler, bunların ortaya koyduğu yapıtlar, Türk Tıp ve Cerrahi Tarihi alandaki Türkçe yazılı kaynaklar açısından çok değerlidir.

Şerefeddin Sabuncuoğlu adı Amasya Darüşşifası ile özdeşleşmiştir

1465 yılında, Amasya’da “eski Anadolu Türkçesi” ile yazılan, Endülüslü Zehravi (Albucasis)’den (930-1013) büyük ölçüde çeviri (18) olan “Cerrahütü’l Haniyye” (Fotoğraf 6-10) adlı “yazmanın” yazarı Şerefeddin Sabuncuoğlu (1386-1470), bilimsel düşünen, entelektüel, değerli bir cerrah ve hekim olup, Amasya Darüşşifası ile özdeşleşmiştir (19-23).

Ülkemizde, Cumhuriyet öncesi dönemde, “çağdaş” cerrahinin kuruluşu, bilimsel temelli yazılı kaynaklar açısından incelendiğinde, özellikle Amasyalı Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun “eski Anadolu Türkçesi” ile yazılan “Cerrahütü’l Haniyye”(1465) ”yazma” kitabı, çok dikkat çekicidir (24-28).

Şerafeddin Sabuncu’nun, ayrıca Akrâbâzîn (Kodeks, Farmakope) (1444) (29-31) ve Mücerrebname (1468) adlı “yazma” kitapları da bulunmaktadır (32-35).

Tıpta uygulamalı eğitim: Müzik ve su sesi ile iyileştirme

Amasya Darüşşifasında eğitim yanı sıra, hastalar bakılıyor, sağaltım ve cerrahi girişim yapılıyor, uygulamalı eğitim yöntemi ile öğrenciler eğitim görüyordu (36,37).

Anadolu'da ruhsal sorunu olan (akıl) hastalarının müzik ve su sesi ile iyileştirildiği ilk hastanelerden birisidir (Fotoğraf 11). Bu nedenle, halk tarafından Bimarhane adı vermiştir.

Türk Tıbbına önemli eserler kazandıran Şerefeddin Sabuncuoğlu yanı sıra, çok sayıda Hekim yetişmiştir. Tıp alanındaki Türkçe yazılı kaynakları açısından Şerefeddin Sabuncu’nun “yazma” ve “minyatür” çizimleri içeren kitapları, çok değerlidir.

Amasya Belediyesi Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi

Amasya Darüşşifası, 2011 yılında müzeye çevrilmiş ve Amasya Belediyesi Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi adını almıştır (Fotoğraf 12) (37).

Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlı Şerefeddin Eğitm ve Araştırma Hastanesi 19 Ocak 2004 günü açılmıştır (Fotoğraf 13).

Tıp ve Cerrahi alanındaki, çağdaş bilgileri, çizimleri ve minyatürleri (11,23) ile en önemli Türkçe yazılı kaynak (12,13) olan Cerrahütü’l Haniyye kitabını yazmış olan Şerefeddin Sabuncuoğlu adı, böylece Amasya Belediyesi tarafından yaşatılmaktadır (36,37).

Fotoğraf 6. Şerefeddin Sabuncuoğlu (Ünver AS). Cerrahiyei İlhaniye. İstanbul: Kenan Basımevi, 1939.

Fotoğraf 7. Kılıcoğlu V. Cerrahiye-i İlhaniye. AÜ DTCF, Yayın No. 97. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1. Basım, 1956;90.

Fotoğraf 8. Sabuncuoğlu Ş (Yavuz S). Cerrah-Name. Türk Tarih Kurumu Yayını. İstanbul: Kesit Yayınevi, 2014;688.

Fotoğraf 9. Sabuncuoğlu Ş (Uzel İ). Cerrahiyyetü’l-Haniyye I-II. Türk Tarih Kurumu (1. Basım, 1992). Ankara, 2005;

Fotoğraf 10. Sabuncuoğlu Ş (Uzel İ). Cerrahiyyetü’l-Haniyye I-II. Türk Tarih Kurumu (1. Basım, 1992). Ankara, 2020;

Fotoğraf 11. Amasya Darüşşifası, Amasya Belediyesi Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi (2011). Anadolu'da, müzik ile terapi yapılan ilk hastanedir. Müzede, 10 ayrı dalda, tıp ve cerrahi gereçleri ve müzik çalgıları sergilenmiştir. Sabuncuoğlu Kliniği, Müzik Terapi Salonu (Amasya İl Kültür Müd.).

Fotoğraf 12. Amasya Darüşşifası (Amasya Belediyesi Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi) (2011).

Fotoğraf 13. Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlı Şerefeddin Eğitm ve Araştırma Hastanesi 19 Ocak 2004 günü açılmıştır.

Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun kısa özgeçmişi Şerefeddin Sabuncuoğlu, 1386 yılında, Amasya, Hacı İlyas Mahallesinde doğmuştur (1-14). Babası Hekimbaşı Ali Çelebi, dedesi Çelebi Sultan Mehmed’in Hekimbaşı Hacı İlyas Çelebi’dir. Eğitimi, aile ortamında başlamış, Amasya Darüşşifasında devam etmiştir. Türkçe dışında, Arap, Fars, Rum ve Latin dillerini bilmektedir. Nahcuvanlı Burhâneddin’in öğrencisi olmuştur. 17 yaşında, Amasya Darüşşifasında Hekim olarak çalışmaya başlamıştır. Amasya Darüşşifasında 14 yıl cerrah ve hekim olarak çalışmıştır. İsfendiyar Candaroğlu zamanında (1385-1440) bir süre Kastamonu’da yaşamıştır. Doğma, büyüme Amasyalı olan Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun vefatı daha sonra olmalıdır (1470?). Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun adının geçtiği kaynaklar
“Cerrahname”“Kitāb-ı Cerrāḥnāme” Alâim-i Cerrâhîn

Alâim-i Cerrâhîn (İbrâhim b. Abdullah) (1505) “yazma” kitapta, Şerefeddin Sabuncuoğlu adı ilk kez geçmiştir (38-42).

Cerrah İbrahim b. Abdullah, Çindâr (Süryanice-Yunanca) (Modon Kalesi, II. Bayezid, Mora seferi) adlı tıp kitabını, “eski Anadolu Türkçesine” çevirmiş, eklemler yaparak yazmıştır (38-40).

 “Sağlığın Aynası” Mirʾâtü’ṣ-ṣıḥḥa

Öğrencilerinden Gıyâs b. Muhammed İsfahânî, Mirʾâtü’ṣ-ṣıḥḥa (II. Bayezid’e ithaf) adlı kitabında, Şerefeddin Sabuncuoğlu’ndan övgü ile söz etmiştir (41,42).

Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun tıp alanında yazdığı Türkçe kaynaklar Cerrahütü’l Haniyye ve önemi

Endülüslü Zehravi (Albucasis)’nin (18) “el Tasrif” adlı kitabın “cerrahi” bölümünü, o günkü hekimlerin anlayacağı Türkçeye çevirerek, kendi bilgi ve deneyimlerini de katarak, bilginin paylaşımını kolaylaştırmıştır (7-14).

Cerrâhiyyetül-i Hâniyye’yi (Fotoğraf 6-10) 83 yaşında (1465) yazmış, İstanbul’a giderek, “entelektüel” bir kimse olan Fâtih Sultan Mehmed (1432-1481) (Fotoğraf 14)’e sunmuştur.

Dönüş yolunda Bolu, Gerede ve Tosya’ya uğramıştır (32-35).

 

Fotoğraf 14. Fatih Sultan Mehmed (1432-1481) toplumumuz için “simgesel” önemi olan Portresi (Gentile Bellini, 1480). Şerefeddin Sabuncuoğlu Cerrâhiyyetül-i Hâniyye’yi 1465’de yazmış, İstanbul’da, F. Sultan Mehmed (1432-1481)’e sunmuştur.

Cerrâhiyyetül-i Hâniyye’nin 3 bölümdeki, başlıca içeriği şöyledir:

I. 54 sağaltım, 7 alet, 4 kesi yöntemi, “dağlama”, “cauterization”. II. 58 sağaltım yöntemi, 138 alet çizimi, 10 kesi yöntemi, abse sağaltımı. III. 24 sağaltım yöntemi, 11 alet çizimi, kırık çıkık sağaltımı.

Minyatürler ve cerrahi gereçlerin de çizildiği kitap, bilimsel yönü yanı sıra, sanatsal özellik de kazanmıştır (23). Bu özellikler Türk Tıp tarihi yazılı kaynakları açısından öncü çalışmalardır.

Cerrahütü’l Haniyye’nin önemi, Türk tıp tarihinde ilk kez cerrahî girişimleri gösteren minyatür tekniğinde yapılmış çeşitli renkli resimler içermesi, kendi resminin bulunması ve yalın bir eski Anadolu Türkçesi ile yazılmış olmasıdır.

Akrabazin

Cürcani (Gorgani)’nin Farsça “Ẕaḫîre-i Ḫârizmşâhî” adlı “Tıp Ansiklopedisinin” “ilaçlar” ile ilgili bölümünün Türkçeye çevirisidir (29-31).

Şerefeddin Sabuncuoğlu, Akrâbâzîn (Kodeks, Farmakope) kitabını, 61 yaşında (1444) Amasya’da yazmıştır

Sabuncuoğlu’nun Akrabazin kitabı ile İbn Sînâ’nın aynı adı taşıyan kitabını tıp ve bilim tarihi açısından karşılaştıran bir çalışma da yapılmıştır (31).

Mücerrebname Şerefeddin Sabuncuoğlu, Mücerrebnâme’yi 85 yaşında yazdığını kendisi bildirmiştir (1468). Önsözünde, Amasya’daki hekimlerin isteği üzerine yazdığını bildirmiştir. Şerefettin Sabuncuoğlu, kendi üzerinde denediği ilâçların hazırlanışı ve kullanılışını da anlatmıştır. Ülkemizde, deneysel fizyoloji ve deneysel tıbbın başlamasını sağlamıştır. Deneysel çalışmalarda, Horozlar, denek olarak kullanılmıştır. Yılan zehrinin, insandaki ölümcül etkisini, sağaltım sürecini görmek için kendisi denek “kobay” olmuştur. (32-35) Yılan zehirine karşı “antidot” olarak (Tiryakı Faruk, tiryak adını verdiği bir madde) kullanmıştır. Türk tıp tarihi açısından, bir hekimin kendi buluşu ilâç (antidot, tiryak) ve “sağaltım yöntemini” göstermesi önemlidir. Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun önemi İnnovative “yenilikçi”, inventive “buluşçu, yaratıcı” ve aydın “entelektüel” bir bilim insanıdır. Cumhuriyet öncesi dönemde, Anadolu’da yetişmiş, tıp alanında, en önemli Türkçe yazılı kaynakları ortaya koymuştur, Aynı zamanda, ülkemizde cerrahinin, birçok cerrahi dalın, deneysel fizyoloji ve tıbbın, ayrıca tıp minyatür çiziminin de kurucusudur. Cerrah ve Hekim Şerefeddin Sabuncuoğlu minyatürlerde, kendi portresini çizmiştir ve bu özellik eşsizdir (Fotoğraf 1). Şerefeddin Sabuncuoğlu, entelektüel bir bilim insanı olup, tıp alanında, bilimsel, Türkçe yazılı kaynaklar üretmiş ve topuma liderlik yapmıştır.
Örneğin, Şerefeddin Sabuncuoğlu “telif” olarak yazdığı Akrabazin’i 1444 yılında (30,31), Zahravi (Albucasis)’den, büyük ölçüde çeviri olan Cerrahütü’l Haniyye’yi 1465 yılında (7-11), Curcani’den çeviri olarak yazdığı Mücerrebname’yi de 1468 yılında (32-35) yazmıştır.

Bu nedenle, Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun yeni kuşaklara tanıtılması, çalışmalarının bilimsel ve eğitsel değerinin ortay konması ve bu çalışmalarının geleceğe ışık tutması açısından önemlidir.

Kayseri “Şerefeddin Sabuncuoğlu Kongresi” (14 Mart 1985, Kayseri)

Kayseri Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü tarafından 14 Mart 1985’de, Kayseri’de “Gevher Nesibe Sultan anısına” “Şeeafeddin Sabuncuoğlu Kongresi” düzenlenmiştir (Fotoğraf 15) (43).

Fotoğraf 15. Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü tarafından 14 Mart 1985’de, Kayseri’de “Gevher Nesibe Sultan anısına” düzenlenen “Şerafeddin Sabuncuoğlu Kongresi” Bildirileri.

I. Uluslararası Amasya Darüşşifası ve Şerefeddin Sabuncuoğlu Kongresi (15-18 Ekim 2008, Amasya)

Amasya Darüşşifası Anadolu’daki en eski Selçuklu mimarisi ile yapılmış Darüşşifalardan birisidir (1222-1232), Türk tıp tarihi açısından çok önemli bir Cerrah ve Hekim olan Şerefeddin Sabuncuoğlu burada yetişmiştir.

Son yıllarda, önemi ve değeri daha iyi anlaşılmaya başlayan Amasya Darüşşifası ve Şerefeddin Sabuncuoğlu ile ilgili bilimsel çalışmalar artmıştır.

Ünver (1939), Kılıçoğlu (1956), Uzel (1992)’in öncü ve kapsamlı çalışmaları ile tanınması artan Şerafeddin Sabuncuoğlu, birçok cerrahi dal girişimleri ile minyatürlerle yapmış olduğu renkli resimler sayesinde, çok sayıda cerrahi dal uzmanlarının araştırma konusu olmuş ve yayınlar yapılmıştır.

Bu bağlamda olmak üzere, 1985 yılındaki Kayseri’de (43), daha sonra 2008 yılında Amasya’da,  Cerrah ve Hekim Şerefeddin Sabuncuoğlu adına uluslararası bilimsel kongreler düzenlenmiştir (Fotoğraf 16) (44,45).

Fotoğraf 16. Amasya Uluslararası Anadolu-Türk Darüşşifaları ve Sabuncuoğlu Kongresi (15-18 Ekim 2008, Amasya).

Dönemin Amasya Valisi Sn. M. Celalettin Lekesiz’in liderliğinde, “Valilik Bütçesi, Personeli” destekli, Prof. Dr. Zafer Eren (Amasya Ü. Rektörü), Prof. Dr. İlter Uzel (Düzenleme Kurulu Başkanı) ve Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir (Türk Tıp Tarihi Kurumu Başkanı)’in paydaşlığında I. Uluslararası Amasya Darüşşifası ve Şerefeddin Sabuncuoğlu Kongresi (15-18 Ekim 2008) gerçekleştirilmiştir (44,45).

Bu kongre ile toplumun kültürel, entelektüel gelişimine, bilime, sanata, yerel değerlere katkı sağlanması ve çok merkezli bilim insanlarının katılımı ile örnek bir çalışma yürütüldüğü görülmektedir.

Amasya Valiliği’nin ev sahipliğinde yapılan kongreyi; Amasya ve Çukurova Üniversiteleri, Türk Dil, Türk Tarih ve Türk Tıp Tarihi Kurumu desteklemiştir.

Kongreye yurt dışından ve yurt içinden 41 bilimsel çalışma ile birlikte toplamda 84 kişi katılmıştır.

Aktif girişimci yerel yönetimler ve bilim

Üniversiteler ile birlikte Amasya bölgesinin, yerel kültürel ve tarihsel değerlerinin sahiplenilmesi, tanıtılması, gelecek kuşaklara aktarılması, bilimsel araştırmalara konu olması açılarından; devlet görevlilerinin, illerde en üst yönetim görevi yapan Valilerin ve Belediyelerin liderliklerine, “çağdaş aktif girişimci yerel yönetim” modellerine gereksinim vardır.

Yeni kurulan “kırsal” üniversitelerin bulunduğu Anadolu illerindeki valilere ve kamu yöneticilerine, bu “çağdaş yönetim” anlayışı ile önemli görevler düşmektedir. Valiliklerin, yerleşik kamu erkinin, bu tür kuruluşlarımızın, bilimsel, kültürel, toplumsal çalışmalarını özendirmesi, desteklemesi çok değerlidir.

Toplumda “eğitim”, “entelektüel” gelişme, “toplam kalite”, “girişimcilik”, “kamu yararı”, “refah”, “demokrasi” kavramlarının yükselmesi için çalışmak, devlet-sivil toplum kurumlarının varlık nedenidir.

Kurtuluş Savaşından, başarı ile çıkan M. Kemal Atatürk, eğitime, bilime, sağlığa ve üniversitelerin çağdaşlaşmasına çok önem vermiştir.

Bulaşıcı hastalıklar, çocuk ölümleri, beslenme bozuklukları ve “cehaletle” savaş

Türkiye’nin, Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte, “bulaşıcı hastalıklar, çocuk ölümleri, beslenme bozuklukları” ile savaşında, “cehaletle” savaşı en öne alınmıştır.

Harmoni

Bu nedenle, Japonların, “toplam kalite” anlayışı ile yerel yöneticilerimizin, toplum katmanları ile “harmoni” içinde çalışmasına, toplumda “moral” ve “motivasyonun” yükselmesine ve aktif girişimci yerel yönetim modellerine çok gereksinim vardır.

9. Sonuç

Hekim ve Cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu, Amasya Darüşşifası’nda eğitim görmüş, hekimlik yapmış, güncel “iyi hekimlik ilkelerini” ve uygulamalarını çağlar ötesinde ortaya koymuştur. Ayrıca Türk Tıp Tarihi açısından, tıp alanının Türkçe yazılı kaynakları alanında değer yaratmıştır.

Anadolu coğrafyasının silinmez izi

Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun, 1465 yılında yazdığı Cerrahütü’l Haniyye adlı “Cerrahname” ile bilimsel alanda Anadolu coğrafyasında silinmez iz bırakmıştır. Cerrahütü’l Haniyye “yazması”, “cerrahi” konuları dışında, dil, tıbbi minyatüri ile de değerlidir. Türkçenin yazılı kaynakları içinde, tarih içinde, anıtsal nitelikte, üç dalda (Siyaset, Dil, Tıp) yazılan;
Kutadgu Bilig (Balasagunlu Yusuf) (1069, Kaşgar), Dîvânu Lugâti'tTürk (Kaşgarlı Mahmud) (1074, Bağdat) ile Cerrahütü’l Haniyye (Şerafeddin Sabuncuoğlu) (1465, Amasya) birlikte değer bulmalıdır.
Türkçe dışında diller bilmesine karşın, yaşadığı dönemin “Arapça”, “Farsça” yazan hekimlerine, bilim insanlarına, entelektüellerine, tıp alanındaki Türkçe yazılı kaynakları ile “liderlik” yapmıştır. Bu nedenle, Şerefaddin Sabuncuoğlu, “Türkçe yazdığı” için, uzun yıllar “göz ardı” olmasına ve “gölgede” kalmasına karşın, güncel olarak Türkiye ve dünya genelinde tanınırlığı oldukça artmıştır. Türk Tıp Tarihi içerisinde, Cumhuriyet öncesi, yeterli ilgiyi göremeyen Şerefeddin Sabuncuoğlu, Cumhuriyet sonrası Türkiye’de “çağdaş” cerrahinin kurucusu olarak, daha çok ilgi görmektedir. Bunun yanı sıra, belirtmeliyiz ki; Türkiye’de güncel çağdaş cerrahinin kurucusu, Paris’te St. Louis Hastanesinde eğitim görerek, İstanbul’a gelen (1890), 1909’da kurulan ilk “birleşik” İstanbul Tıp Fakültesinin Dekanı Prof. Dr. Cemil Topuzlu (1866-1958)’dur. Güncel olarak, birçok cerrahi bilim dalı ile ilgili olarak, genç bilim insanları Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun çalışmalarını öğrenmek, araştırmak için istek göstererek, makaleler yazmaktadır. Böylece, Şerefeddin Sabuncuoğlu Bibliyografyası alanında çok önemli gelişmeler olmaktadır. Üroloji, Ortopedi, Göz, Cerrahi, Kalp Damar Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Beyin Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi, Plastik Cerrahi, Deneysel Cerrahi vb alanlarda araştırma yayınları görülmektedir.

Amasya Şerefeddin Sabuncuoğlu Üniversitesi

Sonuç olarak, Amasyalı Şerefeddin Sabuncuoğlu adına Kayseri (1985) ve Amasya (2008)’da gerçekleştirilen kongreler değerli ve umut vericidir.

Doğumunun 636 yılında, “yapıtları” ile “yaşayan”, “insanlığın kültür mirası” Hekim ve Cerrah Amasyalı Şerefeddin Sabuncuoğlu adını, “bir hakkın tecellisi” ile yakın bir gelecekte, “Amasya Şerefeddin Sabuncuoğlu Üniversitesi” olarak göreceğimiz sonucuna ulaşılmıştır.

---------------------------------

Kaynaklar

Canda MŞ. Türkiye’de Nöropatoloji Gelişimi Dünden Bugüne. Türkiye Ekopatoloji Dergisi 2005;11(3);93-158. Canda MŞ. Amasyalı Şerafaddin Sabuncuoğlu’nun ve Cerrahiyetü'l-Haniyye'nin (1468)… Ajans Bakırçay 18.10.2022. Bursalı Mehmed Tâhir (1861-1925). Osmânlı Müellifleri. İstanbul: Meral Yayınevi. 1923;220,246. Uludağ Osman Şevki. Osmanlı Tababeti Tarihi. İstanbul, 1915;53 (Yeni baskı, Kültür Bakanlığı Ankara, 1993). Dr. Rusçuklu Hakkı (Üzel). Şerefeddin Sabuncuoğu, Mücerrebname. İkdam gazetesi, 1920. Yöntem Ali Canip. Cerrahiyetü’l-Haniye: Tababet Tarihimiz için Mühim Bir Eser. Hayat Mecmuası 1927;2I (42):303. Blochet E. Türkçe Yazma Kataloğu. 2. Cilt. Fransız Ulusal Kütüph, Yazml Böl, Paris, 1.C, 1932;402+VIII, 2.C, 1933;314 (Sabuncuoğlu Ş. Cerrahiyyet’ül Haniyye (1465). Fransa: Paris Bibliothéque Nationale. Suppl, Turcs, 1932,1933; 693). Sabuncuoğlu Ş. Cerrahiyyet’ül Haniyye (1465), İstanbul: Millet Kütüphanesi, Ali Emiri (Tıp) Kitaplığı, 79. Ünver SA. “Kitabül Cerrahiye-i İlhaniye”. Darülfünun Tıp Fakültesi Mecmuası 1932;14(9-12):-. Ünver AS. Şerefeddin Sabuncuoğlu:Cerrahiyei İlhaniye (Paris n. resimleri ile): 870/1865, İstanbul: Kenan Basımevi, 1939. Huard P, Grmek MD. Le 1er manuscrit chir Turc, rédigé par Charafeddin(1465) et illustré de 140 miniatures, Paris 1960. Bayat AH. Amasyalı Sabuncuoğlu Şerafeddin Bibliyografyası. Tıp Tarihi Araştırmaları 1988;2:92-101. Bayat AH. “Cerrâhiyye-i İlhâniyye”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1993, VII;420. Yıldırım N. On Beşinci Yüzyıla Ait Türkçe Cerrahnâmeler. MÜTF Lokman Hekim Tıp Tarihi ve .. Dergisi 2011; 1(1): 19-28. Bayram M. Danişmend Oğulları’nın Dinî ve Millî Siyaseti. Türkiyat Araşt Derg 2005;(18):131-147. Altıntaş A. Belgeler ışığında, Amasya Darüüşşifası (700. Yılı). Amasya Anadolu-Türk Darüşşifaları ve Sabuncuoğlu Kongresi (15-18 Ekim 2008, Amasya) Kitabı, Amasya: AÜ Basımevi, 2010;5-16. Ocak (İnan) Z, Tanyeli G. Amasya Bimarhanesinin tamalanmayan taçkapısı. METU JFA 2019;(36:2) 221-246. Albucasis On Surgery and Instruments, A Definive Edition of the Arabic Text with English Translation and Commentary by Spink MS, Lewis GL. 1st ed. London: The Wellcome Institute of the History of Medicine; 1973. Kılıcıoğlu V. Cerrahiye-i İlhniyye (Şerefeddin Sabuncuoğlu). AÜ DTCF, No. 97. Ankara: TTK, 1. Basım, 1956;90. Yavuz S. Cerrahname (Sabuncuoğlu Ş). Türk Tarih Kurumu Yayını. İstanbul: Kesit Yayınevi, 2014;688. 21) Uzel İ. Cerrahiyyetü’l-Haniyye I-II (Sabuncuoğlu Ş). Türk Tarih Kurumu (1. Basım, 1992). Ankara, 2005; Uzel İ. Cerrahiyyetü’l-Haniyye I-II (Sabuncuoğlu Ş). TTK (1. Basım, 1992). Ankara, 2020; Ertunç ÇÖ, Mazı-Depeler L. Sabuncuoğlu Şerefeddin, Cerrahiyyetü’l-Haniyye Minyatür Özell. İstem 2020;18(36):305-323. Lök V. Onbeşinci Asırda Anadolu Türklerinde Kırık Çıkık Tedavisi. EÜTF Derg 1974;16(1):117-122. Numanoğlu İ. Cerrahiyei Ilhaniye: pediatric surgical procedures. J Pediatr Surg 1973;8(4):547-8. Acar V. Yazılışının 550. Yılında Cerrahiyetü’l Haniyye, Türkiye Kaynaklı Makaleler. MÜTF Lokman Hekim 2015;5(2):37-44. Uzel I. Hayatı, Kişiliği ve Cerrahi Aletleri İle Sabuncuoğlu, Amasya Belediyesi Yayını, Ankara, 2004. Uzel İ. Cerrah Sabuncuoğlu Şerefeddin (1385-1470!). Amasya Valiliği Kültür Yayınları, Amasya. 2004. Murad S. Terceme-i Akrabâdîn’de Terkipler ve Adlandırılmaları. Osmanlı Bilimi Araşt Dergisi 2011;12(2);81-94. Sabuncuoğlu Ş. Akrabazin (Terceme-i Akrabadin). Süley Küt. Fâtih, nr.3536; K Ali Paşa Koleks, nr. 761/1), Amasya, 1444. Süveren KA. İbni Sina (980 - 1037)-Şerefeddin Sabuncuoğlu (1385 - 1468), Akrabadin Dokt Tezi, GATA, Ankara, 1991;184. Sabuncuoğlu Ş. Mücerrebname. Süleymaniye Kütüphanesi. Fâtih, nr. 3619). Amasya,1468. Sabuncuoğlu Ş. Mücerrebnâme (İlk Türkçe Deneysel Tıp-1468 (Uzel İ-Süzeren K), Atatürk KM, Ankara 1999. Süveren KA. Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun Mücerrebname Eserinin (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1987. Koçin A. Deneysel fizyolojinin öncüsü Şerafettin Sabuncuoğlu. Bilim Teknik.1991;6;46¬¬-47. Say Y. Osmanlı Tıbbı (Tababeti). Sonhaber Eskişehirin Sesi. 28.10.2022. Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Müzesi, https://amasya.ktb.gov.tr/TR-59522/sabuncuoglu-tip-ve-cerrahi-tarihi-muzesi.html Nuran Yıldırım, “İbrâhim bin Abdullah”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2000, XXI, 284-285. Yıldırım N. Alâim-i Cerrâhîn. I. Uluslararası Kongresi (İTÜ 14-18 Eylül 1981), Bildiriler. İstanbul: İTÜ MF, 1981;169-81. İbrahim B. Abdullah (Cerrah). Alâ’im-i Cerrâhîn (Gürlek M). Süleymaniye Yazma, Hekimoğlu Ali Paşa Koleksiyonu, No:568;911 H, İstanbul, 1505. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. İstanbul, 2016. Katırcıoğlu FS, Acıduman A, Er U. Osmanlı cerrahnameleri dolaşım sistemi. Tur J Thorac Cardiovasc Surg 2011;19(2):292. Yıldırım N. Sabbuncuoğlu Şerafeddin. TDV İslam Ansiklopedisi. ;35:358-9. Köker AH, Erdoğan Y (Eds.). Kayseri Gevher Nesibe Sultan anısına düzenlenen “Şerafeddin Sabuncuoğlu Kongresi” (14 Mart 1985, Kayseri) Kitabı. EÜ Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enst Yayın No: 2, Kayseri, 1986. I. Uluslararası Amasya Darüşşifası ve Şerafeddin Sabuncuoğlu Kongresi (15-18 Ekim 2008, Amasya.) Örgenler O, Can R. Uluslararası Anadolu-Türk Darüşşifaları ve Sabuncuoğlu Kongresi. J Med Ethics. 2009;17(1):48-50.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.