Meclis’teki bütçe görüşmelerinde kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kötü haberi açıkladı. Omicron vakasının Türkiye'ye de geldiğini açıklayan Koca, Türkiye'deki 6 vakanın 5'inin İzmir'de 1'isinin de İstanbul'da görüldüğünü duyurdu.
Koca; "Vatandaşlarımız tedirgin olmasın. Biz özellikle bu varyant ile ilgili, şu anki bilgilerin bulaşıcılığı daha fazla olduğu ama etkisinin daha düşük olabileceği şeklinde düşünüyoruz. Burada vatandaşımızdan bugüne kadar olduğu gibi şimdi de tedbirleri devam ettirmesini istiyoruz" dedi. Koca, varyantın görüldüğü hastaların sağlık durumlarının iyi olduklarını da sözlerine ekleyerek vatandaşların tedirgin olmamasını ama tedbirli davranmasını belirtti.
DSÖ “ENDİŞE VERİCİ TÜR” OLARAK SINIFLANDIRDI
Dünya Sağlık Örgütü B.1.1.529 kodlu yeni varyantı endişe verici tür olarak sınıflandırarak Omicron ismini verdi. Delta varyantından daha bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu belirten DSÖ, insanları ve devletleri yeni virüse karşı önlem almaya çağırdı. Varyant içerisinde 32 farklı mutasyon uzmanlar tarafından tespit edildi. Ayrıca DSÖ tarafından yapılan açıklamada Omicron varyantının corona virüs aşılarına karşı dirençli olabileceği de belirtildi.
OMİCRON VARYANTI BELİRTİLERİ NELER?
İlk olarak Afrika’da görülen ve hızla Avrupa ile Asya’ya yayılan ve en sonunda Türkiye’ye de sıçrayan omicron varyantının belirtileri arasında kuru öksürük, yüksek ateş, vücutta ağrı, gece terlemesi gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Aşırı halsizliğin de belirtileri arasında olduğu Omicron’da tat ve koku kaybı pek yaşanmıyor ve Delta varyantına göre 4.2 kat daha fazla bulaşıyor.
6 KATA KADAR DAHA BULAŞICI
Geçtiğimiz ay Güney Afrika’da ortaya çıkan ve kısa sürede dünyanın birçok ülkesine yayılan Omikron varyantı ile ilgili İzmir Tabip Odası'ndan konuya yönelik açıklamarda bulunuldu.
Açıklamada; "Omicron varyantının klinik seyri, bulaşıcılığı ve bağışıklıktan kaçabilme yeteneği konularındaki bilgiler hala kısıtlı ve kesin bir yargıda bulunmak için yeterli olmaktan uzak olmakla birlikte ilk izlenimler hızlı bir yayılım gösterdiği, ancak antikorları olan kişilerdeki klinik seyrinin deltaya kıyasla daha hafif olabileceği şeklindedir" ifadeleri kullanılan açıklamada, " Yapılan çalışmalar Geçirilmiş infeksiyon+aşılama ya da 3. doz uygulamaları ile elde edilen antikorların omikrona karşı aktivitelerini bir ölçüye kadar koruduklarını göstermektedir. Deltaya karşı 6 kata kadar daha bulaşıcı olduğu hesaplanan omicronun toplumdaki yayılımının, antikorlardan kaçma yeteneğiyle kolaylaşabileceği öngörülmektedir. Mevcut gelişmeler Omicron varyantının tetikleyeceği yeni bir dalga ile karşı karşıya olabileceğimizi düşündürürken ülkelerin alacakları önlemler ve işbirliği, yayılımın hızının kesilmesi açısından son derece önem taşımaktadır" denildi.
Tabip Odası'nın yaptığı açıklamada 8 madde ile yapılması gerekenleri sıraladı:
1) Kamuya açık ortamlarda maske mesafe hijyen başta olmak üzere kişisel korunma önlemlerine uyumun denetimi artırılmalıdır.
2) Kontrolsuz kalabalıkların oluşumuna yönelik önlemler alınmalıdır. Çalışma ortamları, sosyal etkinlikler, toplu taşımda bu önlemlere uyum denetimi sağlanmalıdır.
3) Kapalı ve kalabalık ortamlara girmek isteyen 18 yaş üzeri yetişkinlerin COVID-19’a karşı yeterli düzeyde bağışık olduğunu gösteren bir sistem kurulmalıdır.
4) Vakaların erken saptanmasına yönelik olarak yaygın test yapılmalıdır. Hızlı antijen testleri uygulamaya sokulmalıdır.
5) Pozitif vakaların sağlıklı olanlardan ayrılması ve yakın temaslıların gerçekten tespiti ve karantinaya alınarak izlenmesi için ciddi bir filyasyon sistemi oluşturulmalı, bu uygulamalar için sağlık çalışanları desteklenmelidir.
6) Virüs yayılımının hızının kesilmesi ve özellikle ağır hastalıktan korunmayı sağlamak için aşılama oranları yükseltilmelidir. Aşısız vatandaşlarımıza yönelik çabalar artırılmalı, eksik aşılar tamamlanmalı, hatırlatma dozları yapılmalıdır.
7) Özellikle risk altında olan özel grupların yeniden belirlenerek koruma altına alınması sağlanmalıdır.
8) Salgının toplumun tüm bileşenlerini içerecek şekilde koordinasyon içinde yönetilebilmesi için planlama, uygulama, denetleme ve değerlendirme çalışmalarına başta sağlık olmak üzere ilgili tüm meslek ve emek örgütleri ile akademisyenler dahil edilmelidir.