Ajans Bakırçay

Dikili, demokrasi tarihinin kara lekesi 12 Eylül'ü unutmadı!

GÜNDEM

Dikili'de, 12 Eylül askeri darbesi ve sonuçları; panel ve belgesel gösterimi ile konuşuldu...

Dikili’de, Türkiye demokrasi tarihinin kara lekesi 12 Eylül askeri darbesi ve sonuçları; panel ve belgesel gösterimi ile konuşuldu.

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen etkinlikte birde basın açıklaması okundu. Basın açıklamasında, 12 Eylül faşist cuntasının üzerinden 42 yıl geçmiş olmasına rağmen izlerinin unutulmadığı belirtildi.

Dikili Belediyesi Düğün ve Konferans Salonu’nda gerçekleşen panele 12 Eylül’ün sembol isimlerinden insan hakları aktivisti emekli öğretmen Meral Bekar ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal katıldı. Panel sonrası ise yönetmenliğini Sevim Erdem ile Eyyüp Epekincu'nin yaptığı “İşkencenin önlenmesinde İstanbul protokolü” adlı belgesel filmi gösterildi.

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu’ndan Hüseyin Öğe’nin modere ettiği panelde ilk olarak 12 Eylül’de işkence gören, idam edilen ve hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Panelde söz alan Meral Bekar, 12 Eylül'de Ankara Emniyeti DAL grubundaki işkenceler ile Mamak Askeri Cezaevi olarak adlandırılan toplama kampındaki işkenceleri ve Kadınlar Koğuşu’nun direnişlerini anlattı.

İHD Onursal Başkanı Akın Birdal ise, o dönemde başta Diyarbakır zindanı olmak üzere; Mamak ve diğer cezaevlerinde yapılan insanlık dışı işkenceleri, yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren ve devrimcilere yapılanları anlattı. Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Vedat Türkali başta olmak üzere aydınların, yazarların, akademisyenlerin 12 Eylül faşist cuntasına karşı aldıkları tavırlardan örnekler verdi. 12 Eylül'ün bu gün AKP eliyle devam ettiğini belirten Birdal, 'Tek Adam' iktidarına karşı halkın, devrimcilerin ve sosyalistlerin bir araya gelmesi gerektiğini belirtti.

Panelin soru-cevap kısmında ise Dikili’de bulunan Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel söz aldı. Tüzel, Millet İttifakı karşısında tüm demokrasi güçlerinin tek bir cephede birleşmeleri gerektiğini, halk cephesi veya üçüncü seçeneği örmeleri gerektiğini belirterek; “Ama ne yazık ki bu yapılamıyor. Çok fazla ayrıntılar olmaza da farklı birliktelikler ortaya çıkıyor. Bu durumda halka yeterli güven veremiyoruz. Biz bu ittifaka sadece seçim ittifakı olarak bakmıyoruz. Halkın öznesi olduğu, kararların her alanda halkın aldığı demokrasiyi kurmak için çabalıyoruz. Ve bu çabamızı da devam ettireceğiz” dedi.

Panel sonrası yönetmenliğini Sevim Erdem ile Eyyüp Epekincu'nin yaptığı TTB ve TİHV'nın hazırladığı “İşkencenin önlenmesinde Istanbul protokolü” belgesel filmi gösterildi. Sevim Erdem filmin yapımı hakkında bilgi verdi, sorulan soruları cevapladı.

BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında ise; “Türkiye’de yaşayan halkların, ezilenlerini sömürülenlerin üzerine kâbus gibi çöken 12 Eylül faşist darbesinin üzerinden 42 yıl geçti. 42 yıl önce Amerika’nın Sesi radyosu, darbeden birkaç saat önce ‘Bizim oğlanlar Türkiye’de yönetime el koydu’ diye yayın yapmıştı. Bu sözler darbenin kimler tarafından yapıldığının açık kanıtıydı” denildi.

Basın açıklamasında ayrıca; “ABD emperyalizminin ve NATO’nun maşası olan generaller sermayenin istemleri doğrultusunda Genel Kurmay Başkanın önderliğinde 12 Eylül günü darbe yaptılar. Parlamentoyu kapattılar. Siyasi partilerin kapısına kilit astılar. Grevler yasaklandı, sendikalar, dernekler kapatıldı. Devrimci basın susturuldu, yöneticilerine binlerce yıllık davalar açıldı. Merkezi medyanın vereceği haberlere sınırlama, sansür getirildi. Bu yasağa uymayan gazetelere kapatma cezası verildi. Ana muhalefet partisi lideri başta olmak üzere bazı milletvekilleri tutuklandı. ‘Bir sağdan bir soldan’, ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ denilerek 50 kişi idam edildi. Yaşı büyütülen, yer ve silah balistik keşfi yapılmayan, cunta hukukunun yasalarına göre anti demokratik şekilde yargılanan Erdal Eren, idam edilen tüm devrimcilerin simgesi oldu”

“12 Eylül faşist cuntası toplumsal muhalefeti yok etme harekâtıydı. 650 bin kişi gözaltına alındı. Yüzbinlerce insana işkence yapıldı. Binlercesi cezaevlerine dolduruldu. 12 Eylül faşist cuntası işçi sınıfı ve halk hareketini ezmek için devreye sokulmuştu. Diyarbakır, Mamak, Metris cezaevleri başta olmak üzere bütün askeri cezaevleri işkence hanelere ve toplama kampına dönüştürülmüştü. Kürt halkı üzerinde ise görülmemiş bir baskı ve terör uygulanıyordu. Sermayenin uşağı faşist cuntacıların amacı; toplumsal mücadelenin gelişmesinin öncü güçleri olan sosyalistleri, devrimcileri, demokratları, yurtseverleri, Kürtleri, Alevileri, gençleri pasifize ederek yok etmekti. Darbe lideri Kenan Evren, mitinglerde ayetler okuyarak, yalanlar söyleyerek toplumu gerici düşüncelerle uyutmak istiyordu”

“AKP’de ABD’nin himayesinde, tarikatların desteğiyle kurulan bir partidir. Bu nedenle AKP, 12 Eylül’ün ürünü olan bir partidir. AKP; 12 Eylül’ün Anayasasını değiştirmemiştir. Bilakis 12 Eylül’ün getirdiği YÖK, RTÜK, MGK, Seçim barajı gibi yasalara dört elle sarılmıştır. T.Özal ve Kemal Derviş’lerin ekonomik programını 20 yıldan beri uygulamaktadır. Özelleştirmeler ve sermayeye verilen inanılmaz teşviklerle sermaye sever bir parti olduğunu her fırsatta göstermiştir. Biat eden toplum yaratmak için nitelikli okullar kapatılmış, İmam Hatip Liselerine dönüştürülmüştür. Eğitimin kalitesi düşürülmek için nitelikli öğretmenlere görev verilmemiştir. Diyanet İşleri Başkanlığının işlevi arttırılmış, her konuda fetva veren, 7-8 Bakanlığın bütçesine denk konumuna getirilmiştir”

“12 Eylül’ün ruhu bu gün AKP eliyle devam etmektedir. 12 Eylül’de her şeye hüküm eden ‘Netekim paşası’ Kenan Evren gitmiş, Tek Adam olan Recep Tayip Erdoğan gelmiştir. 12 Eylül’le hesaplaşmak demek, AKP ile hesaplaşmak demektir. Karanlıktan aydınlığa çıkışın yolunu halkın örgütlü güçleri belirleyecektir. Kahrolsun faşist Cunta!” sözlerine yer verildi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.