Ajans Bakırçay

Kadın balıkçının emeği çok, adı yok

GÜNDEM

Dikilili Ayşe Süzme ve Seher Kılıç, genç yaşlarından beri bu sektörde çalışmış ancak emeklerinin karşılığını almakta zorluk çekmiş iki emektar balıkçı....

 Türkiye’de balıkçılık sektöründe kadınlar yok hükmünde.

Yasal mevzuatta adı geçmeyen, genellikle eşlerinin teknelerinde tayfalık yaparak ev geçimine katkı sağlayan kadınlar, denizlerde türlü tehlikeler yetmezmiş gibi mesleki güvenceden yoksun ve kayıt dışı.

Dikilili Ayşe Süzme ve Seher Kılıç, genç yaşlarından beri bu sektörde çalışmış ancak emeklerinin karşılığını almakta zorluk çekmiş iki emektar balıkçı. Onların hikayelerini dinlerken kadın balıkçıların sosyal ve ekonomik sorunlarını gündeme getirmek üzere kurulan Kadın Balıkçılar Derneği’nin çalışmalarını başkan yardımcısı Melike Gündüz ile konuştuk.

Haber: Özgür Duygu Durgun

(Fotoğraf: İshak ve Seher Kılıç)

Çoğu zaman bir meslek grubu olarak bile görülmeyen balıkçılık sektöründe kadın olmanın yükü çok ağır. TÜİK verilerine göre (2019), Türkiye’de balıkçılık ve su ürünleri sektöründe çalışan toplam kişi sayısı 35.937. Sektördeki yan kollar ve kayıt dışı istihdamla birlikte bu sayı 250 bini buluyor. Ancak sektörde kaç kadının çalıştığı belirsiz. Oysa küçük balıkçılıkta ağ temizlemekten balık tutmaya pek çok alanda ve özellikle tedarik zincirinde çok yoğun bir kadın emeği söz konusu.

Kadın balıkçının en önemli sorunu kayıt dışılık. Yoğun emek ve düşük ekonomik gelirle var olmaya çalışan kadın balıkçılar genellikle eşlerine ait teknelerde çalışıyor. 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, toplam çalışan sayısının yüzde 20’sini geçmemek kaydıyla balıkçı teknelerinde 16-18 yaş arasındaki yardımcıların ruhsatsız çalıştırılabilmesine olanak veriyor. Balıkçı ailelerin teknede çalışan kız çocukları varsa, kayıt dışılıktan onlar da nasibini alıyor.

Örgütlenemedikleri veya kooperatiflerde temsil edilmedikleri için karar mekanizmalarında yer alamayan kadın balıkçılar düşük pozisyonlarda, en düşük ücretle, genellikle gayri resmi ve geçici çalışıyor.

"Bilinçsiz avcılık ve deniz kirliliği kadınları balıkçılıktan uzaklaştırıyor"

İzmir’in Dikili ilçesine bağlı Bademli köyünde yaklaşık 30 yıl balıkçılık yapan Ayşe Süzme, kadınların balıkçılık sektöründe yaşadığı zorlukları bizzat tecrübe edenlerden. 69 yaşındaki Süzme, yeri geldiğinde ağ kaldırmış, ağ temizlemiş, teknede gecelemiş. Tüm bunları yaparken çocuk da yetiştirmiş. Süzme, bu iş kolundaki pek çok kadın gibi balıkçılığa eşinin teknesinde başlamış. "67 yaşıma kadar denizdeydim ama son iki yıldır çıkamıyorum" diyen Süzme, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle balıkçılığı istemeyerek de olsa bırakmış. Bir süre Dikili’nin bakir koylarından birinde yer alan özel mülkiyetli Garip adasında eşiyle beraber bekçilik yapan Süzme’nin, balıkçılık yaptığı döneme ait elinde kalan tek belge, teknesinde ağ atarken çekilen; gözü gibi baktığı bir fotoğraf. Süzme’ye göre balıkçılık artık ekonomik kazanç getirmiyor. Bunun da nedeni bilinçsiz avcılık ve Ege’de her geçen yıl artan deniz kirliliği.

(Fotoğraf: Ayşe Süzme)

Balıkçılık ekonomik anlamda sürdürülebilir olmaktan çıkınca kadınların bir kısmı, Seher Kılıç gibi çareyi farklı iş alanlarına yönelmekte buluyor. 64 yaşındaki Seher Hanım, eşi İshak ile Dikili pazaryerinde işlettikleri küçük dükkanlarında başkalarının tuttuğu balıkları satıyor, arada bir de küçücük mekânda müdavimlere sofralar kuruyor. Yaşı ilerleyince denize çıkmayı bırakan Seher Hanım "Kadının ne işi var denizde" buyuran cinsiyetçi zihniyeti eleştiriyor. Bir de denizlerdeki balık çeşitliliğini bitiren gırgır teknelerinden şikayet ediyor.

Sektörde bir ilk: Kadın balıkçının yasal mevzuattaki yeri sorgulandı

Aralarında akademisyen, balıkçı, biyolog ve su ürünleri gibi farklı meslek alanlarından bir grup uzman kadının kurduğu Kadın Balıkçılar Derneği, kadın balıkçıların sosyal ve ekonomik sorunlarını araştırdı. Yönetim kadrosu kadınlardan oluşan bir sivil inisiyatif olarak faaliyet gösteren dernek, Balıkçılık ve Su Ürünleri Mevzuat’ını inceleyerek detaylı bir değerlendirme raporu yayınladı. Raporda kadın balıkçıların sorunları ele alınırken politika önerileri de sunuluyor.

Yasa Sularında Kadın Balıkçılar başlığını taşıyan Balıkçılık ve Su Ürünleri Mevzuatı Analizi Raporu; Avrupa Birliği’nin finansal desteği ile Birleşmiş Milletler Kadın Birimi tarafından uygulanan "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan" projesi kapsamında, Kadın Balıkçılar Derneği tarafından "Denizler İçin Güçleniyoruz" Projesi kapsamında hazırlandı ve Mart ayında kamuoyuna sunuldu. Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın desteğiyle kamuoyuna duyurulan bu raporla dernek, sektörde çalışan ancak emeği görünmeyen binlerce kadının daha görünür, yetkin ve söz sahibi olabilmesi yönünde siyasi otoritelerin ve karar vericilerin dikkatini çekmeyi amaçlıyor.

(Fotoğraf: Melike Gündüz)

Kadın Balıkçılar Derneği Başkan Yardımcısı Melike Gündüz, yola çıkış hedefleri ve derneğin çalışmalarına dair şu bilgileri verdi;

"Dert edindiğimiz konuların başında; denizel biyolojik çeşitliliğin azalması, ekolojik dengenin bozulması ve bu dengenin korunmasında önemli misyonu olan, denizden geçimini sağlayan özellikle Kadın Balıkçılar olmak üzere denizel sektörlerde çalışan tüm kadınların sosyal ve ekonomik sorunları geliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve geliştirilmesi amacıyla savunuculuk yapmak ve denizel sektörlerin sürdürülebilir kullanımına katkı sağlamayı amaç edindik".

Yönetim kurulunun kadınlardan oluştuğunu ve derneğin organizasyon şemasındaki tüm karar vericilerin kadın olduğunu belirten Gündüz şöyle devam etti; "Kadın bakış açısıyla projelerimizi ve girişimlerimizi yürütüyoruz. Çalışmalarımız gönüllük esasına dayanıyor. Türkiye balıkçılık sektöründeki yerleşik toplumsal cinsiyet rol algısını değiştirmek için kadın balıkçılar ile birlikte eğitim ve savunuculuk yoluyla, kadınların işgücünde görünürlüğünü arttırmak, kadınları kendi topluluklarında ve kendi yaşamlarında değiştirici olmaya teşvik etmek için çalışıyoruz". 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.