Ajans Bakırçay
2023-10-23 11:37:09

Dolmuş

Dr. Ceyhun Balcı

23 Ekim 2023, 11:37

Dünyanın başka ülkelerinde böyle bir taşıt aracı var mı bilmiyorum. Türkiye’deki varlığının sürdüğü kuşkusuz.

Kanımca Yüksel Çakmur’un belediye başkanlığı döneminde İzmir’de bıraktığı önemli izlerden birisidir dolmuşların kent merkezi dışına çıkartılmış olması. Sonraki dönemlerde o koltuğa oturanların dolmuşu tümüyle yaşamımızdan çıkartma girişiminde bulunmamış olmaları bir yana akla bile getirmemiş olmaları önemli eksikliktir.

Bu konuyu farklı zamanlarda ve farklı ortamlarda dile getirmiş olduğumu anımsıyorum.

İzmir’de ve başka metropollerde kitle taşımacılığı konusunda atılan adımlar ve sağlanan gelişmeler kurallarla barışık olmayan, taşımacılık konusundaki payları tartışmalı dolmuş dönemini çoktan geride bırakmamızı gerektirirdi.

Olmadı, olamadı!

Taksi esnafını bile kendi çıkarı doğrultusunda yerel yönetimlere karşı silah olarak kullanabilen bir iktidar döneminde yerel yönetimlerin dolmuş konusundaki devinimsizliğini ve özgüvensizliğini bu bakımdan anlayışla karşılamak da gerekiyor.

İşim gereği dolmuş kaynaklı kazalarla (kaza demek de hatadır gerçekte o ortamda yaşananlara) sık karşılaşıyorum.

Kapısını kapatmadan yürüyenini mi ararsın.

Yoksa kapısına yolcusunu sıkıştıranını mı?

Dolmuşların ayakta yolcu taşıması yasak olsa da denetimsizlik ve adam sendecilik bu temel kuralın uygulanmamasını bir yana bırakalım. Olağanlaşması sonucunu doğuruyor.

Ulu orta yolcu indirme, bindirme.

Trafik kurallarına uymama dile getirilmeye değmeyecek sıradanlıklar.

İZBAN gibi bir taşıma aracı varken Aliağa ve Menemen gibi ilçelerden İzmir’e dolmuş seferlerinin sürüyor oluşu da ayrı bir ilginçliktir.

İZBAN, metro ve tramvay neden var sorusunun yanıtlanması gereği ortadadır.

Yakın zamanda bir yakınımızın başına gelen dolmuş cinayeti bu konuyu bir kez daha işlemeyi gerektirdi.

Kapısını kapatmaksızın yol almayı sürdüren dolmuş cinayetiydi yaşanan. Sürücü tutuklandığına göre her şey ortadaydı belli ki.

İzmir’de ve başka metropollerde toplu taşımacılık gecikmeli de olsa hızla gelişmektedir. Dolayısı ile bir zamanların kaçınılmaz yolcu taşıma yöntemleri geçerliliğini ve gerekliliğini yitirmiştir.

Artık gangrene dönüşmüş olan dolmuş sorunu bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır!

Böyle bir şey düşünüldüğünde ilk akla gelen “bu işten ekmek yiyenlerin ne olacağı” sorusudur.

Olayın iki yönü vardır.

Birincisi dolmuş işletmeciliği plaka sahibi üzerinden yürütülen bir iştir. Başka deyişle sürücüler bir şekilde zorlanan, baskı altında olan çalışanlarıdır bu işin. Adam akıllı araştırılsa onların da yaptıkları işten hoşnut olmadıklarını anlamak zor olmayacaktır.

İşe plaka sahibinin çalışanı olan sürücülerin işlendirilmesiyle başlanırsa yol almak kolaylaşacaktır.

Sürücülerin kamu taşımacılık dizgesi içine alınarak güvenceye kavuşturulmaları bu bağlamda onların direnç göstermesi olasılığını ortadan kaldıracaktır.

Dolmuş plakası sahiplerinden geçim sıkıntısı yaşayacak olanlar varsa olnlar için de bir şeyler yapılabilir.

Dolmuş plakası ayrıcalığını yitireceklerle de masaya oturularak bu taşıma yönteminin sürdürülebilir olmadığı anlatılabilir. Bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür edilebilir.

Zaman zaman cinayete eşdeğer sonuçlara yol açan dolmuş sorununu çözecek yürekli bir yönetim anlayışının gerekliliği tartışılmayacak denli ortadadır.

Bu sorunu çözecek yerel yönetici tarihe önemli bir not düşmekle kalmayacak, kente hizmet açısından da derin iz bırakmış olacaktır.

Yerel seçimlere geri sayarken adayların ve görev başındakilerin dikkatine!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.