Ajans Bakırçay

Ünlü bilim insanından COVID-19 İle ilgili çarpıcı tespitler

SAĞLIK

Prof.Dr. Biyolog Barbaros Çetin, COVID-19 İle bağlantılı ani çocuk ölümlerini değerlendirdi. 21’inci yüzyılın en tehlikeli ve bin kat daha bulaşıcı salgını olarak nitelendirdiği Covid-19 ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çetin; "İnsanoğlu ektiğini biçiyor" dedi.

Prof.Dr. Çetin, son zamanlarda başta Amerika, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya olmak üzere, birçok ülkede Korona virüsü ile bağlantılı olarak birçok çocuğun ölümüne neden olan, yeni toksik şok benzeri bir durum veya Kawasaki hastalığına benzeyen semptomların ön plana çıktığını söyledi.

Prof. Dr. Çetin, çocuklarda bir tür ateşli bağışıklık sistemi hastalığını etkilediği düşünülen Kawasaki hastalığında, küçük ve orta çaplı atardamarların inflamasyonun (vaskülit) geliştiği ve bu durumun da damarların şişmesine neden olduğu belirtti. Çetin; “Bu tartışmalara uzun yıllar (25 yıl) bu konuda araştırmalar yapan Kaliforniya üniversitesinden Prof.Dr. Moşe Artidi son noktayı koydu. Ağır seyreden çocuk COVID-19 vakalarındaki semptomların Kawasaki hastalığı ile değil, toksik şok tablosu ile daha uyumlu olduğunu ifade etti. Bu vakaların ortalama yaşı 11, oysa Kawasaki hastalığı 5 yaş altında görülen bir hastalık” dedi.

VEFAT EDEN ÇOCUKLARDA LYME TARAMASI YAPILMALI

Çetin ayrıca; “Bu konudaki önerim; bu durumda vefat eden çocuklarda Lyme hastalığına neden Borrelia burgdorferi spiroket bakterisi taramasının yapılması. Lyme hastalığı, kalp, akciğer, diyafram kası felci ve bu sürekli kasılan ana solunum kasının çalışmasını sağlayan ve doğrudan beyinden 2 kol halinde çıkan FRENİK sinirin felci, vaskülit, anevrizma ve damar hastalıkları olmak üzere, bütün organlarımızda tutulum yapar ve 365’den fazla hastalığı taklit eder. Kronik Lyme hastalarının bağışıklık sistemleri çok zayıf olduğu için, COVID-19’a bağlı ölümlerin temelinde altta yatan önemli hastalık nedeni olarak ön planda ele alınması gerekir” dedi.

BİN KAT DAHA BULAŞICI

Prof.Dr. Biyolog Barbaros Çetin, SARS-CoV-2 Pandemisi hakkında yeni değerlendirmelerini şu şekilde değerlendirdi;

"Yeni bir araştırma bulgusu, SARS-CoV-2 (COVID-19) isimli yeni koronavirüs tipinin HIV benzeri bir mutasyona sahip olduğunu, insan hücrelerine SARS virüsünden 1000 kat daha güçlü bağlanma kabiliyetine sahip olduğunu ortaya koydu. Yani 1000 kat daha bulaşıcı! Bu araştırma da, yeni koronavirüsün genom dizisinin analizi, SARS’da bulunmayan ancak HIV ve Ebola virüsünde tespit edilenlere benzeyen mutasyona uğramış genlerin bir kombinasyonunu ortaya koydu. (Prof.Dr.Ruan Jishou ve ekibi,Nankai Üni.) Ayrıca, Singapur’lu COVID-19 hastalarından izole edilen birkaç SARS-CoV-2 virüsünde salgının son aşamalarında SARS-klasikten de kaybolan bir dizi genin eksik olduğu tespit edilmiş!”

“Yeni koronavirüsün genomik analizleri, ‘Başak proteininin’ yakın akrabalarından farklı olduğunu ve protein üzerinde ‘FURİN’ adı verilen bir konakçı hücre enzimi tarafından aktive edilen bir bölgeye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu özelliği çok önemli, çünkü FURİN akciğerler, karaciğer, böbrek ve ince bağırsaklarda dâhil olmak üzere bir çok insan dokusunda bulunur. Buda virüsün birden çok organa saldırma potansiyeline sahip olduğu anlamına gelir. Bu enzim virüs ile insan hücrelerinin füzyonunu/kaynaşmasını sağlıyor. Önemli bir nokta; Yeni virüsle aynı cins SARS ve diğer koronavirüsler Furin aktivasyon sitelerine sahip değiller!”

İNSAN BEYNİNE YERLEŞEBİLMEKTE

“Maalesef yeni çalışmalar koronavirüslerin her zaman solunum yollarıyla sınırlı olmadığını ve ayrıca nörolojik hastalıklara neden olan Merkezi Sinir Sistemini istila edebileceklerini göstermektedir. SARS-CoV-2 enfeksiyonu, ‘Beyin sapının’ ağır bir şekilde enfekte olduğu, hem hastalarda hem de deney hayvanlarında gösterilmiştir. Neticede bu öldürücü virüs insan beynine de yerleşebilmekte ve burada tutulum yapmaktadır! Amerika’dan yeni gelen bir habere göre, son günlerde 30-40’lı yaşlardaki gençlerde beyin kökenli felçe yol açtığı tespit edilmiş”

“Ayrıca bazı koronavirüslerin, akciğerlerdeki ve alt solunum yollarındaki mekanoreseptörlerden ve kemoreseptörlerden sinaps bağlantılı bir yolla, medüler kardiyovasküler merkeze yayılabildiğini göstermiştir. Wuhan’daki caddede yürürken aniden düşerek ölenlerin kalp krizinden öldüğü düşünülüyor. Alman Robert Koch Enstitüsü flaş bir açıklama yaptı. COVİD-19’un kalbe ve böbreklere zarar verdiği ve kan pıhtılaşmasına sebep olduğunu tespit etmişler”

“Fransa Aix-Marsilya üniversitesinde yapılan bir çalışmada, 1 saat boyunca 60 derecelik sıcaklığa bırakılan SARS-CoV-2 virüslerinin bazılarının çoğalmaya devam ettiği tespit edilmiş. Bu durum virüsün son derece tehlikeli olduğunun ve tüm mevsimler boyunca aktif olacağının çarpıcı bir kanıtı”

KİŞİYİ YENİDEN ENFEKTE EDEBİLİYOR

“WUHAN da yapılan bir çalışmaya göre, Bağışıklık yaratmak yerine, koronavirüsün bir kişiyi yeniden enfekte edebileceği ve ölümcül kalp krizine ev sahipliği yapabileceği ortaya kondu.24 güne kadar semptomları bizden gizleyebiliyor, bu nedenle bizden güçlü! Aynı çalışmada, bir hasta da 4 kez negatif, beşincide pozitif, başka bir hastada 6 kez negatif,7.cide pozitif çıkmış! Çonçing’teki Askeri hastane üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada,49 gün boyunca belirti göstermeden vücutta kalan bir Koronavirüs tipi tespit ettiler.”

“Bazı gözlemler COVID-19’un hemoglobinin etrafındaki porfirin halkasını bozduğunu, böylece parçalanmış hemoglobinin toksik hale gelerek Oksijen taşınımını engellediğini ortaya koymuş. Kanda pıhtı oluşumuna neden olduğu da tespit edildi.”

ÖMÜR BOYU KALICI MI?

“Wuhan’dan gelen yeni bir habere göre, hastalığı atlattıktan sonra test sonuçları negatif çıkan hastalar, hiçbir belirti göstermemelerine rağmen 50-70 gün aralığında yeniden pozitif sonuçlarla karşılaşıyor! Bu ilginç durum SARS-CoV-2’nin insan vücudunda uçuk virüsü/Herpes gibi ‘ömür boyu kalıcı’ olabileceğini aklıma getiriyor. Umarım bu durum gerçekleşmez!”

“İtalya’da Aosta kentinde Annede koronavirüs pozitif olan bir bebek Koronavirüs pozitif doğmuş. Bu durum virüsün hamile anneden fetusa geçişinin olabileceğinin bir kanıtı gibi gözüküyor”

“İzlanda da yapılan bir araştırmada SARS-CoV-2’nin 40 farklı mutasyonu tespit edildi. İlk defa bir insanda bu virüsün 2 farklı mutasyonu bir arada tespit edildi. Biri belirli bir mutasyona sahip bir virüs, diğeri ise bu mutasyona sahip olmayan virüs. Bu virüslerin bazıları Avusturya’dan, 2. Bir grup virüs İtalya’dakilerden, 3.grup ise İngiltere’den gelmiş. 21 Nisan’da Çin’den yeni bir çalışmanın etkili sonuçları dünyaya duyuruldu. Zhejiang Üniversitesi bu virüsün mutasyona uğramış 30 farklı türünü tespit ettiklerini ve bazı türlerin çok daha ölümcül olduğunu açıkladı.”

DIŞKI-AĞIZ YOLUYLA BULAŞTIĞI ISPATLANDI

“Çinli bilim insanları SARS-CoV-2 virüsünün ‘Dışkı-Ağız’ yoluyla da bulaşabileceğini ispatladı. Daha tehlikeli nokta ise virüsün bağırsaklarda ciğerlerdeki enfeksiyon bittikten ve kişi iyileşmiş gibi göründükten sonra gerçekleşiyor. Özellikle solunum sıkıntısını aştıktan sonra ishalin başladığı vakalarda durum net şekilde gösterilmiş. Bu çalışmanın korkutucu 2 yanı bulunmakta. Birincisi taburcu edilen hastaların bu yolla salgına yeni bir başlangıç oluşturabilme ihtimali, ikincisi ise solunum adına tüm tedbirler alınsa bile bulaş gıda vs. gibi sebeplerle de hastalığı kapma ihtimali! Henüz net olmamakla birlikte dışkı-hava yoluyla bulaşının da ihtimal dâhiline alınmasına sebep oldu. Bu konuda çarpıcı bir araştırmada Hollanda da yapıldı. Salgının yoğun olarak görüldüğü Tilburg kenti ile Amsterdam’daki kanalizasyon suyunda koronavirüse rastlandı. Kanalizasyon atık sularından uzak durmak gerekiyor.”

“Amerika ve Hong Kong’da yapılan çalışmalar bu virüsün evcil hayvanlarda kedi ve köpeklerde de bulunduğunun ortaya koydu. 2 hastanın evdeki kedi ve köpeğine virüsü bulaştırdığı tespit edildi. Kedi veya köpekten insana bulaştığı henüz bilinmiyor. Yeni yapılan bir denemede virüsün enfekte kediden diğer bir kediye bulaştığı ispatlandı! Umarım evcil hayvanlardan insana bulaşmaz?”

NEDEN BU KADAR TEHLİKELİ

“SARS-CoV-2’nin neden bu kadar tehlikeli olduğuna gelince; Grip gibi değil, farklı bir virüs ailesine ait, çok farklı semptomlara sahip, kolay yayılıyor ve öldürüyor. Şimdiye kadar insanları hasta eden sadece 6 üye içeriyordu (OC43,NL63,HKU1,229E,SARS ve MERS). 7. Tür ise SARS-CoV-2 . Bu virüs SARS-Klasike göre ACE2 proteinine göre daha güçlü yapışıyor ve çok sıkı bağlandığı için çok az sayıda bile enfeksiyonu başlatıyor! Hem üst hem de alt hava yolarını enfekte ediyor. Enfeksiyon ilerledikçe, akciğerler ölü hücreler ve sıvı ile tıkanır ve nefes almayı zorlaştırır. Bu sırada bağışıklık sistemi hücreleri vürüse saldırırken iltihap ve ateşe neden olur. Ancak aşırı durumlarda, bağışıklık sistemi çılgına döner ve gerçek virüsten daha fazla hasara neden olur. Örneğin, kan damarları, savunma hücrelerinin bir enfeksiyon bölgesine ulaşmasına izin vermek için açılabilir. Bu durumda damarlar çok sızıntı yaparsa, akciğerler daha fazla sıvı ile doldurulur. Bu zararlı aşırı reaksiyonlara ‘Sitokinin Fırtınaları’ denir.”

UZUN BİR DÖNEME YAYILACAK BİR SÜRECİN İÇİNDEYİZ

“Aynı anda Kuzey ve Güney Yarım Küre ülkelerinde salgına neden olması, grip virüsleri gibi mevsimsel bir özellik taşımayacağını göstermekte. Epidemiyelog’ların modellerine göre, bu enfeksiyon bugünden yarına ortadan kalkacak, kısa süreli bir sorun değil, uzun bir döneme yayılacak bir sürecin başındayız.”

“AIDS, EBOLA, SARS, MERS, LYME v.s. gibi Zoonotik hastalıkların ortadan kaldırılması çok zordur. Bugüne kadar 1.400’den fazla insan patojenleri katalog’lanmıştır ve bunların yaklaşık yüzde 60’ı insan olmayan türlerden insanlara geçmektedir. Başka bir bilimsel çalışmaya göre, tüm yeni ortaya çıkarılan zoonotik patojenlerin %72’sinin yaban hayatından geldiği bulunmuştur.”

“Zika, Batı Nil virüsü, Chikungunya, Tularemia gibi tehlikeli virüsler sivrisinekler vasıtasıyla, Kırım Kongo kanamalı ateşi, Ensafalit virüsü v.s. gibi en az 38 virüs keneler vasıtasıyla yayılmaktadır. Bazıları insanlarda öldürücü derecede etkilidir. Umarım bir gün SARS-CoV-2 virüsü kene ve sivrisinekler vasıtasıyla insanlar bulaşacak hale gelmez!”

İNSANOĞLU EKTİĞİNİ BİÇMEKTEDİR

“Dünya ekosisteminin insanoğlunun doymak bilmez her türlü tüketim alışkanlıkları yüzünden her geçen gün önlenemez bir hızda bozulması, patojenlerinde doğal yolla değişimlerini ve nesillerini devam ettirmelerini çok etkilemektedir. İnsanoğlu ektiğini biçmektedir! Bir Biyolog olarak, çok önemli bir noktayı Bilim adamlarının dikkatine sunmak istiyorum;

Ters transkriptaz enzimi RNA yapısını kalıp olarak kullanarak DNA sentezini gerçekleştiren bir polimeraz enzimidir. Bu sayede virüs konakçı hücre içindeki DNA sayesinde yeni virüsler üretilir. “RNA polimeraz enzimi mekanizmasında ‘sorun’ olduğu için DNA üretilirken sürekli hata yapıyor, bu durum dünyanın en fazla mutasyon geçiren öldürücü virüsünün (SARS-Cov_2) doğmasına yol açmıştır. Örneğin HIV’in her replikasyon siklusunda 10 hata oluşmaktadır ve virüsün konak hücresine tutunmasını sağlayan zarf proteinlerinde değişmenin daha hızlı olduğu tespit edilmiştir”

21. YÜZYILIN EN TEHLİKELİ VİRÜSÜ

“Netice de; İnsanoğlu 21.yüzyılın en tehlikeli virüsü ile dünya döndükçe birlikte yaşamasını öğrenmek zorunda! Hem kendi neslinin ve hem de yaşamını borçlu olduğu Dünya ekosisteminin sağlıklı geleceği için, yeniden Doğa’nın Ekolojik Kanunlarına saygılı bir biçimde ayak uydurmanın yolları bir an önce gerçekçi bir biçimde planlamalı” dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.