Üretken yazarımız Recai Şeyhoğlu’ndan halkımıza bir kitap armağanı daha...
“Hayatın İçinden” adlı bu kitabı ile Recai Şeyhoğlu; duyarlı, araştırmacı, gerçek bir gazeteci ruhuyla halkın sözcüsü gibi konuşuyor yine.
Alt başlık olarak ise “Yazılarla Türkiye Fotoğrafı”nı yeğlemiş.
Çok sayıda gazete incelemelerinden sonra güncel politikayı yakından izleyip yorumlarda bulunmuş.
Yazarımız yine iktidara olan muhalefetini her yönden ayrıntılarla / istatistiklere dayanarak sergilemiş.
Aydın kimliğiyle uyarılarda bulunuyor. Kitabındaki yazılara yiğit yazarımız Aziz Nesin ile olan anılarından başlıyor. Sonra nice değerlerimizden söz ederek; “hayata onların penceresinden bakmak ve onları yaşanır-bilinir kılmak gerektiğini” vurguluyor.
Onların adlarının kütüphanelere, parklara, kültür merkezlerine, okullara, caddelere, meydanlara konması gerektiğini belirtip Kazdağları’na Fazıl Say Dağı adının konmasını öneriyor.
Son belediye seçimlerinde tarikatların iktidarda olanları desteklemesini irdeliyor. Atatürk’ün Kurtuluş savaşı zamanında, Arapça konuşan olmadığı ve hocanın doğru dürüst bilmediği halde, pis ve karanlık odalarda yetersiz Arapça öğretmenin anlamsızlığını vurgulaması çok önemli. İsmet İnönü’nün özelliklerini burada saymaya başlasak bir paragraf yetmez. Haydi, yine de kısaca üstün nitelikte ve çok yönlü kültürlü, asil, ilkeli bir siyasetçi, büyük devlet adamı olduğunu belirtelim. Musevilerin bilim ve sanat üretmedeki rakipsizliğini anlatırken, önyargısız insan sevmenin zor olmadığını vurguluyor. Meslek sahibi olanın sadece mesleğiyle değil başka alanlarla da ilgilenmesinin, çok meslekli olmanın güzelliğini geçmiş örneklerden yararlanarak vurguluyor. Üstün niteliklerine dayanarak ülkemizin başına bir Bergamalı yurttaşın geçmesi gerektiğine işaret ediyor. Ahmet Hamdi Tanpınar ve Yaşar Kemal üzerinden yazarların politikadaki duruşunu değerlendiriyor. Geçmişten bu güne kentleriyle özdeşleşen o kadar çok sanatçı, yazar ve bilge var ki şaşırıyorsunuz. Komşumuz olmayan ülkelere asker gönderirken askerlik yapma konusundaki eşitsizlik, ayrıntılı açıklanıp can alıcı hususlar arasında yer alıyor. Tire ilçesini öylesine güzel anlatıyor ki Tire turisti olmaya karar verebilirsiniz.
Kitabın ilerleyen sayfalarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sözü ilaç gibi geldi: Siyaset, temiz insanlarla yapılmalı. Kendime geldim.
Tunç Bey’in değerini bilelim. Politikadaki kirlenme daha doğrusu politikacılardaki kirlenme morali sıfırlayacak düzeyde. Halkımız televizyona çıkıp sürekli konuşan bu insanlardan giderek uzaklaşıyor. Eğitim dünyasında emek verenlerden söz ederek, vefa dersinden sınav olmamız gerektiğini belirtiyor. Emekçi yandaşı yazar Orhan Kemal’e olan hayranlığına diyecek söz bulamıyoruz. Çeşitli örneklerden yola çıkarak yaşamımızda yanlış insanları eleştirdiğimiz ve yine yanlış insanları eleştirmeyip sustuğumuzu vurguluyor. Yazarın arkadaşlarını anlattığı bölümler ise heyecan verici. Adeta güzel insanların fotoğraf sergisi…
Kendisi "arkadaş biriktiriyorum" diyor. Ne mutlu ona ve arkadaşlarına!
Yine bir muhalif olarak eleştirilerini sürdürerek dolu dolu bir kitap daha armağan ediyor biz okurlarına.
Araştırmacı- gazeteci yazarımızın emeklerine sağlık…