Bergama Demokrasi Platformu Kadın Komisyonu, Mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kararname yayınlayarak Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini bir kez daha protesto etti.
Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında grup tarafından “Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var” pankartı ile “Kadın cinayetleri politiktir”, “Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula”, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dövizleri açıldı. Alev Çakır tarafından okunan basın açıklaması öncesinde ise, Atasoy Sönmez ve Cafer Çelikkol tarafından müzik dinletisi yapıldı.
Basın açıklamasında ise; “Bugün burada İstanbul Sözleşmesi’nden neden vazgeçmediğimizi, İstanbul Sözleşmesi’nde neden inat ettiğimizi, neden ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ diye haykırdığımızı sizlere anlatacağız. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığı her gün, evet her gün, en az bir kadın şiddete maruz kalıyor veya katlediliyor. En temel hak olan yaşam hakkı kadınların elinden alınıyor” denildi.
Fotoğraflar: Yücel Tunca
Açıklamada ayrıca; “Ülkemizde 2019 yılında 422, 2020 yılında 409 ve 2021 yılında sadece bugüne kadar 176 kadın katledildi. Yine ülkemizde yalnızca haberlere yansıyan kadarıyla 15 yaşından büyük yaklaşık her 3 kadından 1’i yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel ve cinsel şiddetin birine ya da her ikisine maruz kalıyor. Sadece kadınlar değil elbette şiddete maruz kalan, aile içi şiddetin odağındaki çocuklar ve toplumun görmezden gelmeyi seçtiği LGBTİ+ lar da bu artan şiddetin mağdurları. İşte biz, bu mağduriyetlerin önlenmesi, gerekli tedbirlerin alınması, haksızlıkların önüne geçilmesi, yani kısaca İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma karanının geri çekilmesi için bugün burada hep birlikte ses veriyoruz, sessizliğe itiraz ediyoruz, direnmekte inat ediyoruz”
MÜNFERİT DEĞİL, ERKEK ŞİDDETİ
“Kim ki bu sözleşmenin varlığını eleştiriyorsa ve kaldırılmasını istiyorsa kadın cinayetlerine giden yola taş döşüyor demektir. Bu sözleşmenin varlığından rahatsız olan herkes kadın cinayetlerinde katilden yana taraf almaktadır. Bugün tarafımızı seçmek ve yaşamak istiyoruz deme günüdür. Ülkemizdeki ırkçı, faşizan siyasetin sonucu olarak kahvaltı yaparken katledilen HDP İzmir İl binası emekçisi Deniz Poyraz olmak istemiyoruz. Annesi gözleri önünde haykırarak can veren, ‘anne lütfen ölme’ diye yalvaran Emine Bulut’un kızı olmak istemiyoruz. Bir varilin içinde yakılarak bedeni tanınmaz hale gelen Pınar Gültekin veya evine gitmek için minibüse binen ama asla inemeyen Özgecan Aslan olmak istemiyoruz. Ekmeğinin peşinde koşarken bir binanın tepesinden vahşice atılan Şule Çet veya trans bir birey olarak alınacak tek bir nefesi bile kendinde hak göremeyerek köprüden atlayan Eylül Cansın olmak istemiyoruz. Katillerinin hala ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaştığı Nadira Kadirova, Yeldana Kaharman, İpek Er, Gülistan Doku, Rabia Naz olmak istemiyoruz” sözlerine yer verildi.