Ajans Bakırçay

Dikili’deki kadınlar; “Yıkımı talan ve rantçı anlayış getirdi”

GÜNDEM

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yapılan basın açıklamasının ardından depremzedelerin talepleri de sıralandı.

Dikili’deki kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde meydana indi, depremzedelere dayanışma vurgusu yaptı.

Atatürk Meydanı’nda yapılan basın açıklaması öncesinde ise depremzede kadın ve çocuklar için dayanışma standı açıldı. “Yıkıldık” başlığı ile yapılan basın açıklaması ise Aysel Çakıcı, Bilge Demir, Nazlı Deniz Tan Ulu, Pervin Çakıcı, Ayfer Budak, Şirin Ulusoy, Esengül Uzun, Emine Akyol ve Gülendem karabulut tarafından okundu.

Yapılan basın açıklamasında; “Gerçekler küçücük ekranlardan gördüklerimizden çok daha fazla. Kimi göç etti yerinden yurdundan, büyük çoğunluk, doğup büyüdüğü yerlerde enkazların, yıkılmak üzere olan evlerinin başında, yakınında beklemeye devam ediyor. Yaşam devam ediyor. Kalanlar yaşamak zorunda. Bu topraklarda yaşayan insanlar çok acı görmüşlerdir. Üstelik acılarını üst üste bindiren, vicdansızlıklarla Fırsatçılıkla karşılaşmışlardır. Yine de bu topraklarda yaşayan insanlar, birbirlerinin yarasını, insanın gözlerini yaşartan dayanışma örnekleriyle sarmayı da başarmıştır. Halk dayanışma ile ayakta kalabilmiştir” denildi.

ÜLKENİN KAYNAKLARI RANTA KURBAN EDİLMİŞTİR

Basın açıklamasında ayrıca; “İktidar halkın yaralarını sarmak yerine deprem bölgesinde yer alan illerde OHAL ilan etmiş, sosyal medyayı yasaklamıştır. Sosyal medyanın yasaklanması depremzedelerin haberleşmesini engellemiş, enkazda kalanlara ulaşmayı zorlaştırmıştır. Yaşanılan bu afet basit bir gerçeği net olarak gösterdi ki; Türkiye’deki temel sorun kaynak sorunu değildir. Kaynakların doğru bir şekilde kullanılmayışıdır, örgütlenememektir. Ülkenin kaynakları ranta kurban edilmiştir. Yıllardır toplanan deprem vergileri ihtiyaçlar doğrultusunda kullanılmamıştır. Yapılan yolların, havaalanlarının, hastanelerin çökmesi rantçı anlayışın sonuçlarıdır”

“Kahramanmaraş merkezli depremler bütün can yakıcılığı ile etkisini sürdürmeye devam ediyor. Yas tutan, kayıplarını arayan, temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan ve yeni bi hayat kurma zorunluluğu ile karşı karşıya olan depremzedeler halen seslerini duyurmaya çalışıyorlar bize. Depremler bize bir kez daha ‘Deprem değil, Bina öldürür’ gerçeğinin sadece görünen yanını ifade diyor. Bunca felaketin en önemli nedenlerden birisinin ‘İmar barışı’ adı altında çıkarılan kaçak yapıların affına ilişkin yasalar iken, Deprem bölgesinde halen barınma sorunu yaşanırken; su, ısınma, çadır, konteyner, seyyar tuvalet yetersizliği tartışılırken, iktidar mart ayından itibaren konut inşaatına başlanacağını açıkladı. Konutlar yapılırken başta yerbilimci bilim insanların uyarıları dikkate alınmalı malzeme ve inşaatların kontrolü doğru yapılmalı ve depreme dayanıklı konutlar yapılmalıdır”

DİYANET ELİNİ ÇOCUKLARDAN ÇEK

“Deprem alanlarında onca olumsuzluk yaşanırken Diyanet İşleri Başkanlığı skandala doymuyor. Hiranur Vakfı’nda yaşanan taciz ve tecavüz skandalının mürekkebi kurumadan “Depremzede çocukların, evlat edinenlerle evlenebileceği” fetvası gündem oldu. Halkın gösterdiği tepkiler üzerine Diyanet bu açıklamasını siteden çıkarmak zorunda kaldı. Bu depremde yüzlerce çocuğun ailesiz kaldığı, çocuklardan kaç tanesinin güvenilir yerlerde koruma altına alındığı, kaç tanesinin tarikatlara teslim edildiği, çocuklardan bazılarının organ mafyasının eline düşüp düşmediği belli değilken Diyanet İşlerinin böyle ahlak dışı bir fetva yayımlaması endişelerimizin haklılığını göstermektedir. Çocukların tarikatların, cemaatlerin kucağına atılmaması, güvenliklerinin sağlanması ve devletin korumasında olması devletin görevidir”

“Deprem, Kızılay’ın nasıl insani ilişkiler dışına çekildiğini de gösterdi bize. İnsani bir yardım örgütü olarak kurulan Kızılay’ın nasıl bir şirket gibi çalıştırıldığını ve kaynakların yandaşa nasıl aktarıldığını da bu deprem açığa çıkarmıştır. Yaşamsal olan ilişkiler bile iktidar tarafından kar yumağının içine çekilerek kirletilmiştir. Devletin bütün kurumları bu iktidar tarafından çökertilmiş ve kirletilmiştir. Bu zor günde devlet, halkın yaralarına çare bulmak yerine halkın haber alma kaynaklarını da RTÜK kanalı ile ceza yağdırmış ve haber alma hakkımızı engellemiştir. Halkın dayanışma duygusu içinde bir araya getirdiği yardım malzemelerine el konularak kayyum atanmıştır. Bu, dünyada görülmemiş bir rezalettir. Yurtdışından gelen birçok yardım ekibi “Biz bu suça ortak olmayacağız” Diyerek alanı terk etmiştir. Halk canının derdindeyken iktidar yeniden yapılanma adına orman ve mera alanlarının yapılaşmaya açarak acıyı ranta çevirme fırsatçılığı yapmaktadır. Bu cehennemden tek çıkış yolu; insan ve doğaya dayanan bir ekonomik sistem kurmak, kar ve rant anlayışını yok etmektir”

DOĞAYA DOKUNMA; HAYATI KORU

“Bu depremler bize; kamu kurumlarının özelleştirilerek, birer işletme, birer ticarethane haline getirilerek Özel işletmelerin hakimiyetindeki yolların, iletişim ağının Sadece bizim ölümümüze yardım ettiğini gösterdi. Deprem alanlarında bir çadır bulup, tek başına yaşayan kadınlar tacize, tecavüze uğramaktadır. LGBTİ+ler cinsel kimliklerinden dolayı zorluklar yaşamakta, saldırı tehdidi ile karşı karşıyadırlar. Deprem gibi beklenen bir felakette gerekli çalışmaları yapmayarak insanların göz göre göre ölümüne seyirci kalan iktidar, futbol sahalarında kürt fotbol takımlarına yönelik düşmanlığı körüklemekte, provakosyonlar düzenlemektedir. Biz öğrendik artık zorda kalan iktidarın hangi yöntemlere baş vurduğunu. Yapılan her haksızlığın karşısında olacağız, hesabını soracağız” sözlerine yer verildi.

DEPREMZEDELER NE İSTİYORLAR?

Basın açıklamasının ardından depremzedelerin talepleri de sıralandı.

- Barınmak için çadır ve konteyner

- Tuvalet, banyo ve hijyen malzemeleri

- Yardımların, adil eşit dağıtılması

- Kadınlar için özel banyo çadırlarının kurulması

- Kadınlar için giyinme alanlarının oluşturulması

- Kadınlar için emzirme alanlarının oluşturulması

- Kadın, çocuk ve LGBTİ lere yönelik saldırı ve tacizin durdurulması.

- Salgın hastalık olasılığına karşı önlemlerin alınması

- Kaçak yapılaşmaya ön veren görevlilerin hesap vermesi

- Bina denetimlerini usulüne uygun yapmayanların cezalandırılması

- Dikili depreme hazırlanmalı

- Yaşayabilmek için bilimin yol göstericiliği rehber olarak alınmalı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle komşumuz Midilli'de de büyük yürüyüş gerçekleştirildi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.