Ajans Bakırçay

Söyleşi; Kadınlar Farkında...

GÜNDEM

Şair Gülşen Ersan yazdı...

9 Haziran 2022 / Perşembe günü Karşıyaka’da Latife Hanım Köşkü Mehmet Atilla Kütüphanesi’nde kütüphaneci- eğitimci - yazar Recai Şeyhoğlu’nun yönettiği Feyza Hepçilingirler’in “Kadın mı Bayan mı?” konulu söyleşisi vardı.

Dil Devriminin 85.yılında (26 Eylül 2017) Dil Derneği Onur Ödülü bulunan Feyza Hepçilingirler’ e “Deli mi Bu Kadınlar,neden kendilerine 'bayan' denildiğinde çileden çıkıyor, bu sözcüğü hakaret gibi algılıyorlar? “diye soralım istedik.

Etkinlik, Recai Şeyhoğlu'nun, son yıllarda ülkemizde açıkça gözlemlenen ayrımcılıklardan kadın-erkek cinsiyet ayrımcılığıyla yapılan haksızlıklar, taciz, tecavüz gibi olayların, kadınların dövülmesi, öldürülmesi, yetmezmiş gibi devletin en tepesinden gelen “karı mıdır kız mıdır?”gibi söylemlerle bekaretini sorgulama, Gezi’ye katılanlara “sürtük” diyerek hakaret eden ve devamını getiren değersizleştirme çabalarını kınama konuşmasıyla açıldı. Bir devletin dilinin yozlaşmaya başlamasının, giderek bütün değerlerinin yok edildiğinin göstergesi olduğuna vurgu yapan Şeyhoğlu, konuyu seçmelerinin nedenlerini sıralayarak sözü, onur konuğu eğitimci yazar Feyza Hepçilingirler’e bıraktı.

Feyza Hepçilingirler, on beş yaşına kadar Ayvalık’ta yaşadığından, gençliğinin otuz yılının İzmir'de geçtiğinden, artık İstanbul’da oturduğundan söz ettiği kısa tanıtım konuşmasından sonra konuyu ele aldı.

Tarihte, uygar sayılan çoğu ülkeden çok daha önce, kadınlarımıza hak ettiği değeri göstererek onları yücelten büyük önderimiz ATATÜRK'e saygıyla konuşmasına başlayan, O’ nun, 1934’ te çıkarılan Soyadı Kanunu’yla beraber vatandaşlarımızın artık lakap kullanmamasını istediğinden söz açan Hepçilingirler, isimlerin bazılarının Arapça kökenli olduğu halde, soyadı alırken insanların özellikle Türkçe isimler seçmesini önemsediğini, dilimize büyük özen gösterdiğini vurguladı. Hitap şekli olarak Bay-Bayan sözcüklerinin kullanılmasını uygun gören Atatürk'ün bu önermesinde; Fransızcadaki "mösyö-madam" ile İngilizcedeki "mister- mrs" karşılığı olarak seslenmelerde çağdaş ayırt edicilik kazandırmak istediğine işaret etti. Ancak bunun da yetmediğini çünkü değişen çağ ile birlikte kadınların da artık dünkü kadınlar olmadığını dile getirdi.

Sonuç olarak: İster erkeğin yanında "kadın", ister hanımın karşısında "bey", isterse "bay-bayan" olsun bizim kadınlarımız, bu sözcüklerin hangi durumda ve ne amaçla kullanıldığının farkındadırlar. Biri olmadan diğerinin olamayacağı bilindiği halde ayıp sayılan, cinsiyetçi yaklaşımla kadını değersizleştirmeğe yönelik söylemlere karşı çıktıklarının altı çizildi. Aralarında Eski Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü, emekli İzmir Vali Yardımcısı Fahir Işıksız, Mülkiyeli ekonomist- gazeteci Ayhan Bülent Toptaş, Karşıyaka Belediyesi Kütüphaneler Amirliği yapmış olan Yazar Deniz Süer, Emekli Konak Belediyesi Kültür Müdürü Salim Çetin, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Hüseyin Armağan Atalay, Feyza Hepçilingirler’in 41 yıl öncesinden öğrencileri ve Veysel Çolak’ın yönetimindeki Karşıyaka Belediyesi Şiir Atölyesi öğrencilerinin katıldığı etkinlikte katılımcılar da söz sahibi oldu, sorular soruldu. Karşıyaka Belediyesi Şiir Atölyesi üyelerinden şair- yazar Canan Gürtunca Sanlı ile Gülşen Ersan ikişer şiir okudu.

Mehmet Atilla Kitaplığı, kitaplarla ışık saçıyor olmanın yanında düzenlenen etkinliklerle de kültür- sanat dünyasının cazibe merkezi olduğunu kanıtlıyor gibi. GİBİ’si fazla!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.