Ajans Bakırçay
2022-01-13 13:40:10

"Geçinemiyoruz"

Sedat Özgüven

13 Ocak 2022, 13:40

"Geçinemiyoruz" diye haykıran emekçilerin, "barınamıyoruz" diye haykıran gençlerin, "kadınlara yönelik şiddete son" diye haykıran kadınlarımızın yanındayız... şimdi demokratik-barışçıl itirazların her yaşam alanında yükseltilmesi ortaklaştırılması zamanıdır...

***

Halkımız, 'ekonomi' ve 'demokrasi' için yoğun bir sıkıntı ile boğuşuyor.

Yeni denilen yıla bu sıkıntı ve büyük çoğunluğumuzu şaşkınlığa uğratan peş peşe zamlarla girildi.

2021'in son ayları kasım - aralık döneminde ülke gündemini ekonomik kriz, işsizlik, pahalılık ve yoksulluk oluşturdu. Gündelik yaşamları zorlaştıran gelişmeler karşısında, yığınlarda hissedilir bir kıpırdanma olduğunu söylemek mümkün.

İktidar yetkililerinin haksızlıklara karşı yapılan sokak gösterilerine ilişkin açıklamaları da bunu doğrular nitelikte.

Hiç bir eleştiri ve farklı yaklaşıma tahammülü olmayan baskı ve talan düzeni sahipleri, yolun sonuna yaklaştıkça daha çok saldırganlaşıyorlar ve yüzlerini gizlemek zahmetine bile katlanamıyorlar.

Yaşamın her alanında hissedilen kirlilik, sıkıntı ve kötülükler büyük çoğunluğumuzu öylesine etkiliyorki, yaşam çekilmez kılınıyor.

En başta yoksullar, işsizler, gençler, kadınlar hayata devam edebilmekte hayli zorlanıyorlar.Psikolojik baskıların etkileri altında eziliyorlar. Yaşam zevkleri adeta yok ediliyor. İktidar destekli cemaat evlerinde yok edilen hayatlar.

Ailesinin zoruyla cemaat yurdunda kaldığını anlattığı bir video paylaşarak yaşamına son veren Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara unutulmamalı.

Gerçek anlamda insan olabilme çabasındaki her duyarlı insan Enes Kara'lara zorunlu kılınan yaşamları unutmamalı.

Kadınlarımız. Nerdeyse her gün bir erkek şiddetinin mağduru olan kadınlarımız.

İşkence ediliyorlar, öldürülüyorlar ve cezasızlık da sürüyor. Son olarak avukat Dilara Yıldız katledildi. Kadınlarımıza yönelik şiddeti etkisiz kılmayı, azaltmayı, yok etmeği amaçlayan İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'nden çıkıldı. 

Geçenlerde berberde traş olmak için sıra beklerken bir vatandaşımız "Hiç iyi bir şey yapmıyorlar mı yahu" demişti; tek Adam yönetimi için. Ben de 'EVET' demiştim. Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım. Büyük çoğunluklar mağdur ve kötü yaşıyorlar. Katlanamıyanlar hayatlarına son verme yolunu seçiyorlar. Peki de ne yapmalı???

Daha iyi yaşanabilir süreçleri nasıl başlatacağız. Büyük çoğunluklar için yok edilen hak, hukuk, adalet, demokrasi, özgürlük değerlerine yeniden nasıl ulaşacağız?

Bizler, vicdanları sızlayanlar, olan biteni üzüntü, sıkıntı ve kızgınlıkla izleyenler SADECE tesbit etmek, muhabbet etmek ötesinde etkili olmak için çaba göstermenin yollarını bulmalıdırlar.

"BARINAMIYORUZ" diye alanlarda buluşan öğrencilerimizin yanında olmalıyız. Onların sesine ses katmalıyız. Bu aynı zamanda 'ENES ARDA'ya olan insani borcumuzdur.

"GEÇİNEMİYORUZ" diye haykıran tüm emekçilerin yanında olmalıyız. Onlara güç katmalıyız. Bu gerçek anlamda insan olabilmenin de bir koşuludur.

Yaşamın her alanında, mahallede, kahvede, fabrikada, tarlada, haksızlıklara, adaletsizliklere, sömürgen uygulamalara karşı 'Demokratik-Barışçıl' itirazları yükseltmeli, tek adam diktasının anti-demokratik uygulamalarına karşı durulmalıdır.

Bu tür davranmak için aynı ideolojik-politik görüşlere sahip olmak zorunluluğu yoktur. Kötü gidişi gören, iyilik yanlısı, vicdanlı herkes tek adam diktasına karşı güçlü bir ses oluşturmalıdır. Oluşturabilir. Haydi görevlerimize...

Yorumlar (1)

Zülfeli Puliçe 2 Yıl Önce

Kerhen emekli olan öğretmenim.Unu eleyip eleği duvara asmayanlardanım. Yaşamın her alanında, yapılan adaletsiz uygulamalara karşı,Demokratik-Barışçıl yolla itirazlarımızı sonuna kadar yükseltmek. Anti-demokratik uygulamalarına karşı direnmektir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.