Ajans Bakırçay
2023-01-19 12:14:52

Nelson Mandela mı, Nasır mı demokrasiye aşık?..

Mehmet Can Gürbüz

h.dem08@hotmail.com 19 Ocak 2023, 12:14

Sayın Kılıçdaroğlu, popülizme kaçmadan toplumsal sorunlara işaret edecek hamleler yapıyor. SADAT’ın kapısına, TUİK’in kapısına gidiyor dikiliyor. Adaley için yargıçlara, vesayet altına girmesinler diye generallere sesleniyor. 

Bir burjuva demokrasi temsilcisi gibi dolaşıyor ve sosyalist demokrasi mücadelesi verenlerin bile hiç olmasa bir nefes ortamı için destekleyecekleri bir burjuva demokratı.

Ama!... beyefendi (O yüzden Bay Kemal deniyor!), özverili, bencilliğe kaçmadan, 'birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için' yol yürüyen bir lider.

Seçim startı görülen o ki bazıları için başlamış bulunmaktadır. Dağıtılan ulufeler ve sırtında ki küfeden dökülenlerden hesabımıza düşen "bari son bir kez daha oy verelim mi?" Epey sertleşti dil ve sokak maalesef kan kokusuyla daha bir karmaşık. Herkesi kucaklayan, ayrımcılığa hevesli olmayacak bir lider toplumun özlemi. Gerginlik huzuru kaçıran her şey hak etmediğimiz bir ülke haline getiriyor bizi. Mafyanın kol gezdiği baronların paralarını yiyip içerken kentin ortasında kanların akışına yol açtığı, ekmek parası için çırpınanların iş kazalarına kurban verildiği ülkeye çeviriyor bizi.

Dünya siyasi sürecin yakın tarihli liderlerin anlatıldığı bir yazı aktaracağım:

"Arkasına güçlü bir dalga alan ve hapis yıllarının kendisine kazandırdığı saygınlıkla yüceltilen Mandela bir orkestra şefi konumundaydı. Yurttaşları gözlerini ondan, söylediklerinden, hareketlerinden ayırmıyorlardı. Mandela acılarını anlatmaya, gardiyanların hesabını görmeye kalksaydı, apartheid’i desteklemiş ya da buna izin vermiş olanları cezalandırsaydı, kimse onu suçlayamazdı. Son nefesine kadar devlet başkanlığında kalmak ve bir otokrat olarak ülkesini yönetmek isteseydi, kimse bunu engelleyemezdi. Ama o, çok açık bir tavırla, bambaşka bir mesaj vermeyi seçti. Kendisine işkence edenleri bağışlamakla kalmadı, eski başbakan, ayrımcılığın mimarlarından biri olan Verwoerd’ün dul eşini ziyaret edip geçmişin artık geride kaldığını ve yeni Güney Afrika’da ona da yer olduğunu dile getirmek istedi. Verdiği mesaj açıktı: Ben, Mandela, ırkçı rejim döneminde bilindiği üzere işkencelere uğradım, bu iğrençliğe son vermek için herkesten çok çabaladım, şimdi devlet başkanı olarak, beni hapse atan adamın evine misafir olmak ve dul eşiyle çay içmek istiyorum. Bundan böyle, halkım arasından hiç kimse militanca vaatlerde bulunmayı ya da intikam peşinde koşmayı hak görmesin.

Nâsır da birkaç yıl boyunca buna benzer bir konumdaydı. İsteseydi, siyasal kültürü ve mizacı kendisini bu yöne sürükleseydi, Mısır’ı ve bütün o bölgeyi demokrasiye, bireysel özgürlüklere daha çok saygı göstermeye, kuşkusuz aynı zamanda barışa ve gelişmeye yönlendirebilirdi… Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta ve İran’da zorba ya da otoriter rejimlere dönmesinin önüne de geçilebilirdi.

Fazlasıyla kusurlu demokratik bir yaşamın hüküm sürdüğü bir ülkede iktidara gelen Nâsır, sistemde reform yapabilir, onu toplumun başka katmanlarına yayabilir, gerçek bir hukuk devleti kurabilir, rüşvete, eş dost kayırıcılığına ve yabancı müdahalelerine son verebilirdi. Sınıfı ve görüşü nre olursa olsun halkın bütün kesimleri de kendisini bu yolda izlerdi büyük olasılıkla. Ama o, ….düşmanlara fırsat yaratacak bir gedik açacağını bahane ederek, sistemi bütünüyle ortadan kaldırıp tek partili bir rejim kurmayı yeğledi."

(Çivisi Çıkmış Dünya, syf 93-94, Amin Maalouf.)

***

Siz olsanız hangi lidere oy verirdiniz?

Önüne gelene: çapulcu, sürtük, alçak, hain. Yalaka, şerefsiz….diyen, "ananı al git" diyerek seni yolculuğa çıkaran bu ahlaklı lidere mi oy verirdin yoksa; köylümü 6 ayda tüm borçlarını silip toprağıyla buluşturacağım deyip, altılı masada kim çıkarsa çalışacağız diyebilen lidere mi oy verirdiniz.

***

Sevgiyle, sağlıcakla kalın…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.