Ajans Bakırçay

“Torba yasa geri çekilsin, kanun teklifi reddedilsin!”

GÜNDEM

Torba Yasa ile getirilen kanun teklifine karşı “torba yasa geri çekilsin, kanun teklifi reddedilsin” sesleri yurdun dört bir tarafından yükseliyor. 

Ekoloji Birliği'nin “Elektrik Enerjisi Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin Meclisten geri çekilmesi için ülke genelinde basın açıklaması yapma çağrısına yurdun 4 bir yanından eş zamanlı şekilde 31 Ekim günü “Yaşam hakkı torbaya sığmaz, maden ve enerji yasa teklifi geri çekilsin” açıklamaları ve TBMM'ye yönelik çağrı mesajları yayıldı. 

Bir yandan Torba Yasa'nın geri çekilmesi için başlatılan imza kampanyası artarak sürerken, 31 Ekim günü de ekoloji örgütleri ile demokrasi ve emek güçleri, kent ve çevre örgütleri ve çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından “torba yasa”nın geri çekilmesine yönelik basın açıklamaları yapıldı.

İstanbul, Ankara, Hatay, Samsun, Çanakkale, Yalova, Dersim, Giresun, Ordu, Muğla, Biga, Artvin, Sinop, Mersin, Malatya ve Altınoluk ile daha bir çok yerde yaşam savunucuları “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili eş zamanlı basın açıklamaları yaparak “torba yasa”nın geri çekilmesini istediler. 

İzmir'de yaşanan deprem nedeniyle üzüntülerin de belirtildiği açıklamada yerel sorunlarla birlikte aşağıda yer alan metin okundu:

YAŞAM HAKKI TORBAYA SIĞMAZ!

İzmir Seferihisar açıklarında 6.6 büyüklüğünde yaşanan deprem sonucu hayatını kaybeden yurttaşlarımız için çok üzgünüz. Yakınlarına başsağlığı ve sabır, tüm İzmir ve çevre illerde depremi yaşayanlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Deprem ülkesinde yaşadığımız gerçeğini; kentlerimizin, imar uygulamalarının ve yapılarımızın depreme uyumlu olmadığını, 21 yıldır toplanan deprem vergilerinin amacına uygun kullanılmadığını, yıkıcı sonuçlara yol açan bir deprem ile bir kez daha gördük. Ekoloji Birliği olarak İzmir ve Ege halkının yanındayız, dayanışma içinde olacağız.

Geçtiğimiz Nisan ayında ağır pandemi döneminde hazırlanmaya başlandığı ve bugüne kadar gizlice hazırlıklarının sürdürüldüğü anlaşılan Elektrik Enerjisi Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sanayi Komisyonu'nda jet hızıyla görüşüldü. Teklifin önümüzdeki günlerde Genel Kurula getirilmesi bekleniyor.

Teklifin hazırlık aşamasında Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Petrol Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası gibi meslek odalarının ve ekoloji örgütlerinin görüşü alınmadı. Komisyon toplantısına ise ilgili kamu kurumları yanında TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, Madenciler Derneği, RES Üreticileri Derneği gibi sektör şirketlerinin 13 örgütü davet edilmişken, EMO ve Maden Mühendisleri Odası ancak muhalefet milletvekillerinin ısrarı sonucu komisyona son dakikada kabul edildi. Ekoloji Birliği ve diğer ekoloji örgütlerinin katılımı ise pandemi gerekçesi ile engellendi.

ENERJİ VE MADEN ŞİRKETLERİNE DAHA FAZLA İMTİYAZ, HALKA İSE YÜKSEK FATURA!

Kanun teklifi, torba yasa mantığı ile hazırlanan ancak aslında enerji piyasasını yeniden düzenleyen temel bir kanun niteliğindedir. Gerekçesinde ve komisyon tutanaklarında da açıkça beyan edildiği ve teklif maddelerinden de görüldüğü gibi, teklif, enerji ve maden şirketlerine daha fazla imtiyaz ve teşvik sağlamakta ve kaynak aktarmakta, kamu denetimini ve gelirlerini azaltmakta, tek adam rejimini daha fazla pekiştirmektedir.

* Teklif ile 21 dağıtım şirketine, YEKDEM'den faydalanan 818 enerji üretim tesisi sahibine, 1722 enerji üretim tesisine ve çok sayıda maden şirketine avantaj sağlanmaktadır.

* İçinde halkın olmadığı teklifle: Maden şirketlerinin ruhsat alanı dışında da tesis kurmaları sağlanıyor.

* Maden şirketlerinden çeşitli işlemlerinde istenen borcu yoktur yazısı istenmeyerek, kamu alacaklarının takibinden vazgeçiliyor.

* Havaya bir sürü kimyasal ve zehirli gaz salan, atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan ürünleri, orman ürünlerini ve çöpü yakarak elde edilen enerji “yenilenebilir” sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyokütle santrallarının önü daha da açılıyor.

* Bugüne kadar güç sınırı olmaması nedeniyle sayısı oldukça fazla şirkete destek sağladığı bilinen ve şirketlere sermaye aktaran “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM)” kapsamı daha da fazla genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES'lerin sayısının daha da artmasına neden olunuyor.

* Cumhurbaşkanı izni ile, BOTAŞ, TPAO gibi kurumlar tarafından daha önce yurtdışında kurulmuş olan şirketlere, T.C. Kanunlarından muaf olmak üzere, yurtdışı için çalışmak amacıyla yurt içinde de enerji şirketleri kurmaları sağlanıyor.

* Enerji üretim tesisleri için gereken taşınmazlar daha önce Maliye Bakanlığı tarafından kamulaştırılırken ve kamu yararı kararı alınması gerekirken, yetki EPDK'ya veriliyor, kamu yararı kararı olmaksızın istimlak olanağı sağlanıyor ve halkın, köylünün topraklarının sermayeye peşkeş çekilmesi süreci daha da hızlandırılıyor.

* Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor.
Ülkemizin her yerinde köylüleri ve halkı canından bezdiren, ekolojik yıkımlara yol açan, havayı, su kaynaklarını ve tarım alanlarını kirleten ve HES'ler, JES'ler ve RES'lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor.

* Jeotermal alanların ihale bedellerinin taksitlendirilmesi sağlanarak JES'lerin sayıca daha fazla artmasının önü açılıyor.

TORBA YASA TEKLİFİ GERİ ÇEKİLSİN!

EPDK verilerine göre Türkiye'nin 2020 Nisan ayı sonu itibarıyla kurulu gücü 91 bin 564 MW'dır. Enerji işleri Genel Müdürlüğü verilerine göre ise en yüksek puan talebi Ağustos 2019 itibarıyla 45 bin 374 MW olarak gerçekleşmiştir. Yani Türkiye'nin, 2020 Nisan ayı itibarıyla yüzde 102'ler oranında yedek kurulu gücü vardır. Yedek gücün yüzde 20-25 arası olması yeterlidir. Enerji yatırımlarında ciddi bir planlamaya ihtiyaç vardır. Adil dönüşümle fosil yakıtlardan kurtulmayı öngören, ekolojik sistemi gözeten, halkın gerçek ihtiyacına uygun ve enerji kooperatiflerinin yer aldığı bilimsel bir enerji politikasına ihtiyaç vardır.

Bir kez daha yineliyoruz, kanun teklifinde halk yok, enerji demokrasisi yok, enerji tasarrufu yok, enerji verimliliği yok, enerji kooperatiflerine teşvik yok, ekolojik duyarlılık yok. Teklifte, enerji ve maden şirketlerine daha fazla destek, daha fazla kıyak, kamu denetiminin ortadan kaldırılması, tüm yetkilerin tek adamda, Cumhurbaşkanı'nda toplanması, karın şirketlere, zararın halka yıkılması ve ekolojik yıkım var.

Tüm muhalefet partilerini, emek ve demokrasi örgütlerini, ekoloji örgütlerini ve halkımızı bu yasa teklifine karşı çıkmaya çağırıyoruz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.